Devrim yaratabilir: Laboratuvarda insan dişi üretildi

King's College London'daki araştırmacılar, bu büyük atılımın gelecekte hastaların kaybettiği dişlerini yeniden kazanmasını sağlayabileceğini söylüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Devrim yaratabilir: Laboratuvarda insan dişi üretildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni araştırmaya göre bilim insanları ilk kez laboratuvarda başarılı şekilde insan dişi üretti.

King's College London'daki araştırmacılar, bu büyük atılımın gelecekte hastaların kaybettiği dişlerini yeniden çıkarmasını sağlayabileceğini ve dolgularla diş implantlarına alternatif sunabileceğini söylüyor.

Ekip, diş gelişimi için gerekli ortamı taklit eden, hücrelerin sinyal göndermesine ve diş oluşturmaya başlamasına imkan sağlayan bir malzeme geliştirdi.

King's College London'dan rejeneratif diş hekimliği direktörü Dr. Ana Angelova-Volponi, araştırmanın "diş bakımında devrim yaratma" potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

Çalışma, köpekbalıkları ve filler gibi bazı hayvanların yeni dişler çıkarabildiğini ancak insanların yetişkinlikten itibaren yalnızca bir set dişe sahip olduğunu söylüyor.

Araştırmacılar bu nedenle dişlerin yenilenebilmesinin diş hekimliği için büyük sıçrama olacağını öne sürüyor.

Sabit ve zaman içinde uyum sağlayamayan implant ve dolguların aksine çalışma, hastanın kendi hücrelerinden yapılan laboratuvarda yetiştirilmiş bir dişin çeneye nasıl entegre olabileceğini ve doğal bir diş gibi kendini nasıl onarabileceğini özetliyor.

Imperial College London'la işbirliği içinde yürütülen araştırma 10 yıldan uzun süredir devam ediyor.

Diş Hekimliği, Ağız ve Kraniyofasiyal Bilimler Fakültesi'nden araştırmacı Xuechen Zhang şunları söyledi:

Dolgular dişleri onarmada en iyi çözüm değil. Zamanla diş yapısını zayıflatır, sınırlı bir kullanım ömrüne sahiptir ve daha fazla çürüme ya da hassasiyete yol açabilir. İmplantlar, invaziv cerrahi ve implantlarla alveolar kemiğin iyi bir kombinasyonunu gerektirir. Her iki çözüm de yapaydır ve doğal diş işlevini tam olarak geri kazandırmaz, uzun vadeli komplikasyonlara yol açma olasılığı vardır. Laboratuvarda yetiştirilen dişler doğal olarak yenilenecek ve gerçek dişler gibi çeneye entegre olacak. Daha güçlü, daha uzun ömürlü ve reddedilme riski taşımayan bu dişler, dolgulardan veya implantlardan daha dayanıklı ve biyolojik olarak uyumlu bir çözüm sunacak.

Bu süreci laboratuvarda yeniden yaratmaya yönelik önceki çabalar, hücreler etkili bir şekilde iletişim kuramadığı için başarısız olmuştu.

Araştırmacılar şimdi iki olası yaklaşımı araştırıyor: İmplant yapmadan önce laboratuvarda bütün bir dişi büyütmek ya da erken evre diş hücrelerini doğrudan hastanın çenesine yerleştirerek gelişmeye devam etmelerini sağlamak.

Zhang şunları ekledi:

Dişleri ağız içine yerleştirmek için farklı fikirlerimiz var. Genç diş hücrelerini eksik dişin bulunduğu yere nakledebilir ve ağız içinde büyümeye bırakabiliriz. Alternatif olarak, hastanın ağzına yerleştirmeden önce tüm dişi laboratuvarda oluşturabiliriz. Her iki seçenek için de çok erken diş gelişim sürecini laboratuvarda başlatmamız gerekiyor.

Dr. Angelova Volponi sözlerine şunları ekledi:

Alan ilerledikçe, bu tür yenilikçi tekniklerin entegrasyonu, diş onarımı ve rejenerasyonu için sürdürülebilir ve etkili çözümler sunarak diş bakımında devrim yaratma potansiyeline sahip.

