Endonezya yapımı animasyon iki haftada tarih yazdı

Jumbo, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 gibi yüksek bir puan almayı başardı (Visinema Pictures)
Jumbo, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 gibi yüksek bir puan almayı başardı (Visinema Pictures)
TT

Endonezya yapımı animasyon iki haftada tarih yazdı

Jumbo, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 gibi yüksek bir puan almayı başardı (Visinema Pictures)
Jumbo, IMDb kullanıcılarından 10 üzerinden 8,4 gibi yüksek bir puan almayı başardı (Visinema Pictures)

Endonezya yapımı Jumbo, Güneydoğu Asya'nın en yüksek gişe hasılatına ulaşan animasyonu oldu.

Visinema Studios imzalı Jumbo, 31 Mart'ta vizyona girmesinden bu yana Endonezya gişesinde 8 milyon doları aşan hasılatıyla, 2022'de 7,68 milyon dolar kazanan Malezya yapımı Mechamato Movie'nin rekorunu geride bıraktı.

Önünde sadece bir yapım kaldı

Vizyona girdiğinden bu yana 3,2 milyondan fazla seyirciye ulaşan Jumbo, yalnızca 12-13 Nisan hafta sonunda yaklaşık 1 milyon sinemasever tarafından izlendi.

Bu başarı, Jumbo'yu Hollywood yapımı Moana 2'nin önüne taşıyarak Endonezya'da tüm zamanların en çok izlenen ikinci animasyonu yaptı. Kasım 2024'te vizyona giren Moana 2, toplamda 3,1 milyon biletli seyirciye ulaşmıştı. Jumbo ise bu rakamı yalnızca iki haftada aşmayı başardı. Endonezya'da animasyon dalında en yüksek gişe rekoru hâlâ Karlar Ülkesi 2'ye (Frozen 2) ait.

Film, iri yapısı nedeniyle "Jumbo" lakabı takılarak alay edilen öksüz çocuk Don'un hikayesini anlatıyor. Don'un ailesinden kendisine miras kalan masal kitabı; çizimlerle ve büyülü öykülerle doludur. Bir gün Don, Meri adında bir periyle tanışır. Meri, ailesine kavuşabilmek için Don'un yardımına ihtiyaç duyar.

Yönetmenliğini Ryan Adriandhy'nin üstlendiği filmin senaryosu, Adriandhy ve Widya Arifianti tarafından kaleme alındı. 

Vizyon yolculuğu yakında başlıyor

Filmin seslendirme kadrosunda Endonezyalı şarkıcı Ariel'in yanı sıra Prince Poetiray, Muhammad Adhiyat, Graciella Abigail, Yusuf Ozkan ve Quinn Salman yer alıyor. Filmin geliştirme süreci 2020'nin ilk aylarında başlamıştı.

Jumbo'nun küresel yolculuğu da başlamak üzere. Film, Çin, Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Avustralya gibi önemli bölgelerde izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Visinema'nın kurucusu ve CEO'su Angga Dwimas Sasongko, filmle ilgili şunları söyledi:

Jumbo, sinema gişesinde kendi seçimlerini yapmayı hak eden tüm Endonezyalı çocuklar için ortaya konmuş bir emek ürünü. Kendi dillerinde, kendi hikayelerini beyazperdede görmeye hakları var. Kim olduklarıyla gurur duymalılar çünkü onlar, hepimizin değer verdiği sinemanın geleceği.

"Bu artık sadece bizim filmimiz değil kolektif bir başarı" diyen Sasongko ekledi:

Güneydoğu Asya animasyonunun, hak ettiği alan, inanç ve sevgi verildiğinde büyüyebileceğini, dünyaya ulaşabileceğini ve insanları birleştirebileceğini kanıtlıyor.

Independent Türkçe, Deadline, Variety



T-rex'in atalarının nereden geldiği bulundu

Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
TT

T-rex'in atalarının nereden geldiği bulundu

Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)
Kuzey Amerika'da yaşayan T-rex'in soyu, diğer uçamayan dinozorlarla birlikte yaklaşık 66 milyon yıl önce tükendi (Pedro Salas/Sergey Krasovskiy)

Bilim insanları, Tyrannosaurus rex'in (T-rex) atalarının 70 milyon yıl önce Asya'dan Kuzey Amerika'ya göç ettiğini buldu. 

66 milyon ila 68 milyon yıl önce yaşayan T-rex yaklaşık 4 metre boya ve 12 metre uzunluğa ulaşabilen devasa bir dinozordu. 

Bu türün fosilleri genellikle Kuzey Amerika'da ortaya çıkarken, atalarının nereden geldiği bir süredir tartışma konusuydu. T-rex'in, ait olduğu tyrannosaurid grubunun Asya'daki üyelerine daha çok benzemesi bu belirsizliğin temel nedeni. 

Bazı bilim insanları bu nedenle T-rex'in atalarının Asya'da ortaya çıkıp Kuzey Amerika'ya gittiğini düşünüyordu. 

Bulguları hakemli dergi Royal Society Open Science'ta dün (7 Mayıs) yayımlanan çalışma, bu teoriyi destekleyen sonuçlara ulaştı. 

Araştırmacılar çeşitli tyrannosaurid türlerinin nerede ve ne zaman keşfedildiğine, evrimsel ağaçlarına ve bölgenin çevresel koşullarına dair verileri kullanarak bir bilgisayar modeli oluşturdu. 

Modelde fosil kayıtlarındaki boşlukları da hesaba katan ekip, T-rex'in atalarının Asya'da keşfedilmeyi bekleyen kalıntıları olduğunu düşünüyor. 

T-rex'in atalarının hem Kuzey Amerika hem de Asya'da fosilleri varken T-rex'in kalıntılarına sadece Kuzey Amerika'da rastlandığını saptadılar. 

Bilim insanları bu nedenle T-rex'in atalarının, deniz seviyelerinin düşmesi sonucu bir kara yolu açılmasıyla, yaklaşık 70 milyon yıl önce Asya'dan Kuzey Amerika'ya gittiğini söylüyor.

University College London'dan makalenin başyazarı Cassius Morrison "T-rex'in coğrafi kökeni hararetli tartışmalara konu oldu" diyerek ekliyor:

Modellememiz, T-rex'in atalarının muhtemelen Asya'dan Kuzey Amerika'ya gittiğini ve bugünkü Sibirya'yla Alaska arasındaki Bering Boğazı'nı geçtiğini gösteriyor.

Yeni çalışma tyrannosaurid ve kuzenleri megaraptorların nasıl devasa boyutlara ulaştığına da ışık tuttu. 

Araştırmacılar, her iki grubun da 92 milyon yıl önceki sıcaklık artışının ardından atalarına göre çok daha büyük vücut boyutlarına ulaştığını tahmin ediyor. Bu küresel ısınmanın ardından sıcaklıklar düşmüş ve daha soğuk bir iklim görülmüştü. 

Bilim insanları bu ortamda diğer büyük dinozor türlerinin yok olması ve bu iki grubun soğuk havalara daha iyi adapte olması sayesinde büyüyüp geliştiğini düşünüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Charlie Scherer "Muhtemelen yaklaşık 90 milyon yıl önce nesli tükenen, eşit derecede büyük teropodların yerini almak için bu kadar devasa boyutlara ulaştılar" diyerek ekliyor:

Bu yok oluş, muhtemelen tiranozorların bu boyutlara ulaşmasını engelleyen ekolojik bariyeri ortadan kaldırdı.

Independent Türkçe, CNN, Live Science, Cosmos Magazine, Royal Society Open Science