10 bin yıllık tarih incelendi: Eşitsizlik kaçınılmaz değil

Meksika'daki kazıları da içeren araştırmada, insanların ve hükümetlerin seçimlerinin eşitsizliği hafifletebildiği ortaya kondu (Linda Nicholas/Gary Feinman)
Meksika'daki kazıları da içeren araştırmada, insanların ve hükümetlerin seçimlerinin eşitsizliği hafifletebildiği ortaya kondu (Linda Nicholas/Gary Feinman)
TT

10 bin yıllık tarih incelendi: Eşitsizlik kaçınılmaz değil

Meksika'daki kazıları da içeren araştırmada, insanların ve hükümetlerin seçimlerinin eşitsizliği hafifletebildiği ortaya kondu (Linda Nicholas/Gary Feinman)
Meksika'daki kazıları da içeren araştırmada, insanların ve hükümetlerin seçimlerinin eşitsizliği hafifletebildiği ortaya kondu (Linda Nicholas/Gary Feinman)

Dünya çapında 10 bin yıllık bir dönemde kurulmuş bin yerleşimi inceleyen bilim insanları, toplumsal eşitsizliğin kaçınılmaz olmadığı sonucuna vardı. 

Firavunların gösterişli mezarlarından çocuk kurbanlara kadar, eşitsizliğin izlerine insanlık tarihi boyunca sık sık rastlanıyor. 

Ancak eşitsizliğin nasıl geliştiğini tespit etmek zorlu bir süreç ve konu etrafında önemli fikir ayrılıkları var. 

Örneğin bazıları tarımla birlikte zenginlerin, işçilerin ürettiği fazlalıkları istiflemeye başladığını ve nüfus arttıkça eşitsizliğin toplumlara kök saldığını öne sürüyor. Ancak bazı araştırmalar da bu teorinin çok basit olduğunu savunuyor.

Hakemli dergi PNAS'te dün (14 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bu soru işaretini gidermek adına Mezoamerika, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya'da yaklaşık 12 bin yıl önceyle 15. yüzyıl arasında inşa edilmiş bin yerleşim yerindeki 50 bin evi analiz etti.

Evlerin büyüklüğü ve süslemeleri, refah seviyesi göstergesi olarak kullanıldı. ABD'deki Field Müzesi'nden Gary Feinman, başyazarı olduğu çalışma hakkında "Evlerin boyutlarındaki değişkenlik, zenginlik farklarını tam anlamıyla ortaya koymayabilir ancak ekonomik eşitsizlik derecesini, zaman ve bölgeler arasında tutarlı bir şekilde ölçebilir" diyor.

Bilim insanları verileri sayısal olarak düzgün bir şekilde karşılaştırmak için Gini endeksi adlı ölçütü kullandı. Her bir yerleşimin veya ülkenin 0-1 aralığında puan aldığı bu endekste 0 maksimum eşitliği, 1 ise maksimum eşitsizliği temsil ediyor.

Araştırmacılar yerleşim yerlerinin aldığı Gini puanlarını, bu bölgelerin ne kadar karmaşık bir siyasi yapıya sahip olduğuyla kıyasladı. 

Bulgular eşitsizliğin her yerde aynı şekilde ortaya çıkmadığını ve nüfus artıp hükümetlerin daha karmaşık hale gelmesiyle yaygınlaşmak zorunda olmadığını gösteriyor.

Feinman "Geleneksel düşünce, resmi liderlere sahip daha büyük toplumlarda veya tarım başlayınca eşitsizliğin çok daha fazla artacağı yönünde" diyerek ekliyor: 

Bu fikirler yüzlerce yıldır savunuluyor ve bizim bulduğumuz şey, durumun bundan daha karmaşık olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar toplumların, serveti nasıl dağıtacaklarıyla ilgili yaptıkları seçimlerin sosyal eşitsizlikleri kontrol altına almada kilit rol oynadığını belirtiyor.

Bunlar bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Örneğin antik dönemde Atina'da varlıklı kişilerin kamu çalışmalarını ve belirli festivalleri finanse etmesi bekleniyordu. Ayrıca birçok toplumda, ölenlerin servetinin dağıtıldığını veya borçlarının silindiğini söylüyorlar. 

