The Last of Us'ın yaratıcısından izleyicilerin eleştirilerine yanıt

Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)
Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)
TT

The Last of Us'ın yaratıcısından izleyicilerin eleştirilerine yanıt

Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)
Ellie'yi canlandıran 21 yaşındaki Bella Ramsey, HBO'nun rekortmen dizisi Game of Thrones'daki Lyanna Mormont rolüyle çıkış yapmıştı (HBO)

Büyük hayran kitlesine sahip yapımların uyarlamalarında fikir ayrılıkları sık yaşanır ve herkesi memnun etmek zordur. Ancak bazı tartışmalar, gereksiz görünebiliyor. Buna son örnek ise The Last of Us dizisinin ikinci sezonunda Bella Ramsey'nin görünüşüne dair sosyal medyada yapılan eleştiriler.

Video oyununda olduğu gibi dizide de hikayenin iki bölümü arasında 5 yıllık bir zaman atlaması var. Ana karakter Ellie, 14 yaşından 19'a geçiyor; bu süreçte boyu uzuyor ve kaslanıyor. Bella Ramsey, ikinci sezon çekimleri sırasında gerçekte de 19 yaşındaydı ancak rol için ciddi anlamda kas yapmamayı tercih etti ve boyu 1.55'te kaldı. Bu durum bazı izleyicilerin oyuncu seçimine yönelik eleştirilerde bulunmasına yol açtı.

Dizinin ortak yaratıcısı Craig Mazin, Hollywood Reporter'a verdiği röportajda, kaynak materyalle fiziksel olarak birebir örtüşmese de Ramsey'yi bu rol için seçmekte hiç tereddüt etmediğini belirtti:

Oyundaki Ellie çok daha büyük görünüyor. Bazı insanlar yıllar içinde ciddi şekilde değişirken, bazıları pek değişmez. Ben fiziksel görünüme takılmıyorum, ki yıllardır Bella'nın yüzüne bakarak kurgu yapıyorum, bu süreçte olgunlaştığını görebiliyorum. Benim için önemli olan duygusal olgunluk ve kişilik değişimi.

"Minyon bir insan, iri biriyle nasıl dövüşür?"

Bu açıdan bakıldığında Mazin, Ramsey'nin rol için biçilmiş kaftan olduğuna inanıyor. Ancak The Last of Us gibi acımasız bir dünyada Ellie gibi bir karakterin kendini nasıl savunacağına dair kaygıyı da anlıyor. Mazin, bu fiziksel zorluğu görmezden gelmek yerine ikinci sezonda doğrudan ele almayı tercih etmiş:

"Minyon bir insan, iri biriyle nasıl dövüşür? Bu karateyle olmaz. Harika yumruklar ya da tekmelerle de olmaz, kaybederler" diyen dizi sorumlusu Mazin ekliyor: 

Bunun cevabı jiu-jitsu. Çok fazla jiu-jitsu izledim ve özellikle minyon bir kişinin büyük birini yere serdiği antrenmanlara baktım. Bu dünyada kimse şakaya gelmiyor, dolayısıyla gerçekçi bir çözüm gerekiyordu.

"Zıtlık yaratacak birini istedik"

Öte yandan, Ellie'nin romantik partnerini seçerken, Ramsey'ye uygun bir oyuncu bulmak istediklerini belirtiyor Mazin. Ellie'nin sevgilisi Dina rolü için, Ramsey'yle neredeyse aynı boyda olan Isabella Merced seçilmiş.

"Zıtlık yaratacak birini istedik. Ellie sert, içine kapanık ve temkinli biri. Bu yüzden içinden güneş saçan biri aradık" diyen Mazin şöyle ekliyor: 

Aynı zamanda 1.75'lik bir oyuncu da istemedik çünkü Bella epey kısa. Aradaki boy farkı kadraj açısından da zor olurdu; ya da Dina karakteri, Ellie’nin sevgilisinden çok annesi gibi hissettirebilirdi.

Yeni sezonda kadroya katılan diğer isimler arasında Kaitlyn Dever, Catherine O'Hara, Jeffrey Wright, Young Mazino, Danny Ramirez ve Joe Pantoliano yer alıyor. Pedro Pascal ise başroldeki yerini koruyor.