Independent Türkçe



Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
TT

Oscar ödüllü oyuncu çocukken nasıl cinselleştirildiğini anlattı

Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)
Natalie Portman çocukken "son derece cinselleştirildiğini" söyledi (AFP)

Natalie Portman, çocuk oyuncuyken "son derece cinselleştirilerek" "uzun bir Lolita evresine" maruz kalması hakkında konuştu.

İlk performansını 13 yaşındayken Luc Besson'un 1994 yapımı gerilim filmi Sevginin Gücü'nde (Léon: The Professional) sergileyen Oscar ödüllü oyuncu, ailesinin ölümünden sonra bir tetikçinin yanına aldığı genç kız Mathilda'yı canlandırmıştı.

Interview dergisi için Wednesday'in yıldızı Jenna Ortega'yla konuşan Portman, çocukken cinselleştirildiğini ve bunun ekrandaki genç kızlar için endemik bir deneyim olduğunu düşündüğünü söyledi.

Oyuncu "Bu konu hakkında daha önce biraz konuşmuştum; çocukken son derece cinselleştirilmem hakkında, ki bence bu ekrandaki pek çok genç kızın başına geliyor. Bundan çok korkmuştum" dedi.

Portman şöyle devam etti:

Açıkçası cinsellik çocuk olmanın büyük bir parçası ama ben bunun bana yöneltilmesini değil, içimde olmasını istedim. Ve sanırım kendimi koruma yolum 'Ben çok ciddiyim. Çok çalışkanım. Zekiyim ve bu sizin saldıracağınız türden bir kız değil' diye davranmaktı.

İnsanların kendisini rahat bırakmasını sağlamak için bir savunma mekanizması olarak aşırı zeki olduğu imajını yaratmış.

Portman "Böyle bir şey olmamalıydı ama işe yaradı" dedi.

Ama bence bu, gerçek hayatta aptal ve şapşal olmam ve insanların beni gerçekten ciddi bir kitapsever sanması arasındaki kopuklukla ilgili. Gerçek hayatta çok gizli kapaklı biri değilim (her şeyi anlatırım) ama toplum içinde, ne kadar mahrem olduğunuzu söyleyince, mahremiyetinize çok daha fazla saygı duyulacağı apaçık ortadaydı.

cvfghyju
Jean Reno ve Natalie Portman, Sevginin Gücü'nde (Sony Pictures Home Entertainment)

"Çocuklarımla fotoğraf çekimi yapmayacağım' gibi küçük bir bariyer oluşturdum" diye ekledi.

Portman ergenlik döneminde Harika Kızlar (Beautiful Girls/1996), Çılgın Marslılar (Mars Attacks!/1996), Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars: Episode I - The Phantom Menace/1999), Buradan Çok Uzakta (Anywhere But Here/1999) ve Kalbin Olduğu Yer (Where the Heart Is/2000) gibi filmlerde rol aldı. Harvard Üniversitesi'nde psikoloji okumak için 1999'dan 2003'e kadar oyunculuğa ara verdi ancak 2001'de Anton Çehov'un Martı (The Seagull) oyununun Broadway yapımında rol almak üzere sahneye geri döndü.

Profesyonel bale dünyasını konu alan, 2010 yapımı psikolojik korku filmi Siyah Kuğu'daki (Black Swan) performansıyla En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını kazandı.

Sevginin Gücü'ndeki rolü hakkında daha önce konuşan Portman, 2023'te The Hollywood Reporter'a filmle ilişkisinin "karmaşık" olduğunu söylemişti.

"Hâlâ çok sevilen bir film ve bana, şimdiye kadar yaptığım neredeyse tüm filmlerden daha çok bununla ilgili soru soruluyor ve bu bana kariyerimi kazandırdı" diyen oyuncu şöyle eklemişti:

Ama bugün izlediğinizde, kesinlikle bu filmin en hafif tabiriyle bazı nahoş yönleri var. Yani evet, benim için karmaşık bir mesele.

2020'de Portman, "Lolita figürü" olarak resmedildikten sonra kendisini medyadan korumak için "kaleler" inşa ettiğini söylemişti.

Oyuncu, "Sanırım daha çocukken cinselleştirilmek kendi cinselliğimden bir şeyler götürdü çünkü beni korkuttu" demişti.

Güvende olabilmemin yolu 'Ben tutucuyum, ciddiyim, bana saygı duymalısınız, ben akıllıyım ve bana o gözle bakmayın' demekmiş gibi hissettirdi.

Independent Türkçe