56 milyon gebelik incelendi: Hamilelik döneminde diyabet, otizm riskini artırıyor

Dünya çapındaki hamile kadınların yaklaşık yüzde 14'ünün gestasyonel diyabetten muzdarip olduğunu tahmin ediliyor (Unsplash)
Dünya çapındaki hamile kadınların yaklaşık yüzde 14'ünün gestasyonel diyabetten muzdarip olduğunu tahmin ediliyor (Unsplash)
TT

56 milyon gebelik incelendi: Hamilelik döneminde diyabet, otizm riskini artırıyor

Dünya çapındaki hamile kadınların yaklaşık yüzde 14'ünün gestasyonel diyabetten muzdarip olduğunu tahmin ediliyor (Unsplash)
Dünya çapındaki hamile kadınların yaklaşık yüzde 14'ünün gestasyonel diyabetten muzdarip olduğunu tahmin ediliyor (Unsplash)

Milyonlarca kişiyi içeren yeni bir araştırma, hamilelik dönemindeki diyabet ve çocukta otizm gibi nörogelişimsel bozukluklar görülme riski arasında güçlü bir bağlantı saptadı. 

Hakemli dergi Lancet Diabetes & Endocrinology'de dün (7 Nisan) yayımlanan araştırma, maternal diyabetin hem anne hem de çocukta çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini gösteren çalışmalara bir yenisini ekliyor. 

Bilim insanları yeni çalışmada maternal diyabet kapsamına, hamileyken tip 1 veya tip 2 diyabet hastası olan veya gebelik sürecinde gestasyonel diyabet teşhisi konan kişileri aldı. Gestasyonel diyabet, daha önce hastalıktan muzdarip olmayan kişilerin hamileyken diyabet semptomları sergilemesini ifade ediyor.

Araştırmacılar bu doğrultuda dünya çapından 56 milyon anne-çocuk çiftinin incelendiği 202 çalışmayı analiz etti. 

Annenin yaşı ve vücut kitle endeksi gibi diğer faktörler hesaba katıldığına bile, maternal diyabet olan kadınların çocuklarının, nörogelişimsel bir sorun yaşama ihtimalinin yüzde 28 daha yüksek olduğu bulundu. 

Bu grupta otizm riski yüzde 25, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) riski yüzde 30 ve zeka geriliği riski yüzde 32 daha yüksek çıktı. 

Bilim insanları ayrıca önceden diyabet tanısı alan annelerin çocuklarında nörogelişimsel bozukluk oluşma riskinin, gestasyonel diyabete kıyasla daha yüksek olduğunu gözlemledi. 

Bulgular, gebelik döneminde diyabet ve bu sorunlar arasında bir neden sonuç ilişkisi kurmuyor. Ancak Çin'deki Orta Güney Üniversitesi'nden makalenin yazarı Fangkun Liu diyabet ve nörogelişimsel bozukluk arasındaki ilişkinin bu kadar geniş bir veri setinde böyle bir tutarlılık sergilemesinin şaşırtıcı olduğunu söylüyor.

Bu bağlantıya neyin yol açtığı henüz bilinmiyor ancak araştırma ekibi, tip 1 diyabetin çocuklarda iltihaplanmayı artırabileceğini ve bunun, otizm ve DEHB riskinin yükselmesiyle ilişkili olabileceğini düşünüyor. Ayrıca maternal diyabetin, genlerin ifade edilme şeklini ve beyin fonksiyonlarını etkileyebileceğini öne sürüyorlar.

Çalışmada yer almayan Dr. Magdalena Janecka da maternal diyabet ve otizm arasındaki ilişkinin bilindiğini ancak arkasındaki mekanizmanın tam anlaşılmadığını dile getiriyor.

Diğer yandan yeni analizdeki bazı çalışmalarda kardeşler incelenmiş ve maternal diyabetle nörogelişimsel sorunlar arasında net bir bağlantı bulunamamış. Bu durum bazı genetik faktörlerin riski artırabileceğine işaret ediyor.

Bilim insanları, anne adaylarına hamilelikten önce diyabet taramaları ve tedavisi yapılması çağrısında bulunuyor. 

Ayrıca yüksek kan şekerini kontrol altına almanın, bu riskleri düşürüp düşürmeyeceğinin araştırılmasına da ihtiyaç var. Çalışmada yer almayan Dr. Kartik Venkatesh şöyle diyor:

Bir araştırmacı, bu alanda çalışan bir hekim ve bir ebeveyn olarak, hamilelikte glukoz kontrol tedavisinin etkisi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak istiyorum.

Independent Türkçe, New York Times, Reuters, Lancet Diabetes & Endocrinology



125 milyon yıllık fosillerde saklı iki dinozor türü keşfedildi

İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)
İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)
TT

125 milyon yıllık fosillerde saklı iki dinozor türü keşfedildi

İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)
İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)

Bilim insanları Çin'in kuzeydoğusunda 125 milyon yıllık fosillerde saklı iki yeni tüylü dinozor türü keşfetti.