Dizinin birinci sezonu, 9. bölümüyle 12 Mart 2023'te sona ermişti. Final bölümü, Ellie'nin Cordyceps enfeksiyonuna karşı nasıl bağışıklık kazandığını göstermişti.

The Last of Us'ın ikinci sezonu, 13 Nisan'da izleyiciyle buluşacak. Dizi, Türkiye'de bluTV üzerinden yayımlanıyor.

Independent Türkçe, IndieWire, Hollywood Reporter



Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
TT

Dünya'daki suyun kökenine dair teori sarsılıyor

Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)
Dünya'daki suyun kökenini bulmak için hidrojenin nereden geldiğini tespit etmek gerekiyor (Unsplash)

Bilim insanları Dünya'daki suyun asteroitlerden gelmediğini ve gezegenin bunu kendi başına üretecek kapasiteye sahip olduğunu öne sürdü.

Dünya'daki suyun kökeni, yaşamı mümkün kılan temel maddeler arasında olmasından dolayı, büyük önem arz eden bir konu. Bu nedenle hidrojeninin ne zaman ve nerede oluştuğunu saptamak gerekiyor: Hidrojen olmadan su ve su olmadan da bildiğimiz türden yaşam var olamaz.

Yaygın kabul gören bir teoriye göre su bileşenleri, yaklaşık 4,5 milyarlar yıl önce oluşan gezegenin ilk dönemlerinde yeryüzüne düşen göktaşlarının içindeydi.

Ancak bulguları hakemli dergi Icarus'ta yayımlanan çalışmaya göre suyun oluşması için göktaşlarına ihtiyaç duyulmamış olabilir.

Bilim insanları enstatit kondrit denen nadir bir meteorit türüne odaklandı. Bu göktaşları Dünya'nın 4,5 milyar yıl önceki yapısına benzedikleri için gezegenin ilk dönemleri hakkında fikir verebiliyor.

Daha önce yapılan bir çalışmada bu türden bir örnekte hidrojen tespit edilmiş ancak elementin kayada kendiliğinden mi bulunduğu yoksa daha sonra mı bulaştığı belirlenememişti.

Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları yeni çalışmada X ışınlarından yararlanarak aynı türden farklı bir göktaşının kimyasal yapısını ortaya çıkarmaya çalıştı.

Ekip göktaşı içindeki hidrojenin sülfür molekülleriyle bağlantılı olacağını düşünerek ışını buna göre ayarladı. Şaşırtıcı bir şekilde hidrojen sülfür, bekledikleri bölgenin dışındaki kristalize kısımda yoğunlaşmıştı.

Diğer yandan meteoride Dünya'da bir şeyler bulaştığına işaret eden, çatlak veya pas bulunan bölgelerinde hidrojen yok denecek kadar azdı.

Bilim insanları bu nedenle hidrojenin göktaşında her zaman olduğunu ve sonradan bulaşmadığını düşünüyor.

Bu durum popüler teoriyi destekliyor gibi görünse de araştırmacılar, bu meteoridin Dünya'nın ilk dönemlerine benzemesine dikkat çekiyor.

Göktaşında doğal yolla oluşan hidrojen sülfür miktarına dayanarak gezegenin de yaşamı mümkün kılan ilk su moleküllerini üretecek tüm hidrojene sahip olabileceğini öne sürüyorlar.

Çalışmaya liderlik eden Tom Barrett "Analiz bize numunenin hidrojen sülfür içerdiğini, sadece beklediğimiz yerde olmadığını söylediğinde inanılmaz derecede heyecanlandık" diyor.

Makalenin ortak yazarı James Bryson da "Artık gezegenimizi inşa eden malzemenin hidrojen açısından daha önce düşündüğümüzden çok daha zengin olduğunu düşünüyoruz" diyerek ekliyor. 

Bu bulgu Dünya'daki suyun, gezegenimiz oluştuktan sonra onu tesadüfen bombardımana tutan hidratlı göktaşlarından ziyade doğal bir süreç sonucu oluştuğu fikrini destekliyor.

Ancak yeni çalışma tartışmayı kesin bir şekilde kapatmıyor. Dünya'da suyun kendiliğinden oluşabileceğine dair önemli bir bulgu sunsa da göktaşları süreçte kritik bir rol oynamış olabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, Discover Magazine, Icarus