Pedro Pascal'dan yeni rolüyle ilgili şaşırtan itiraf

1960'lardan ilham alan retro-fütüristik bir dünyada geçen Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar, kahraman kimlikleriyle aile bağlarını dengelemek zorunda kalan ekibin, Galactus ve Gümüş Sörfçü'yle karşı karşıya gelmesini anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
1960'lardan ilham alan retro-fütüristik bir dünyada geçen Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar, kahraman kimlikleriyle aile bağlarını dengelemek zorunda kalan ekibin, Galactus ve Gümüş Sörfçü'yle karşı karşıya gelmesini anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
TT

Pedro Pascal'dan yeni rolüyle ilgili şaşırtan itiraf

1960'lardan ilham alan retro-fütüristik bir dünyada geçen Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar, kahraman kimlikleriyle aile bağlarını dengelemek zorunda kalan ekibin, Galactus ve Gümüş Sörfçü'yle karşı karşıya gelmesini anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
1960'lardan ilham alan retro-fütüristik bir dünyada geçen Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar, kahraman kimlikleriyle aile bağlarını dengelemek zorunda kalan ekibin, Galactus ve Gümüş Sörfçü'yle karşı karşıya gelmesini anlatıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)

Artık Pedro Pascal'ın adı geçmeden milyon dolarlık bir yapımdan söz etmek mümkün mü?

Game of Thrones'ta başı kesilen bir karakterle dikkat çektikten sonra The Mandalorian ve The Last of Us'la televizyon dünyasının "aksiyon kahramanı baba"sı haline gelen Pascal, bu kez de Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar'da (The Fantastic Four: First Steps) Reed Richards yani Bay Fantastik rolüyle karşımıza çıkmaya hazırlanıyor.

"Gerçekten gözüm korktu"

Bu kadar kahraman rolünden sonra onun için her şey sıradanlaşıyor diye düşünebilirsiniz ama Entertainment Weekly'ye verdiği röportajda belirttiğine göre, ikonik bir karakteri canlandırmanın baskısı hâlâ onu zorluyor.

"Bu rol gerçekten göz korkutucuydu" diyen Pascal, eşini, kayınbiraderini ve en yakın arkadaşını tehlikeli bir uzay görevine sürükleyen ve dönüşte artık eskisi gibi olmayan bir karaktere hayat veriyor. 

Game of Thrones gibi bir yapımda yer almak, ardından Narcos'la Netflix'in ilk günlerinde olmak, sonra Yıldız Savaşları (Star Wars) evrenine adım atmak ve ardından The Last of Us'la video oyun dünyasına girmek... Her seferinde bir öncekinin ne kadar korkutucu olduğunu aşamayacağımı hissettim.

50 yaşındaki Pascal'ın son dönemde canlandırdığı karakterlerden farklı olarak Reed Richards'ın sinema geçmişi pek parlak sayılmaz. Daha önce iki kez beyazperdeye taşınan Fantastik Dörtlü'nün son uyarlaması gişede büyük bir hüsrana uğramıştı. Ancak artık Marvel Sinematik Evreni'ne dahil olan ve Avengers: Doomsday'de de yer alacak olan bu "ilk aile" için işler daha umut verici görünüyor.

Pascal, tıpkı The Last of Us'taki Joel Miller ve The Mandalorian'da Din Djarin rolleri gibi, Richards karakterini de hakkıyla canlandırmaya kararlı:

Hepsi korkutucu roller çünkü insanları mutlu etmek istiyorsunuz. Özellikle de çok bilinen, belirli beklentilere sahip bir yapımda yer alıyorsanız... Bu beklentilerin karşılanmasını istiyorsunuz. Aynı zamanda kendinize karşı da dürüst olmalısınız ki ortaya herkesin keyif alabileceği, o dünyanın içine girebileceği bir hikaye çıksın.

