Nolan'ın dev bütçeli yeni filminden haber var

The Odyssey'de 54 yaşındaki Matt Damon, Odysseus karakterine hayat verecek (Universal)
The Odyssey'de 54 yaşındaki Matt Damon, Odysseus karakterine hayat verecek (Universal)
TT

Nolan'ın dev bütçeli yeni filminden haber var

The Odyssey'de 54 yaşındaki Matt Damon, Odysseus karakterine hayat verecek (Universal)
The Odyssey'de 54 yaşındaki Matt Damon, Odysseus karakterine hayat verecek (Universal)

Christopher Nolan'ın yeni filmi küçük bir proje olmaktan çok uzak. Antik Yunan şairi Homeros'un eserinden uyarlanan The Odyssey, Hollywood'un en büyük yıldızlarını bir araya getiriyor. Ancak filmin oyuncularından John Leguizamo, Nolan'ın dev prodüksiyonlara rağmen bağımsız film ruhunu koruduğunu söylüyor.

"Stüdyonun yönlendirmesiyle ilerlemiyor"

"Dostum, bütçesi çılgınca, kesinlikle küçük değil ama filmi bağımsız bir yapım gibi yönetiyor" diyen Leguizamo, MSNBC'nin Morning Joe adlı programındaki röportajında, Nolan'ın yaklaşımını övdü:

Kararları bir komiteyle almıyor, stüdyonun yönlendirmesiyle ilerlemiyor.

Kırmızı Değirmen (Moulin Rouge!), Romeo ve Juliet (Romeo + Juliet), Vahşi Gece (Violent Night) ve Spawn gibi filmlerle tanınan 64 yaşındaki aktör, "Bağımsız bir yönetmen gibi çalışıyor ama elinde deli gibi para var" diye ekledi.

The Odyssey'de Matt Damon, Odysseus karakterine hayat verirken Anne Hathaway, Lupita Nyong’o, Tom Holland, Zendaya, Charlize Theron, Robert Pattinson, Benny Safdie ve Jon Bernthal gibi yıldız isimler de kadroda yer alıyor.

Aksiyon ve mitolojinin iç içe geçeceği bu dev yapım, Truva Savaşı sonrası evine dönmeye çalışan Odysseus'un destansı yolculuğunu konu alıyor. Ancak bu yolculuk kolay olmuyor. Tanrılar ve mitolojik yaratıklar ona türlü engeller çıkarırken, İthaka'da kalan eşi Penelope ve oğlu Telemakhos ise babalarının öldüğünü düşünen taliplerle mücadele etmek zorunda kalıyor.

Nolan'ın filmografisi Yıldızlararası (Interstellar), Oppenheimer ve Başlangıç (Inception) gibi büyük bütçeli yapımları içeriyor.

"Bu imkanları en verimli ve yaratıcı şekilde kullanmak istiyorum"

Ünlü yönetmen, 2024'te Time dergisine verdiği röportajda, büyük ölçekli projeler yapmaya neden ilgi duyduğunu şu sözlerle açıklamıştı:

Büyük ölçekte çalışmak beni cezbediyor çünkü bu tür imkanları bir araya getirebilmek çok zor. Dünyada, benim sahip olduğum kaynaklara erişebilmek için her şeyini vermeye hazır pek çok yönetmen var ve ben de bu imkanları en verimli ve yaratıcı şekilde kullanmam gerektiğini düşünüyorum.

Buna rağmen Nolan, bağımsız sinemaya da büyük önem veriyor. Aynı röportajda Güneş Sonrası (Aftersun) ve Başka Bir Hayatta (Past Lives) gibi daha küçük ölçekli yapımlardan ne kadar etkilendiğini dile getirmişti.

Oppenheimer'daki performansıyla Oscar'a uzanan Cillian Murphy ise Collider'a verdiği röportajda Nolan'ın oyuncularla çalışma tarzını şu sözlerle övmüştü:

Oyunculara karşı inanılmaz bir anlayışı var. Onları seviyor, ne katabileceklerini biliyor ve onlara inanıyor. Çekim sırasında sahneyi birlikte keşfediyoruz. Bize deney yapmamız ve keşfetmemiz için özgürlük tanıyor.