Feinman "Büyük toplumlarda yüksek derecede eşitsizlik kaçınılmaz değil" diyerek ekliyor:

Ve eğer eşitsizlik kaçınılmaz değilse o zaman belirli ekonomik, demografik veya teknolojik koşulların büyük servet eşitsizliklerini kaçınılmaz hale getirdiğine dair sıklıkla ifade edilen görüşler, küresel geçmişimize dayanmıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, PNAS



NASA teleskobu, Samanyolu'nun en uzak "ikizini" buldu

Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)
Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)
TT

NASA teleskobu, Samanyolu'nun en uzak "ikizini" buldu

Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)
Epey belirgin spiral kollara, merkezinde şişkinliğe ve büyük bir yıldız oluşum diskine sahip Zhúlóng, Samanyolu Galaksisi'ne benziyor (NOIRLab)

James Webb Uzay Teleskobu (JWST), bugüne kadarki en uzak ve eski spiral galaksiyi keşfetti.

Samanyolu gibi galaksilerin spiral kollar ve yıldız oluşumuna sahne olan devasa disklerini oluşturmak için birkaç milyar yıla ihtiyaç duyduğu düşünülüyordu. 

Ancak NASA öncülüğünde geliştirilen JWST, bu düşünceye meydan okuyan gözlemler yapıyor.

Teleskobun uzaktaki milyarlarca gökcismini taradığı PANORAMIC araştırmasından elde edilen görüntüleri inceleyen bilim insanları, Samanyolu'nun en uzak "ikizi" dedikleri bir galaksiyle karşılaştı.

Zhúlóng adı verilen galaksi, standart modele göre 13,8 milyar yıl önce gerçekleşen Büyük Patlama'dan sadece 1 milyar yıl sonra görüntülendi.

Hakemli dergi Astronomy & Astrophysics'te dün (16 Nisan) yayımlanan makalenin yazarları, galaksinin belirli özellikleri ve boyutu nedeniyle Samanyolu'nun ikizi olduğunu söylüyor.

Cenevre Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Mengyuan Xiao, "Bu galaksiye Çin mitolojisinde 'Meşale Ejderhası' anlamına gelen Zhúlóng adını verdik. Mitolojide Zhúlóng, gözlerini açıp kapatarak gece ve gündüzü yaratan, ışığı ve kozmik zamanı simgeleyen güçlü bir kızıl güneş ejderhasıdır" diyerek ekliyor:

Zhúlóng'u öne çıkaran şey, şekil, boyut ve yıldız kütlesi bakımından Samanyolu'na çok benzemesi.

Bilim insanları Zhúlóng'un yıldız oluşum diskinin 60 bin ışık yılı çapa sahip olduğunu ve kütlesinin, Güneş'in 100 milyar katı olduğunu tahmin ediyor. Buna karşılık Samanyolu'nun diski 100 bin ışık yılı çapa ve 1,5 trilyon Güneş kütlesine sahip. 

Aralarında böyle bir boyut ve kütle farkı olmasına karşın Zhúlóng'un bu kadar eski bir zamanda bu seviyeye ulaşması mevcut teorileri sorgulamaya açıyor. Yine JWST'nin 2023'te keşfettiği Ceers-2112 adlı spiral galaksiden 1 milyar yıl daha yaşlı.

JWST, 2021'de fırlatılmasından bu yana evrenin ilk dönemlerinde devasa galaksiler ve kara delikler buluyor. Bu keşifler evrene veya galaksi oluşumuna dair bilinenlerin yanlış olabileceğine işaret ediyor.

Yeni araştırmayı yürüten ekip, Zhúlóng'un 1 milyar yıldan daha kısa sürede Samanyolu'na benzer şekil ve boyuta nasıl ulaştığı sorusunun cevap beklediğini söylüyor.

Makalenin ortak yazarı Pascal Oesch, "Bu keşif, JWST'nin erken evrene bakışımızı temelden nasıl değiştirdiğini gösteriyor" diyor.

Araştırmacılar JWST ve Şili'deki teleskop dizisi ALMA'yla Zhúlóng'un daha derinlemesine incelenmesi çağrısı yapıyor.

Independent Türkçe, Live Science, Space.com, Astronomy & Astrophysics