Malta'ya 8 bin 500 yıl önce yapılan deniz yolculuğu bilim insanlarını etkiledi

Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)
Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)
TT

Malta'ya 8 bin 500 yıl önce yapılan deniz yolculuğu bilim insanlarını etkiledi

Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)
Latnija Mağarası'nda insanların 8 bin 500 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulundu (Huw Groucutt)

Avrupa'daki avcı-toplayıcıların Akdeniz'deki Malta adasına en az 8 bin 500 yıl önce gittiğine dair kanıtlar bulundu. Yelkenli teknelerin icadından önceye dayanan bu seyahatlerin keşfi, Orta Taş Çağı toplumların gelişimine ışık tutuyor. 

Bilim insanları açık deniz yolculuklarının tarımın gelişmesinden sonra başladığını düşünüyordu. Bunun temel nedeni, yelken gibi denizcilik teknolojilerini geliştirmek için gereken alet ve tekniklerin, tarım araçlarının icadından sonra ortaya çıkması. 

Bu nedenle pek çok araştırmacı, Malta gibi adaların insanların ulaştığı son yerler arasında olduğunu tahmin ediyordu.

Ancak Malta'nın Mellieħa bölgesindeki Latnija Mağarası'nda keşfedilen kalıntılar, bu düşünceye meydan okuyor.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (9 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre mağarada 8 bin 500 yıl önce insanların yaşadığına işaret eden kanıtlar bulundu. Bölgenin ilk çiftçilerininse yaklaşık 7 bin 500 yıl önce adaya ulaştığı tahmin ediliyordu.

Arkeologlar mağarada taş aletler, ocak kalıntıları ve yiyecek atıkları tespit etti. Bazı yiyecekler, adada çok önce tükendiği sanılan hayvanların etiydi. 

Max Planck Jeoantropoloji Enstitüsü'nden makalenin başyazarı Eleanor Scerri yaptığı açıklamada, "Bu dönemde soyunun çoktan tükendiği düşünülen kızıl geyik de dahil bir dizi yaban hayvanına ait bol miktarda kanıt bulduk" diyor.

Mağarada karada yaşayan hayvanların yanı sıra balık, yengeç ve diğer deniz canlılarının kalıntıları da ortaya çıktı. 

Bilim insanları bu avcı-toplayıcı grupların, kıta Avrupası'ndan Malta'ya gitmek için açık denizde yaklaşık 100 kilometre yolculuk yapması gerektiğini söylüyor. 

Yelkenli tekneler bu dönemde henüz icat edilmediğinden bu seyahatler, ağaç kütüğünden yapılmış basit kanolarla gerçekleştirilmiş olmalı. 

Araştırmacılar, yolcuların deniz akıntıları ve rüzgarlar yardımıyla hedeflerine ulaştığını tahmin ediyor. Çalışmanın yazarlarından Nicholas Vella, "Denizdeki akıntılar ve rüzgarların yanı sıra yer işaretleri, yıldızlar ve diğer yön bulma yöntemleriyle muhtemelen saatte yaklaşık 4 kilometre hızla 100 kilometrelik bir yolculuk yapıyorlardı" diyerek ekliyor: 

Yılın en uzun gününde bile, yolculuğun en az birkaç saati karanlıkta geçmiş olmalı.

Yeni çalışma, Akdeniz'in diğer küçük adalarının da bu dönemde yerleşime ev sahipliği yapıp yapmadığı ve bu ada halklarının birbiriyle etkileşime girip girmediği gibi sorular doğuruyor. Ayrıca bölgedeki avcılık ve balıkçılığın ekosistemi ne kadar etkilediği üzerine de bir tartışma başlatıyor.

Scerri, "Sonuçlar, Malta'nın tarih öncesi dönemine bin yıl ekliyor ve Avrupa'nın son avcı-toplayıcılarının denizcilik yeteneklerinin yanı sıra bağlantılarının ve ekosistem etkilerinin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılıyor" diyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Discover Magazine, Science Daily, Nature



Yeni Stephen King uyarlamasından ilk fragman

Chuck'ın Hayatı, Stephen King'in duygusal yönünü öne çıkaran Esaretin Bedeli (Shawshank Redemption) ve Benimle Kal (Stand By Me) gibi yapımlara benzetiliyor (Neon)
Chuck'ın Hayatı, Stephen King'in duygusal yönünü öne çıkaran Esaretin Bedeli (Shawshank Redemption) ve Benimle Kal (Stand By Me) gibi yapımlara benzetiliyor (Neon)
TT

Yeni Stephen King uyarlamasından ilk fragman

Chuck'ın Hayatı, Stephen King'in duygusal yönünü öne çıkaran Esaretin Bedeli (Shawshank Redemption) ve Benimle Kal (Stand By Me) gibi yapımlara benzetiliyor (Neon)
Chuck'ın Hayatı, Stephen King'in duygusal yönünü öne çıkaran Esaretin Bedeli (Shawshank Redemption) ve Benimle Kal (Stand By Me) gibi yapımlara benzetiliyor (Neon)

Mike Flanagan'ın yeni filmi Chuck'ın Hayatı'ndan (The Life of Chuck) haber var...

Bağımsız yapım ve dağıtım şirketi Neon, Flanagan'ın yeni Stephen King uyarlamasından ilk tam fragmanı paylaştı. Tom Hiddleston’ın başrolünde yer aldığı film, korku ustası King'in 2020 tarihli kitabındaki aynı isimli kısa hikayeden uyarlandı.

Yönetmenliğini ve kurgusunu Flanagan'ın üstlendiği film, alışıldık bir korku hikayesi değil. Chuck'ın Hayatı, yaşamın büyük soruları, insan ilişkileri, topluluk hissi ve birlikte geçirilen küçük ama değerli anların güzelliği üzerine kurulu. 

Türler arasında dolaşan bu özel yapım, Charles "Chuck" Krantz'ın hayatını ters kronolojik sırayla üç farklı bölümde anlatıyor ve ölümünden başlayıp çocukluğuna uzanan bir yaşam portresi sunuyor.

Filmde, küçük yaşta yetim kalan Chuck, büyükanne ve büyükbabası Sarah ve Albie (Mia Sara ve Mark Hamill) tarafından büyütülüyor. Büyükbabası ona bir gün şu öğüdü veriyor: 

Dünya dansçıları sever ama muhasebecilere ihtiyaç duyar.

Filmde Hiddleston'a Chiwetel Ejiofor, Karen Gillan, Matthew Lillard, Carl Lumbly, Benjamin Pajak, Jacob Tremblay ve Heather Langenkamp gibi güçlü bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor.

Film, 2023 Toronto Film Festivali'nde Halkın Seçimi Ödülü'nü kazandıktan sonra Neon tarafından satın alınmıştı. 

Eleştirmen Damon Wise, Deadline için kaleme aldığı incelemesinde "Chuck'ın Hayatı sonuna ulaşmak için biraz sabır istiyor olabilir ama sonuçta, tüm hüzünlü atmosferine rağmen epey umut dolu bir sona ulaşıyor" ifadelerini kullanmıştı.

Filmin senaryosunu Stephen King'le birlikte senaryosunu kaleme alan Flanagan, daha önce usta yazarın eserlerinden uyarladığı Oyun (Gerald's Game) ve Doktor Uyku'yla (Doctor Sleep) dikkat çekmişti. 

Chuck'ın Hayatı ABD'de 6 Haziran'da sinemalarda olacak. Film, Türkiye'deyse 19 Eylül'de vizyon şansı bulacak.

Independent Türkçe, Deadline, Variety