Dünya çapında 10 bin yıllık bir dönemde kurulmuş bin yerleşimi inceleyen bilim insanları, toplumsal eşitsizliğin kaçınılmaz olmadığı sonucuna vardı.
Firavunların gösterişli mezarlarından çocuk kurbanlara kadar, eşitsizliğin izlerine insanlık tarihi boyunca sık sık rastlanıyor.
Ancak eşitsizliğin nasıl geliştiğini tespit etmek zorlu bir süreç ve konu etrafında önemli fikir ayrılıkları var.
Örneğin bazıları tarımla birlikte zenginlerin, işçilerin ürettiği fazlalıkları istiflemeye başladığını ve nüfus arttıkça eşitsizliğin toplumlara kök saldığını öne sürüyor. Ancak bazı araştırmalar da bu teorinin çok basit olduğunu savunuyor.
Hakemli dergi PNAS'te dün (14 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bu soru işaretini gidermek adına Mezoamerika, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da yaklaşık 12 bin yıl önceyle 15. yüzyıl arasında inşa edilmiş bin yerleşim yerindeki 50 bin evi analiz etti.
Evlerin büyüklüğü ve süslemeleri, refah seviyesi göstergesi olarak kullanıldı. ABD'deki Field Müzesi'nden Gary Feinman, başyazarı olduğu çalışma hakkında "Evlerin boyutlarındaki değişkenlik, zenginlik farklarını tam anlamıyla ortaya koymayabilir ancak ekonomik eşitsizlik derecesini, zaman ve bölgeler arasında tutarlı bir şekilde ölçebilir" diyor.
Bilim insanları verileri sayısal olarak düzgün bir şekilde karşılaştırmak için Gini endeksi adlı ölçütü kullandı. Her bir yerleşimin veya ülkenin 0-1 aralığında puan aldığı bu endekste 0 maksimum eşitliği, 1 ise maksimum eşitsizliği temsil ediyor.
Araştırmacılar yerleşim yerlerinin aldığı Gini puanlarını, bu bölgelerin ne kadar karmaşık bir siyasi yapıya sahip olduğuyla kıyasladı.
Bulgular eşitsizliğin her yerde aynı şekilde ortaya çıkmadığını ve nüfus artıp hükümetlerin daha karmaşık hale gelmesiyle yaygınlaşmak zorunda olmadığını gösteriyor.
Feinman "Geleneksel düşünce, resmi liderlere sahip daha büyük toplumlarda veya tarım başlayınca eşitsizliğin çok daha fazla artacağı yönünde" diyerek ekliyor:
Bu fikirler yüzlerce yıldır savunuluyor ve bizim bulduğumuz şey, durumun bundan daha karmaşık olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar toplumların, serveti nasıl dağıtacaklarıyla ilgili yaptıkları seçimlerin sosyal eşitsizlikleri kontrol altına almada kilit rol oynadığını belirtiyor.
Bunlar bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Örneğin antik dönemde Atina'da varlıklı kişilerin kamu çalışmalarını ve belirli festivalleri finanse etmesi bekleniyordu. Ayrıca birçok toplumda, ölenlerin servetinin dağıtıldığını veya borçlarının silindiğini söylüyorlar.
Feinman "Büyük toplumlarda yüksek derecede eşitsizlik kaçınılmaz değil" diyerek ekliyor:
Ve eğer eşitsizlik kaçınılmaz değilse o zaman belirli ekonomik, demografik veya teknolojik koşulların büyük servet eşitsizliklerini kaçınılmaz hale getirdiğine dair sıklıkla ifade edilen görüşler, küresel geçmişimize dayanmıyor.
Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, PNAS