NASA, beyaz olmayan ve kadın astronotların Ay'a ilk kez gönderilmesinden vazgeçti

Trump’ın kararnamesi planları değiştirdi

Artemis I görevi kapsamında Ay'a gönderilen roket, 16 Kasım 2022'de Florida'dan fırlatılmıştı (Reuters)
Artemis I görevi kapsamında Ay'a gönderilen roket, 16 Kasım 2022'de Florida'dan fırlatılmıştı (Reuters)
TT

NASA, beyaz olmayan ve kadın astronotların Ay'a ilk kez gönderilmesinden vazgeçti

Artemis I görevi kapsamında Ay'a gönderilen roket, 16 Kasım 2022'de Florida'dan fırlatılmıştı (Reuters)
Artemis I görevi kapsamında Ay'a gönderilen roket, 16 Kasım 2022'de Florida'dan fırlatılmıştı (Reuters)

NASA, Ay’a beyaz olmayan ve kadın astronotları ilk kez gönderme vaadinden vazgeçti.

NASA, bu sözü 2027’de Ay’a astronotların gönderilmesini hedefleyen Artemis programı için vermişti. Bu program, Aralık 1972'deki son Apollo görevinin ardından ilk kez insanların Ay’a ayak basmasını sağlayacak.

Programın, NASA’nın internet sitesindeki tanımında “Ay yüzeyinin daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir bölümünü keşfetmek üzere yenilikçi teknolojileri kullanarak Ay'a beyaz olmayan ve kadın astronotlar ilk kez gönderilecek” ifadeleri yer alıyordu.

Ancak uzay ajansı, ABD Başkanı Donald Trump’ın federal kurumlardaki çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) uygulamalarını iptal etmeye yönelik politikasına uyarak açıklamayı dün değiştirdi.

NASA Sözcüsü Allard Beutel, Guardian’a gönderdiği yazılı açıklamada, Trump’ın DEI kararnamesine yanıt olarak değişikliğe gidildiğini belirtti:

Başkan'ın kararnamesine uygun olarak, NASA’nın Artemis programının Ay’a mürettebat gönderme planlarına ilişkin açıklamamızı güncelliyoruz. Trump yönetiminin ajansımıza yönelik planları hakkında daha fazla bilgi edinmeyi ve herkesin yararı için Ay ve Mars'ta keşif çalışmalarını genişletmeyi dört gözle bekliyoruz.

Diğer yandan NASA, Artemis programı kapsamında beyaz olmayan ve kadın astronotları ilk kez Ay’a gönderme vaadini Trump’ın ilk döneminde 2019’da vermişti.

1969-1972’de 6 kez düzenlenen Apollo görevlerinde Ay’a giden astronotların hepsi 36 ila 47 yaşlarındaki beyaz erkeklerden oluşuyordu.

ABD’li bir kadın tarafından ilk gerçekleştirilen uzay uçuşu Sally Rider’a ait. Rider, bu uçuşu uzay mekiği Challenger’la 1983’te yapmıştı. NASA’nın uzaya gönderdiği ilk siyah astronot da aynı yıl Challenger’la göreve çıkan Guion Bluford’du.

Artemis III'ün 2027’nin ortalarında Ay’a inmesi planlanıyor, mürettebatsa henüz açıklanmadı.

Mürettebatsız test görevi Artemis I kapsamında Kasım 2022’de Ay’ın etrafında bir uçuş gerçekleştirilmişti. İnsanları Ay'a götürüp iniş yapmadan geri getirecek Artemis II uçuşunun da gelecek yıl nisanda yapılması planlanıyor. Artemis II’nin üçü daha önce uzaya gitmiş olan 4 kişilik mürettebatı arasında kadın astronot Christina Koch ve Afro-Amerikan astronot Victor Glover da yer alıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Ars Technica



Frankenstein filmleri neden birdenbire yeniden popüler oldu?

Yönetmen koltuğundaki Guillermo del Toro'nun senaryosunu da kaleme aldığı filmde Victor Frankenstein, ölüleri hayata döndürmek için çabalıyor ve korkunç bir yaratık yaratıyor (Netflix)
Yönetmen koltuğundaki Guillermo del Toro'nun senaryosunu da kaleme aldığı filmde Victor Frankenstein, ölüleri hayata döndürmek için çabalıyor ve korkunç bir yaratık yaratıyor (Netflix)
TT

Frankenstein filmleri neden birdenbire yeniden popüler oldu?

