Arkeologlar, kedilerin evcilleştirilmesinin kökendeki karanlık sırrı açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Arkeologlar, kedilerin evcilleştirilmesinin kökendeki karanlık sırrı açıkladı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

İki yeni araştırmaya göre, kediler ilk kez büyük olasılıkla Antik Mısır'da kitlesel kült ritüellerine kurban verilmelerinin ardından insanlara yoldaş oldu.

Antik Mısır, kedi evcilleştirme ve kedilere tapınmanın yaygın görüldüğü ilk uygarlık beşiklerinden biri olarak biliniyor.

Mumyalanmış birçok kedi kalıntısı ve Mısır tanrıçası Bastet gibi tanrılar, tüylü kedigillerin ve insanların bölgede birlikte yaşadığını gösteriyor.

Ancak kedilerin hangi koşullar altında insanlara yoldaş olduğu tam bilinmiyordu.

Daha sonra, 2001'de bilim insanları Kıbrıs'ta bir insan ve bir kedi kalıntısı içeren 9 bin 500 yıllık bir mezar keşfederek kedi evcilleştirmenin bu Akdeniz adasında başladığına işaret etmişti.

Araştırmacılar, Kıbrıs ve çevresindeki kedilerin ilk çiftçileri takip etmiş ve binlerce yıl boyunca yavaş yavaş insanlarla birlikte yaşamaya alışmış olabileceği teorisini ortaya atmıştı.

Henüz hakem denetiminden geçmemiş iki DNA çalışması artık bu teoriyi çürütüyor ve Kıbrıs'taki hayvanın evcilleştirilmiş kedi değil, aslında Avrupa yaban kedisi olduğunu ortaya koyuyor.

sdfrgt

Araştırmacılar bu durumun, muhtemelen 3 bin yıl kadar önce kedi evcilleştirmenin başlangıç yeri olarak Mısır'a odaklanılmasını sağladığını söylüyor.

"Evcil kedilerin daha önce düşünüldüğü gibi Neolitik çiftçilerle birlikte Avrupa'ya yayılmadığını gösteriyoruz" diye yazıyorlar.

Bunun yerine bilim insanları, evcil hayvan haline getirilmeden önce Bastet için yapılan toplu kült ritüellerinde evcilleştirilmiş yaban kedilerinin kurban edildiğinden şüpheleniyor.

Arkeologlar, Mısır'ın koruma, zevk ve sağlık tanrıçasının ilk olarak aslan başıyla tasvir edildiğini ancak MÖ birinci binyıl civarında kedi başıyla temsil edilmeye başlandığını söylüyor.

Yeni çalışmada araştırmacılar, "Bu dönüşüm, serbest dolaşan ve özel yetiştirilen milyonlarca kedinin tanrıçaya adak olarak mumyalandığı kedi kurbanının yükselişiyle aynı zamana denk geldi" diye yazıyor.

Kazılar ayrıca Bastet'e adanmış tapınak ve kutsal alanların geniş antik tarım arazilerinin etrafında yer aldığını ortaya çıkardı.

Bu tür ekilebilir arazilerde çok sayıda kemirgen ve bunların doğal yırtıcıları yaban kedileri bulunuyor olmalıydı.

Bilim insanları, "Bu durum, insanlar ve kediler arasında, yaban kedilerinin yeni edindikleri ilahi statülerinin de etkisiyle evcilleştirilmelerine yol açan daha sıkı bir ilişki için gerekli bağlamı sağlamış olabilir" diye yazıyor.

Sonunda, bazı eski Mısırlıların kedileri sevimli evcil hayvan arkadaşları olarak evlerine kabul etmiş olabileceklerini söylüyorlar.

Kültler tarafından kullanılan hayvanların evcilleştirilmesi ve yayılması nadir rastlanan bir durum değil.

Örneğin, önceki araştırmalar alageyiklerin yayılmasının Yunan tanrıçası Artemis'e, tavukların yayılmasının ise Mithras kültüne bağlı olduğunu göstermişti.

Araştırmacılar, aynı şekilde Bastet kültünün de kedilerin yayılmasını kolaylaştırmış olabileceğini söylüyor.

Bilim insanları, "Sonuçlarımız, evcil kedilerin coğrafi kökeni hakkında yeni yorum çerçevesi sunuyor ve Kuzey Afrika'da birden fazla bölge ve kültürü içermiş olabilecek daha geniş ve daha karmaşık bir evcilleştirme süreci öneriyor" diye yazıyor.

Günümüz evcil kedilerinin orijinal kaynak popülasyonlarını belirlemek için daha fazla araştırma yapılması çağrısında bulunuyorlar.

Independent Türkçe 



"Kılıçlı büyükanne" 82 yaşında Kalaripayat dersi veriyor

Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
TT

"Kılıçlı büyükanne" 82 yaşında Kalaripayat dersi veriyor

Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)
Ona "Kılıçlı Büyükanne" diyenler de var (Meenakshi Raghavan)

Meenakshi Raghavan, geçmişi milattan önceye dayanan Kalaripayat'ı öğretmekten vazgeçmeyeceğini söylüyor.

Dünyada bu dövüş sporunu öğreten en yaşlı kadın olduğu tahmin edilen Hintli, "Muhtemelen ölene kadar Kalari yapacağım" diyor. 

Meenakshi Anne olarak da bilinen 82 yaşındaki Raghavan, Kerala'nın Vadakara bölgesinde yaşasa da başka kentlerde de gösteri yapıyor.

Eşinin 1950'de kurduğu dövüş okulunda sabah 5'ten öğlene kadar Kalaripayat dersleri vermeyi sürdürüyor:

Günde 50 civarında öğrenciyi eğitiyorum. 4 çocuğum da ben ve eşim tarafından yetiştirildi. 6 yaşından itibaren öğrenmeye başladılar.

Meenakshi Raghavan, 7 yaşındayken çok iyi dans ettiğini ve babasıyla konuşan VP Raghavan'ın onu Kalaripayat'a başlattığını söylüyor:

Tıpkı dans gibi, bu sanat formu da esnek olmanızı gerektiriyor.

Sonrasında okul kurup evlenen ikili, yüzlerce öğrenciyi para almadan yetiştirmiş.

2007'de eşini kaybettikten sonra resmen okulun başına geçen Raghavan, bir gün işleri 62 yaşına gelen en büyük oğlu Sanjeev'e bırakacağını söylüyor. 

dcfgthy
Eski öğrencileri, onu büyük bir ilham kaynağı olarak görüyor (Meenakshi Raghavan)

Kökleri en az 3 bin yıl önceye dayanan bu teknik, Hindistan'ın güneyindeki Kerala eyaletinde bulundu. Ülkenin en eski dövüş sanatı olarak kabul ediliyor. 

Dövüş ve savaş teknikleri öğretmekle kalmıyor, öz disiplini sağlamada ve fiziksel kuvvet kazanmada da etkili. 

Sabır gerektiren Kalaripayat, 4 aşamalı bir yöntemle öğretiliyor.

Meypattu adı verilen ilk safhada yağlı masajın ardından egzersiz yapılıyor. 

İki yılın ardından kolthari'ye (sopa dövüşü), angathari'ye (silahlı dövüş) ve verumkai'ye (silahsız dövüş) geçiliyor. Kalaripayat'ta uzmanlaşmak için ortalama 5 yıl gerekiyor. 

Kung fu'nun nefes alma ve vücuttaki enerji akışını sağlama yöntemlerini 6. yüzyılda Kalaripayat'tan aldığı tahmin ediliyor. 

Independent Türkçe, BBC, Guardian