Andor'un yeni sezonuna geri sayım: İsyana hoş geldiniz

Andor'un 12 bölümden oluşan ikinci sezonu, her biri üçer bölümden oluşan 4 kısma ayrılacak (Disney+)
Andor'un 12 bölümden oluşan ikinci sezonu, her biri üçer bölümden oluşan 4 kısma ayrılacak (Disney+)
TT

Andor'un yeni sezonuna geri sayım: İsyana hoş geldiniz

Andor'un 12 bölümden oluşan ikinci sezonu, her biri üçer bölümden oluşan 4 kısma ayrılacak (Disney+)
Andor'un 12 bölümden oluşan ikinci sezonu, her biri üçer bölümden oluşan 4 kısma ayrılacak (Disney+)

Disney+, Emmy adayı Yıldız Savaşları (Star Wars) dizisi Andor'un ikinci sezonuna dair resmi fragmanı yayımladı. 

Merakla beklenen yeni sezon, hikayeyi tamamlayarak 2016 yapımı Rogue One: Bir Star Wars Hikayesi'ndeki (Rogue One: A Star Wars Story) olaylara doğrudan bağlanacak. 

Fragmanda, Diego Luna’nın canlandırdığı Cassian Andor'un farklı bir görev için hazırlandığını görüyoruz. Cassian, "İmparatorluk kazanamaz" diyor. 

Fragmanın sonunda ise bir ses, "İsyana hoş geldiniz" diyerek izleyicileri karşılıyor.

Resmi özetine göre, ikinci sezonda savaşın giderek yaklaştığı bir ortamda karakterler ve ilişkileri daha da yoğunlaşacak. 

Cassian, İsyan'ın önemli bir figürü haline gelirken, herkes büyük sınavlardan geçecek. Risklerin arttığı bu süreçte, ihanetler, fedakarlıklar ve çatışan çıkarlar derinleşecek.

Dizinin 68 yaşındaki yaratıcısı, Amerikalı senarist Tony Gilroy, ikinci sezonla ilgili şu yorumu yapıyor:

Andor'u yapmanın en heyecan verici yanlarından biri, hikayenin geniş ölçeği ve tanık olduğumuz karakter çeşitliliği: Sıradan insanlar, İmparatorluk yöneticileri, tutkulu devrimciler... Hepsi de epik kararlar veren, korkutucu sonuçlarla yüzleşen gerçek insanlar. Cassian'ın yolculuğu hikayemizin kalbi ve omurgası ancak diziyi özel kılan şey bir bütün olarak tüm karakterler. İkinci sezonda izleyicileri nelerin beklediğini görmek için sabırsızlanıyorum.

Andor'un ikinci sezonunda Diego Luna, Stellan Skarsgård, Genevieve O'Reilly, Denise Gough, Kyle Soller ve Forest Whitaker gibi isimler rol alıyor.

Andor'un ilk üç bölümü, Türkiye'de 23 Nisan'dan itibaren Disney+'ta yayımlanacak. Ardından her hafta yeni bölümler izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline



Bazı tropikal ağaçların yıldırım çarpmasını "sevdiği" ortaya çıktı

Amerika'daki bir ağaç türü doğal bir paratoner gibi davranıyor (Unsplash)
Amerika'daki bir ağaç türü doğal bir paratoner gibi davranıyor (Unsplash)
TT

Bazı tropikal ağaçların yıldırım çarpmasını "sevdiği" ortaya çıktı

Amerika'daki bir ağaç türü doğal bir paratoner gibi davranıyor (Unsplash)
Amerika'daki bir ağaç türü doğal bir paratoner gibi davranıyor (Unsplash)

Bilim insanları yıldırım çarpmasının, bir tropikal ağaç türüne iyi geldiğini ve ömrünü uzattığını tespit etti. 

Yıldırım çarpmasının tıpkı insanlar gibi ağaçlar için de sadece olumsuz sonuçlar yaratabileceği düşünülüyordu. ABD'deki Cary Ekosistem Çalışmaları Enstitüsü'nden orman ekoloğu Dr. Evan Gora, "En iyi senaryoda nispeten iyi durumda kalırlar, en kötü senaryodaysa bir milyon parçaya bölünüyorlar" diyor.