Yönetmen koltuğundaki Guillermo del Toro'nun senaryosunu da kaleme aldığı filmde Victor Frankenstein, ölüleri hayata döndürmek için çabalıyor ve korkunç bir yaratık yaratıyor (Netflix)
Yönetmen koltuğundaki Guillermo del Toro'nun senaryosunu da kaleme aldığı filmde Victor Frankenstein, ölüleri hayata döndürmek için çabalıyor ve korkunç bir yaratık yaratıyor (Netflix)

Frankenstein'ın yayımlanmasının üzerinden 200 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Mary Shelley hiç olmadığı kadar popüler. 

Gotik roman yazarının yarattığı, yarı insan, yarı canavar ve bütünüyle dehşet verici olan bu karakter, önümüzdeki aylarda vizyona girecek iki büyük bütçeli filmde başrolde yer alacak.

Biri Netflix'te yayımlanacak

Bunlardan ilki olan Frankenstein, Suyun Sesi (The Shape of Water) ve Kızıl Tepe (Crimson Peak) gibi yapımlarıyla tanınan korku ustası Guillermo del Toro'nun imzasını taşıyor. Kasımda Netflix'te yayımlanacak olan filmin başrollerinde Mia Goth ve Oscar Isaac yer alıyor.

İkinci film ise Maggie Gyllenhaal'un yönetmen koltuğunda oturduğu The Bride. Gyllenhaal, büyük övgü toplayan ilk yönetmenlik deneyimi Karanlık Kız'ın (The Lost Daughter) ardından, Frankenstein'ın Gelini'nden (The Bride Of Frankenstein) ilham alan 90 milyon dolarlık bir yapımla izleyicinin karşısına çıkıyor. 6 Mart 2026'da vizyona girecek filmde Jessie Buckley ve Christian Bale, ölümsüz bir çifti canlandırıyor. 

Başlangıçta bu yıl 26 Eylül'de gösterime girmesi planlanan filmin vizyon tarihi, bu hafta stüdyo tarafından ertelenerek del Toro'nun versiyonundan biraz daha uzak bir tarihe çekildi.

1990'larda da yaşanmıştı

Aynı temaya sahip filmlerin yakın zamanlarda gösterime girmesi sinema dünyasında alışılmadık bir durum değil. 

1990'larda yanardağ temalı Dante Yanardağı (Dante's Peak) ve Cehennemden Daha Sıcak (Volcano), göktaşı konulu Derin Darbe (Deep Impact) ve Armageddon ya da Showgirls'le Striptiz gibi (Striptease) egzotik dansçılar üzerine benzer temalara sahip yapımlar arka arkaya vizyona girmişti. 

Yakın dönemdeki denemeler tutmadı

Son dönemde Frankenstein evrenine olan ilginin artması, uzun bir Shelley eksikliğinin ardından geldi. Karakter, 1930'larda klasik korku filmlerinde önemli bir yer tutsa da modern uyarlamalar pek başarılı olamamıştı. 

1994'te Kenneth Branagh ve Robert De Niro'lu Mary Shelley'den Frankenstein (Mary Shelley's Frankenstein) ve Daniel Radcliffe'le James McAvoy'un başrollerini paylaştığı 2015 yapımı Victor Frankenstein, eleştirmenlerden ve izleyicilerden beklenen ilgiyi görememişti. 

"Elmayla armutu karşılaştırmak gibi"

Görünüşe göre Netflix ve Warner Bros, önceki başarısızlıkların aksine del Toro ve Gyllenhaal'un bu efsaneyi yeniden canlandırabileceğine inanıyor. 

Üstelik her iki film de aynı kaynak materyale dayanmasına rağmen ortaya tamamen farklı yapımlar çıkabilir.

Fandango'nun film analiz direktörü Shawn Robbins, "Her iki yönetmen de kendine özgü tarzlara sahip" diyerek ekliyor: 

Bu nedenle filmler doğal olarak kıyaslanacak olsa da sonuçta elmayla armutu karşılaştırmak gibi olacak.

Independent Türkçe, Variety, Fandango, Digital Spy