Yönetmenliğini Matt Shakman'ın üstlendiği Fantastik Dörtlü: İlk Adımlar, 25 Temmuz'da sinemalarda olacak. Filmde Pascal'a Vanessa Kirby, Joseph Quinn, Ebon Moss-Bachrach ve Julia Garner eşlik ediyor.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, GamesRadar



Bilinen en acı madde bulundu

Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)
Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)
TT

Bilinen en acı madde bulundu

Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)
Amaropostia stiptica mantarı (Wikimedia Creative Commons)

Gıda bilimcileri, şimdiye kadar bilinen en acı madde olduğunu söyledikleri bir mantar kimyasalı keşfetti. Bu bulgu, dilin tadı algılamamızı nasıl sağladığına ışık tutuyor.

Almanya'daki Leibniz Gıda Sistemleri Biyolojisi Enstitüsü'ndeki araştırmacılar, Amaropostia stiptica mantarından üç bileşik çıkardı ve bunların insan tat reseptörleri üzerindeki etkilerini inceledi.

Kimyasalların bilinen en acı maddeler olduğunu tespit eden araştırmacılar, doğal acı bileşikler ve bunların dil üzerindeki etkileri hakkındaki bilgilerimizi genişletti.

Çoğunlukla çiçekli bitkilerden veya sentetik kaynaklardan elde edilen binlerce farklı kimyasal molekülün acı olduğu biliniyor. Ancak bilim insanları hayvansal, bakteriyel ya da mantar kökenli acı bileşiklerin daha az çalışıldığını belirtiyor.

Bu tür bileşiklere dair anlayışımızı artırmanın, insanlarda acı algısının nasıl evrimleştiğine dair gizemi çözebileceğini söylüyorlar.

Acı tat reseptörlerinin, insanları zararlı olması muhtemel maddeleri tüketmeye karşı uyarmak için evrimleştiği düşünülüyor.

Ancak tüm acı bileşikler zehirli ya da zararlı değil ve köygöçüren mantarı gibi her zehirli maddenin tadı da acı değil.

Önceki çalışmalar, acı maddelere yönelik sensörlerin sadece ağızda değil aynı zamanda mide, bağırsaklar, kalp ve akciğerlerde de bulunduğunu göstermişti.

Bu organlar "tat almamıza" yardımcı olmadığından, bu sensörlerin fizyolojik önemi gizemini koruyor.

Leibniz Enstitüsü araştırmacıları, acı bileşiklere ilişkin kapsamlı veri toplamalarının bu noktada yardımcı olduğunu söylüyor. Çalışmanın ortak yazarı Maik Behrens, "Çeşitli acı bileşik sınıfları, tat reseptörü tipleri ve varyantları hakkında ne kadar sağlam verilere sahip olursak, yeni acı bileşiklerini tanımlamak ve acı tat reseptörü aracılı etkileri öngörmek için tahmin modelleri geliştirebiliriz" diyor.

Sonuçlarımız, doğal acı bileşiklerin moleküler çeşitliliği ve etki şekli hakkındaki bilgilerimizi artırmamıza katkıda bulunuyor.

Son çalışmada bilim insanları, tadı "son derece acı" olan ve zehirli olmayan acı raf mantarını değerlendirdi. Mantardan daha önce bilinmeyen üç bileşiği çıkarıp incelediler ve kimyasal yapılarını belirlediler.

Laboratuvarda ortamında geliştirilen hücre modellerini kullanan araştırmacılar, bu kimyasalların vücuttaki yaklaşık 25 insan acı tat sensörü tipinden en az birini aktive etmede rol oynadığını gösterdi.

Çalışma sırasında keşfedilen bir bileşik olan oligoporin D, en düşük konsantrasyonlarda bile dilde TAS2R46 adı verilen acı tat reseptörünü uyardı.

Sadece 1 gram oligoporin D'nin, "106 küvet dolusu su" içinde çözündüğünde bile acı olduğu belirlendi.

Araştırmacılar çalışmada, "Oligoporin D, TAS2R46'yı zaten mikromolar altı derişimde aktive etti ve bu nedenle en güçlü acı agonistleri ailesine ait" diye belirtti.

Independent Türkçe