İzleyiciler yeni sezonu yayına giren Netflix dizisine övgüler yağdırıyor

Ölüme Eş, Avusturyalı yazar Bernhard Aichner tarafından kaleme alınan aynı adlı çok satan romandan uyarlandı (Netflix)
Ölüme Eş, Avusturyalı yazar Bernhard Aichner tarafından kaleme alınan aynı adlı çok satan romandan uyarlandı (Netflix)
TT

İzleyiciler yeni sezonu yayına giren Netflix dizisine övgüler yağdırıyor

Ölüme Eş, Avusturyalı yazar Bernhard Aichner tarafından kaleme alınan aynı adlı çok satan romandan uyarlandı (Netflix)
Ölüme Eş, Avusturyalı yazar Bernhard Aichner tarafından kaleme alınan aynı adlı çok satan romandan uyarlandı (Netflix)

Netflix aboneleri, Avusturya yapımı gerilim dizisi Ölüme Eş'in (Totenfrau), 6 nefes kesici bölümle geri dönmesinden son derece memnun.

Netflix, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu şöyle özetliyor:

Eşini kimin öldürdüğünü bulmaya ve intikamını almaya çalışan bir kadın, küçük kasabasının en derin ve çirkin sırlarını açığa çıkarır.

İlk sezonu 2022'de yayına giren dizi, kısa sürede büyük ilgi gördü ve izleyiciler tarafından "karanlık ve sert" diye nitelendirildi.

Dizi, Avusturya'nın muhteşem manzaralarıyla ünlü Tirol Alpleri'nde geçiyor.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da dizi hakkında yorum yapan bir kullanıcı, dizinin yıldızına övgüler yağdırarak "Anna Maria Mühe her zamanki gibi olağanüstü bir performans sergiliyor" dedi.

Başka bir hayran ise "Karanlık, sürükleyici ve bolca tahmin edilemez sürprizler içeriyor. Avusturya'nın güzel bir bölgesinde geçen etkileyici bir hikaye. Oyunculuk da son derece başarılı. Kesinlikle tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.

"Bir sonraki sahnede ne olacağını asla bilemiyorsunuz"

Bir diğer izleyiciyse diziyi şu sözlerle övdü: 

Sürekli şaşırtan kadın başrol karakteri, diziyi vazgeçilmez kılıyor. Bir sonraki sahnede ne olacağını asla bilemiyorsunuz, ki bu benim için büyük bir artı. Muhteşem doğa manzaraları da atmosfere ayrı bir katkı sağlıyor.

Bir hayran da yorumunda "Gerilim dolu, heyecan verici ve tam kararında bir ürkütücülük!" ifadesini kullandı.

"Karanlık bir hikaye"

Başka bir izleyici diziyle ilgili şu yorumu yaptı:

Pek çok sürpriz içeren karanlık bir hikaye. Hepimizin saklamaya çalıştığı sırlar olduğunu ve bunları gün yüzüne çıkarmaktan ne kadar korktuğumuzu hatırlatıyor.

Diziyi izleyen bir X kullanıcısı da "Az önce Ölüme Eş'i bitirdim. Aman Tanrım! Kadın tam anlamıyla bir intikam turuna çıktı ve asla hedefini şaşırmadı" yorumunda bulundu.

İkinci sezon, ilk sezondaki olaylardan iki yıl sonra geçiyor. Bir X kullanıcısı yeni bölümler için "ilk sezon kadar karanlık ve sert" ifadesini kullandı.

Independent Türkçe, Metro, Digital Spy



Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
TT

Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)

Yeni bir araştırmaya göre tek bir psikoterapi seansı, şiddetli bel ağrısı çeken kişilere yıllarca rahatlama sağlayabilir.

The Lancet Rheumatology'de yayınlanan araştırma, bilişsel fonksiyonel terapinin (cognitive functional therapy/CFT) bel ağrısını en az üç yıl boyunca hafifletebildiğini gösteriyor.

Öngörülemeyen nüksetmeler ve ağrı ataklarıyla kendini gösteren kronik bir rahatsızlık olan bel ağrısı, dünya çapında engelliliğin önde gelen nedenlerinden biri.

Dünya çapında 600 milyondan fazla kişiyi etkilese ve 2050'ye kadar yaklaşık 840 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilse de çoğu tedavi yöntemi sadece düşük ila orta derecede iyileşme sağlıyor.

CFT, kronik bel ağrısının tedavisinde halihazırda ilk tercih edilen yöntem ancak faydalarının ne kadar etkili ve kalıcı olduğu henüz tam bilinmiyor.

Hastanın kronik ağrısıyla ilişkisini değiştirmeyi amaçlayan kişiselleştirilmiş bir yaklaşım olan CFT, ağrıya ve engelliliğe katkıda bulunan olumsuz bilişsel süreçleri, duyguları ve davranışları hedef alarak etki yaratıyor.

Son araştırma CFT'nin, bel ağrısından muzdarip kişilerde fiziksel aktiviteye katılımı üç yıla kadar etkili bir şekilde artırdığını gösteriyor.

Bilim insanları çalışmada Avustralya'da kronik bel ağrısı çeken yaklaşık 500 hastayı 8 seanslık normal bakım, CFT veya CFT'yle biofeedback tedavisi almak üzere rastgele gruplara ayırarak verilerini inceledi. Biofeedback tedavisi, kalp atış hızı gibi vücut fonksiyonlarını ölçmek ve hastanın bunları değiştirmesini sağlamak için sensörler kullanan bir teknik.

Normal bakım ise ağrı kesiciler, fizik tedavi veya masaj gibi, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından hastalara önerilen herhangi bir tedaviyi ifade ediyor.

Çalışma, CFT ve CFT'yle biofeedback alan hastaların fiziksel aktiviteye katılımlarında normal bakıma göre gelişmeler olduğunu ortaya koydu.

Üç yıl sonra sadece CFT ve CFT'yle biofeedback alanlar arasındaki farkın küçük olduğu ve kayda değer olmadığı bulundu.

Araştırmaya göre CFT alan kişiler ağrıya yönelik bakış açılarını değiştirebilir, hareket kalıpları ve yaşam tarzı iyileştirmeleri yoluyla kendi kendilerini yönetebilirler.

Araştırmacılar bulgulara dayanarak CFT'nin bel ağrısı çekenler için fiziksel aktivite üzerinde uzun vadeli faydalar sağladığını ve müdahalenin yaygın olarak uygulanabilmesi halinde rahatsızlığı hafifletmek için bir fırsat sunduğunu söylüyor.

Çalışmada şu ifadeler yer alıyor: 

CFT kronik, engellilik yaratan bel ağrısından muzdarip kişilere, normal bakımdan çok daha düşük toplumsal maliyetle büyük ve sürekli iyileşmeler sağlayabilir.

Araştırmacılar, CFT'ye daha fazla erişilebilmesi ve yaygın olarak uygulanabilmesi için klinik tedavi uzmanı eğitiminin yaygınlaştırılması çağrısı yapıyor.

Independent Türkçe