Monopoly oynayarak Guinness rekoru kıran 918 kişi kalpleri fethetti

Bini aşkın kişi etkinlik mekanına gitti (Little Legs Foundation)
Bini aşkın kişi etkinlik mekanına gitti (Little Legs Foundation)
TT

Monopoly oynayarak Guinness rekoru kıran 918 kişi kalpleri fethetti

Bini aşkın kişi etkinlik mekanına gitti (Little Legs Foundation)
Bini aşkın kişi etkinlik mekanına gitti (Little Legs Foundation)

30 Mart'ta Avustralya'nın Sidney kentinde toplanan yüzlerce kişi Monopoly oynadı. Bunun amacı yalnızca Guinness Dünya Rekoru'nu kırmak değildi. 

2017'de henüz 6 yaşındayken beyin kanserinden ölen Alegra Vasiliou'nun anısına Little Legs Foundation'ı (Küçük Bacaklar Vakfı) kuran ebeveynleri, düzenledikleri bu etkinlikle hem hastalığa dikkat çekti hem de bu hastalıktan muzdarip çocuklar için yardım topladı.

Hakkında "Hep kurallara uyar ve bir maç daha isterdi" denen ve Monopoly'yi çok sevdiği bildirilen Alegra'nın fotoğrafını taşıyan oyun kartonlarında 900'ü aşkın kişi oynadı. 

918 kişinin 6'şarlı gruplar halinde 153 masada yer almasıyla, en fazla sayıda kişinin Monopoly oynaması rekoru kırıldı. Önceki rekor, 733 kişiye aitti. 

Ekimde de benzer bir girişimde bulunan aile, rekor kırmayı 30 kişiyle kaçırmıştı. 

Anne Sue-Ellan, "Guinness Dünya Rekoru kırmak pek yaygın bir şey değil. Ancak adınıza özel hazırlanmış bir Monopoly versiyonuna daha da nadir rastlanır" dedi. 

Ordu (Army) adını verdikleri Little Legs Foundation destekçileriyle dünyaya katkı sağlamayı hedeflediklerini belirten Sue-Ellan Vasiliou, "Gençlerle yaşlıların bir araya gelip onu anacağı ve herkesin gurur duyacağı bir şey yapacağı bir alan yaratmayı istedik. Bir yandan da kızımızı bizden alan hastalığa, yani beyin kanserine dair farkındalığı artırıyoruz" ifadelerini de kullandı. 

Alegra'nın Ordusu adını taşıyan ve küçük kızın fotoğrafını taşıyan Monopoly versiyonunu satın alanlar vakfa maddi destek sağlıyor. 

Independent Türkçe, New York Post, Guinness World Records



İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
TT

İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)

Beden korkusu (body horror) türünün öncüsü kabul edilen usta yönetmen David Cronenberg, sinema salonlarına dair nostaljik duygular taşımadığını ve dijitalleşen film yapım süreçlerini daha verimli bulduğunu söyledi.

Interview Magazine için meslektaşı Jim Jarmusch'a konuşan Cronenberg, filmlerinin toplu bir izleyiciyle sinema salonunda izlenmesinin kendisi için özel bir anlam taşımadığını belirtti.

"O hissi yaşamıyorum"

"Filmleri gerçek sinema salonlarında sadece arada sırada, genellikle film festivallerinde izliyorum ve projeksiyon kalitesi her zaman iyi olmuyor" diyen Cronenberg, sözlerine şöyle devam etti: 

Venedik'te Spike Lee'yle sahnedeydim. Sinemanın bir katedral gibi olduğunu, neredeyse dini bir yönü bulunduğunu söylüyordu. Ona, 'Ben Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) akıllı saatimden izliyorum ve orada bin deve var, hepsini görebiliyorum' dedim. Şaka yapıyordum ama anlatmak istediğim şey, sinema deneyimini o kadar da etkileyici bulmadığımdı. Belki yaşlandığım içindir. O toplu izleme hissini yaşamıyorum.

Teknolojiye karşı açık yaklaşımı filmlerine de yansıyan Cronenberg, dijital kameralarla çalışmanın kolaylıklarının, film şeridinin sunduğu görsel avantajların önüne geçtiğini düşünüyor. Kurgu süreçlerinde film şeridiyle çalışmanın epey kısıtlayıcı olduğunu belirten usta yönetmen, dijital araçların sağladığı kontrol imkanlarını öne çıkardı.

"İnsanların dijital platformlarda bir filmi izledikten sonra duyduğu tutkuyu, eskiden sinema salonundan çıktıktan sonra hissettiğimiz heyecana benzetiyorum" diyen Cronenberg, "Farklı olabilir ama daha kötü değil. Ayrıca filmle çalışmayı da özlemiyorum. Kurgu ve montaj benim için tam bir kabustu. Artık çok daha fazla kontrol sahibiyiz ve bir film yapıyorsanız, bir dereceye kadar kontrol manyağısınız demektir" ifadelerini kullandı.

Cronenberg'in son filmi Kefenler (The Shrouds) şu sıralar ABD sinemalarında gösterimde. Yönetmenin 2024 Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan filminde, eşini kaybeden bir adamın yas sürecini, karısının cesedini canlı yayın yapan bir tabut içinde saklayarak yaşaması konu ediliyor.

"Böyle bir filmi sadece Cronenberg çekebilir"

Filmin başrollerinde Fransız aktör Vincent Cassel, Guy Pearce ve Diane Kruger yer alıyor. Yardımcı rollerdeyse Sandrine Holt, Elizabeth Saunders ve Al Sapienza var.

IndieWire'ın incelemesinde filmle ilgili şu yorum yer alıyor:

Yönetmenin eşinin kaybından ilham alan Kefenler, sadece David Cronenberg'in çekebileceği türden bir yas hikayesi. Alaycı, duygusuz ve zaman zaman öylesine cansız ki, sanki film kendisi de katılaşmış gibi. Görüntüler, projeksiyondan perdeye ulaşmadan çok önce ölmüş gibi duruyor. Ama başka ne beklenirdi ki?

Kefenler, Türkiye'de 23 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak.

82 yaşındaki Kanadalı sinemacı, Sinek (The Fly), Çarpışma (Crash) ve Müstakbel Suçlar (Crimes of the Future) gibi filmleriyle de tanınıyor. 

Independent Türkçe, IndieWire, Interview Magazine