Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
TT

Vücudunuzun verdiği bağırsak (Kolon) kanseri olabileceğinize dair küçük uyarı sinyalleri

Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)
Dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk, bağırsak kanserinin önemli bir belirtisidir (AP)

'Bağırsak sağlığı doktoru' olarak bilinen Dr. Megan Rossi, görünüşte önemsiz olan bir semptomun bağırsak kanserinin bir uyarı işareti olabileceğini söyledi.

King's College London'da akademisyen olan ve bağırsak sağlığıyla ilgili tavsiyelerini paylaşan Dr. Rossi, ciddi bir teşhise işaret edebilecek endişe verici belirtiler konusunda uyardı. Irish Star adlı internet sitesinin aktardığına göre Dr. Rossi’nin vurguladığı önemli belirtiler arasında dinlenmekle geçmeyen sürekli yorgunluk ve kronik şişkinlik yer aldı.

Göz ardı etmemeniz gereken mide ve bağırsak ile ilgili uyarı işaretleri

Dr. Rossi, şunları söyledi:

“Sindirim sisteminde, ‘açıklanamayan kilo kaybı (vücut ağırlığının yüzde 5'i veya daha fazlası), inatçı ve rahatsız edici şişkinlik, dışkıda kan (kırmızı ya da siyah görünebilir), bağırsak hareketlerinde olağandışı değişiklikler ve dinlenmekle düzelmeyen yorgunluk’ gibi göz ardı edilmemesi gereken uyarı işaretleri vardır.”

Bağırsak kanseri tedavi edilebilir ve iyileştirilebilir bir hastalıktır, özellikle erken teşhis edildiğinde hayatta kalma oranları yüksektir.

Kişisel deneyimlerinden yola çıkarak bağırsak kanserinin aileler üzerindeki yıkıcı etkisinden bahseden Dr. Rossi, “Bağırsakla ilgili ilk anım mutlu bir anı değildi. Üniversitede okurken büyükanneme bağırsak kanseri teşhisi kondu. Tedavi görmesine rağmen kısa bir süre içinde hayatını kaybetti. Hastalığın uyarı işaretleri hakkında daha açık konuşsaydık onun kaderi farklı olur muydu diye çok düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Erken teşhisin önemini vurgulayan Dr. Rossi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünya genelinde bağırsak kanseri vakaları özellikle de 1990 yılından sonra doğanlar arasında artış gösterdi. Lif ve bitki bazlı gıdalar açısından zengin geleneksel beslenmeden yüksek oranda işlenmiş gıdalara, kırmızı ve işlenmiş etlere ve ilave şekerlere geçişimiz, bunun başlıca nedenlerinden biridir.”



125 milyon yıllık fosillerde saklı iki dinozor türü keşfedildi

İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)
İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)
TT

125 milyon yıllık fosillerde saklı iki dinozor türü keşfedildi

İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)
İki yeni dinozor türü Huadanosaurus sinensis ve Sinosauropteryx lingyuanensis'in fosilleri (National Science Review)

Bilim insanları Çin'in kuzeydoğusunda 125 milyon yıllık fosillerde saklı iki yeni tüylü dinozor türü keşfetti.

Bulgu, Çin'de dolaşan iki ayaklı teropod dinozorların çeşitliliğine ve yaşadıkları ekosisteme daha fazla ışık tutuyor.

Sinosauropteryx lingyuanensis ve Huadanosaurus sinensis adı verilen iki türün yaşadığı Çin'in Jehol Biyotası, 133 ila 120 milyon yıl önce yaşamış canlıların iyi korunmuş fosilleri bakımından zengin bir bölge.

Hakemli dergi National Science Review'da yayımlanan çalışmaya göre Huadanosaurus, güçlü ısırma kuvvetiyle memelileri etkin bir şekilde avlayıp öldürmesini sağlayan sağlam çenesi ve güçlü boyun kaslarıyla yakın akrabaları arasında öne çıkıyordu.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin ve Çin Bilimler Akademisi'nin kuruluşunun 75. yıldönümü anısına dinozora, Çincede büyük bir kişinin ya da büyük bir kurumun doğum günü anlamına gelen "Huadan" adı verildi.