Bulgu, Çin'de dolaşan iki ayaklı teropod dinozorların çeşitliliğine ve yaşadıkları ekosisteme daha fazla ışık tutuyor.

Sinosauropteryx lingyuanensis ve Huadanosaurus sinensis adı verilen iki türün yaşadığı Çin'in Jehol Biyotası, 133 ila 120 milyon yıl önce yaşamış canlıların iyi korunmuş fosilleri bakımından zengin bir bölge.

Hakemli dergi National Science Review'da yayımlanan çalışmaya göre Huadanosaurus, güçlü ısırma kuvvetiyle memelileri etkin bir şekilde avlayıp öldürmesini sağlayan sağlam çenesi ve güçlü boyun kaslarıyla yakın akrabaları arasında öne çıkıyordu.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin ve Çin Bilimler Akademisi'nin kuruluşunun 75. yıldönümü anısına dinozora, Çincede büyük bir kişinin ya da büyük bir kurumun doğum günü anlamına gelen "Huadan" adı verildi.

Araştırmacılar ayrıca bu dinozor fosilinin karnında kemirgen benzeri iki memelinin kalıntılarını buldu. Bulgular, bu eski ekosistemde dinozorla memeliler arasındaki avlanma ilişkisinin ilk doğrudan kanıtını sunuyor.

Bilim insanları çalışmada, "Huadanosaurus muhtemelen küçük avını ağzıyla yakaladı, maksiller dişlerinin güçlü ısırma kuvvetini kullanıp onu hızla öldürerek av sırasında bütün olarak yuttu" diye yazıyor.

Sadece 1,2 metre civarı uzunluğa sahip diğer dinozor Sinosauropteryx lingyuanensis ise muhtemelen kuşları avlıyordu.

Ona da Çin'deki fosillerin bulunduğu Lingyuan şehrinin adı verildi.

Görünüşe göre iki dinozor benzer büyüklükte olsa da bilim insanları farklı avları avlamak için uzmanlaştıklarından, aralarında muhtemelen rekabet olmadığını söylüyor.

DİNO HABERLERİ!!!
Sinosauropteryx'in artık iki türü var.

S. prima & S. lingyuanensis.
Qiu ve ekip arkadaşları tarafından verilen ölçümlere dayanarak ölçeklendirdim.

Sanat eseri, PaleoHistorik, @TheNewArtistGR & Acuario tarafından yapılmıştır.

Sinosauropteryx'i kaplayan tüyler muhtemelen dinozorun açık bir alanda, doğrudan bol miktarda güneş ışığı altındayken bile saklanabilmesini sağlayan bir kamuflaj görevi görüyordu. Bu da hem gündüz hem de gece aktif olabileceği sinyalini veriyor.

Öte yandan Huadanosaurus muhtemelen gece ortaya çıkıyordu.

Bilim insanları, "Avlanma tarzı ve avdaki farklılıkların yanı sıra Sinosauropteryx'in aktif olduğu vakitler de Huadanosaurus'tan farklı olabilir" diye yazıyor.

Araştırmacılar Sinosauropteryx'i, Sinosauropterygidae adı verilen ve 1 metre uzunluğundaki Sinosauropteryx prima'yla boyu yaklaşık 2,4 metreye ulaşan Sinocalliopteryx gigas'ı da içeren ayrı bir dinozor grubuna dahil etti.

dcfgt
Sinosauropteryx lingyuanensis (üstte) ve Huadanosaurus sinensis'in (altta) anatomisi (National Science Review)

Bulgular, Jehol Biyotası'nın bu bölümünde yaşayan bu iki bacaklı küçük dinozorlar arasındaki farklı avlanma tarzlarının varlığına işaret ediyor.

Bilim insanları bu bölgedeki dinozorların böylesine benzersiz bir bileşime sahip olmasının, diğer bölgelerle tür alışverişinin eksikliğine işaret ettiğini düşünüyor.

Bu durumun, yerkabuğunun daralıp genişlemesinin yarattığı coğrafi engellerden veya ara sıra meydana gelen volkanik patlamalardan kaynaklanmış olabileceğini söylüyorlar.

Araştırmacılar, izole haldeki rift havzalarının oluşumunun da türlerin birbirine karışmasını engellemiş olabileceğini belirtiyor.

Bu küçük çukurlar, kıtaların parçalanmasından önceki yerkabuğu genişlemesi sonucu meydana gelmişti.

Araştırmacılar, "Bu izolasyon, o dönemde Kuzey Çin Kratonu'ndaki ekosistemin diğer bölgelerle etkileşime girmesini engelledi" diye yazıyor.

Bilim insanları şu sonuca varıyor: 

Bu izole rift havzalarındaki tür rekabeti sonucu artan seçilim baskısı, teropodların çeşitlenmesini teşvik etmiş olabilir.

Independent Türkçe