Ancak Dr. Gora, 2015'te Panama'daki Dipteryx oleifera türündeki bir ağacın, yıldırım çarpması sonucu etrafındaki ağaçlar ölürken hayatta kaldığını görünce bu konuyu derinlemesine araştırmaya karar verdi. Orta ve Güney Amerika'ya özgü bu ağaçların boyu 50 metreye kadar uzayabiliyor.

Ekolog ve ekip arkadaşları, bu türün yıldırıma karşı diğer ağaçlardan daha dirençli olduğunu daha önce tespit etmişti.

Hakemli dergi New Phytologist'te dün yayımlanan (26 Mart) yeni çalışmalarındaysa yıldırımın D. oleifera'ya epey fayda sağladığını buldular. 

Araştırmacılar yıldırımların yerini tespit eden bir sistem kurarak Panama'nın Barro Colorado Doğa Anıtı'nda 93 ağaca isabet eden 94 yıldırım saptadı. Daha sonra şimşeğin doğrudan isabet ettiği ağaçlarla komşularının sağlığını iki ila 6 yıl boyunca takip ettiler.

gthyju
Dipteryx oleifera'ya çarpan yıldırımlar, kendisini değil komşularını öldürüyor (Evan Gora/Cary Ekosistem Çalışmaları Enstitüsü)

Makaleye göre 93 ağaçtan yüzde 56'sı ölürken, bunlardan hiçbiri D. oleifera değildi. 9 örneğin hepsi hafif hasarla kurtuldu. Araştırmacılar başka birkaç büyük ağaç türünün de yıldırımlardan sağ çıktığını gözlemledi ancak ellerinde çalışmaya dahil edecek kadar veri yoktu. 

Bilim insanları D. oleifera'nın taç ve gövdesinin de yıldırım çarpmasından sonra hızlı bir şekilde toparlandığını ve eskisinden daha sağlıklı hale geldiğini kaydetti. Dr. Gora şöyle diyor: 

Bir Dipteryx oleifera ağacına yıldırım çarpması, çarpmamasından daha iyi.

Ayrıca yıldırımların, ağaçtaki parazit sarmaşıkları öldürerek sayılarını ortalama yüzde 78 oranında azalttığı görüldü. Bu sarmaşıklar, ağaçların tepesine çıkarak güneş ışığının D. oleifera'ya ulaşmasını engelliyor.

Çalışmada D. oleifera'nın komşusu olmanın da ciddi sorunlar yaratabileceği keşfedildi. Yıldırım diğer ağaçların dallarına sıçrayarak onlara zarar verebiliyor ancak D. oleifera'nın komşularının ölme ihtimali, diğer büyük ağaçların yakınında yaşayanlara göre yüzde 48 daha fazlaydı.

Araştırmacılar daha sonra yıldırım çarpma sıklığı ve ağaçların belirli bir boyuta ulaştıktan sonra hayatta kalma oranlarına ilişkin verileri kullanarak bir bilgisayar modeli oluşturdu. Buna göre bir D. oleifera ağacına ortalama 300 yıllık ömründe 5 kere yıldırım çarpıyor.

Ekip, yıldırım çarpması olayları olmadan ağaçların bu kadar uzun süre yaşayamayacağı sonucuna vardı. Üstelik D. oleifera'nın üreme şansı da bu sayede 14 kat artıyor.

Bilim insanları bu nedenle D. oleifera türünün yıldırımları çekecek veya bunlardan kaçınmayacak şekilde evrimleştiğini düşünüyor. Ağacın geniş tacı ve uzun boyu, yıldırımların hedefi olma ihtimalini artırıyor.

Kanada'daki British Columbia Üniversitesi'nden Allan Carroll, yer almadığı araştırmayı şöyle değerlendiriyor:

Çalışmanın bulguları son derece sıradışı ve bitki evrimine dair bilgimize önemli bir katkı sağlıyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Scientific American, New Phytologist