Nolan'ın yazıp Emma Thomas'la birlikte yapımcılığını üstlendiği The Odyssey, 17 Temmuz 2026'da sinemalarda olacak.

Independent Türkçe, Variety, MSNBC, Collider, Time



Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?
TT

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorlar asteroit çarpmasa da yok olmaya mahkum muydu?

Dinozorların asteroit çarpmasından önce çöküşe geçtiği teorisinin doğru olmadığı öne sürüldü.

Milyonlarca yıl boyunca yeryüzüne hükmeden dinozorların soyu, 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan bir göktaşının etkisiyle tükenmişti. 

Bugüne kadar bulunan bazı fosiller, dinozorların bu olaydan önce sayı ve çeşitlilik açısından gerilediğine işaret ediyordu. Özellikle göktaşından önceki yıllarda fosil sayısının azalması bu teoriyi destekliyordu. Bazı bilim insanları, asteroit gezegene çarpmasa bile bu sürüngelerin yok olma sürecine girdiğine inanıyordu. 

University College London'dan paleontolog Chris Dean "Dinozorların asteroit çarpmadan önce de yok olmaya mahkum olup olmadığı 30 yılı aşkın süredir tartışılan bir konu" diyor.

Dean ve ekip arkadaşları bu soruya yanıt bulmak için 66 milyon ila 84 milyon yıl önce Kuzey Amerika'da yaşamış 4 dinozor türüne ait 8 binden fazla fosili inceledi. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (8 Nisan) yayımlanan çalışmada dinozor çeşitliliğinin yaklaşık 76 milyon yıl önce zirveye ulaştığı ve ardından kitlesel yok oluşa kadar azaldığı bulundu. Bu eğilim, dinozorların soyu tükenmeden önceki 6 milyon yılda daha belirgindi. 

Ancak araştırmacılar, paleontologların asteroit çarpmasından önceki yıllarda ne kadar araziye erişebildiğini ve bu bölgelerde kaç kazı çalışması yapıldığını hesaplayınca, bilim insanlarının elinde pek örnek olmadığını tespit etti. Ekip, bu döneme ait jeolojik kayıtların açığa çıkmadığını veya üstünün bitki örtüsüyle kaplı olduğunu buldu.

Ayrıca çevresel koşullar veya diğer faktörlerin bu düşüşü açıklayamadığını söylüyorlar. Geliştirdikleri modellere göre dinozorların sayısı, göktaşı çarpmasına kadar stabildi. 

Bilim insanlarına göre dinozorlar kitlesel yok oluştan önce muhtemelen çökmeye başlamamıştı. Bu izlenimin, döneme ait fosillerin iyi korunmamış ya da bulunmasının zor olmasından kaynaklandığını düşünüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Alfio Alessandro Chiarenza, "Dinozorlar muhtemelen kaçınılmaz bir yok oluşa mahkum değildi" diyerek ekliyor: 

Eğer o asteroit olmasaydı, hâlâ bu gezegeni memeliler, kertenkeleler ve hayatta kalan torunları olan kuşlarla paylaşıyor olabilirlerdi.

Diğer yandan bazı bilim insanları yeni çalışmanın, dinozorların türlerinin azalmaya başladığı teorisini çürütmediğini savunuyor.

Reading Üniversitesi'nden Manabu Sakamoto'nun araştırmasına göre dinozorların yaşadığı 175 milyon yıl boyunca, yeni dinozor türlerinin ortaya çıkma hızı genel olarak yavaşlamıştı ve yeni türlerinin gelişmesinden çok daha fazla sayıda türün nesli tükeniyordu. 

Sakamoto, yeni araştırma mevcut fosillerde sapma olduğunu öne sürmesine karşın dinozor çeşitliliğindeki bu uzun vadeli düşüşün geçerliliğini koruduğunu söylüyor: 

Bu iki durum aynı anda geçerli olabilir.

Independent Türkçe, Live Science, New Scientist, Current Biology