Araştırmacılar ayrıca bu dinozor fosilinin karnında kemirgen benzeri iki memelinin kalıntılarını buldu. Bulgular, bu eski ekosistemde dinozorla memeliler arasındaki avlanma ilişkisinin ilk doğrudan kanıtını sunuyor.

Bilim insanları çalışmada, "Huadanosaurus muhtemelen küçük avını ağzıyla yakaladı, maksiller dişlerinin güçlü ısırma kuvvetini kullanıp onu hızla öldürerek av sırasında bütün olarak yuttu" diye yazıyor.

Sadece 1,2 metre civarı uzunluğa sahip diğer dinozor Sinosauropteryx lingyuanensis ise muhtemelen kuşları avlıyordu.

Ona da Çin'deki fosillerin bulunduğu Lingyuan şehrinin adı verildi.

Görünüşe göre iki dinozor benzer büyüklükte olsa da bilim insanları farklı avları avlamak için uzmanlaştıklarından, aralarında muhtemelen rekabet olmadığını söylüyor.

DİNO HABERLERİ!!!
Sinosauropteryx'in artık iki türü var.

S. prima & S. lingyuanensis.
Qiu ve ekip arkadaşları tarafından verilen ölçümlere dayanarak ölçeklendirdim.

Sanat eseri, PaleoHistorik, @TheNewArtistGR & Acuario tarafından yapılmıştır.

Sinosauropteryx'i kaplayan tüyler muhtemelen dinozorun açık bir alanda, doğrudan bol miktarda güneş ışığı altındayken bile saklanabilmesini sağlayan bir kamuflaj görevi görüyordu. Bu da hem gündüz hem de gece aktif olabileceği sinyalini veriyor.

Öte yandan Huadanosaurus muhtemelen gece ortaya çıkıyordu.

Bilim insanları, "Avlanma tarzı ve avdaki farklılıkların yanı sıra Sinosauropteryx'in aktif olduğu vakitler de Huadanosaurus'tan farklı olabilir" diye yazıyor.

Araştırmacılar Sinosauropteryx'i, Sinosauropterygidae adı verilen ve 1 metre uzunluğundaki Sinosauropteryx prima'yla boyu yaklaşık 2,4 metreye ulaşan Sinocalliopteryx gigas'ı da içeren ayrı bir dinozor grubuna dahil etti.

dcfgt
Sinosauropteryx lingyuanensis (üstte) ve Huadanosaurus sinensis'in (altta) anatomisi (National Science Review)

Bulgular, Jehol Biyotası'nın bu bölümünde yaşayan bu iki bacaklı küçük dinozorlar arasındaki farklı avlanma tarzlarının varlığına işaret ediyor.

Bilim insanları bu bölgedeki dinozorların böylesine benzersiz bir bileşime sahip olmasının, diğer bölgelerle tür alışverişinin eksikliğine işaret ettiğini düşünüyor.

Bu durumun, yerkabuğunun daralıp genişlemesinin yarattığı coğrafi engellerden veya ara sıra meydana gelen volkanik patlamalardan kaynaklanmış olabileceğini söylüyorlar.

Araştırmacılar, izole haldeki rift havzalarının oluşumunun da türlerin birbirine karışmasını engellemiş olabileceğini belirtiyor.

Bu küçük çukurlar, kıtaların parçalanmasından önceki yerkabuğu genişlemesi sonucu meydana gelmişti.

Araştırmacılar, "Bu izolasyon, o dönemde Kuzey Çin Kratonu'ndaki ekosistemin diğer bölgelerle etkileşime girmesini engelledi" diye yazıyor.

Bilim insanları şu sonuca varıyor: 

Bu izole rift havzalarındaki tür rekabeti sonucu artan seçilim baskısı, teropodların çeşitlenmesini teşvik etmiş olabilir.

Independent Türkçe