Oscar oylama sisteminde büyük değişiklik: Sinemaseverler şaşkın

Akademi artık üyelerin oy kullanmadan önce aday gösterilen tüm filmleri izlemiş olmasını şart koşuyor (AFP)
Akademi artık üyelerin oy kullanmadan önce aday gösterilen tüm filmleri izlemiş olmasını şart koşuyor (AFP)
TT

Oscar oylama sisteminde büyük değişiklik: Sinemaseverler şaşkın

Akademi artık üyelerin oy kullanmadan önce aday gösterilen tüm filmleri izlemiş olmasını şart koşuyor (AFP)
Akademi artık üyelerin oy kullanmadan önce aday gösterilen tüm filmleri izlemiş olmasını şart koşuyor (AFP)

Oscar oylama sürecine yeni bir kuralın eklenmesi interneti şaşkına çevirdi. İzleyiciler, bunun zaten bir gereklilik olduğunu varsayıyordu.

Oscar'ın yönetim organı pazartesi günkü basın açıklamasında,  "Akademi üyelerinin Oscar final turunda oy kullanmaya hak kazanabilmesi için artık her kategoride aday gösterilen tüm filmleri izlemesi gerektiğini" duyurdu.

Bu önemli değişiklik, Akademi Yönetim Kurulu'nun onayladığı bir dizi yeni kural ve düzenleme arasında.

Ödüllerle ilgili diğer önemli kural değişiklikleri arasında, bir projenin yapımında üretken yapay zeka kullanımının başvuruya "ne yararı ne de zararı" olacağının belirtilmesi ve Uluslararası Uzun Metraj Film kategorisinde kullanılan dilin artık "mülteci veya sığınmacı statüsündeki sinemacıları" da kapsayacak şekilde güncellenmesi yer alıyor.

Yine de sosyal medyada büyük tepkilere yol açan, oy verme uygunluğuna ilişkin güncelleme oldu. Birçok X kullanıcısı Oscar seçmenlerinin nasıl olup da aday gösterilen tüm filmleri izlemek zorunda olmadığını merak etti.

Bir kişi "Bunun zaten standart olmaması ÇILGINLIK" diye yazarken, bir diğeri gülerek "Bunun daha önce bir kural olmamasına imkan yok" dedi.

Üçüncü bir kişiyse değişikliğin "harika" ama çok gecikmiş olduğunu savundu. "Hele şükür" diyen 4. bir kişiyse aynı fikirdeydi.

Bir başkası inanamayarak, "Bunca zamandır insanların sadece bir film izleyip 'Evet bu tüm ödülleri kazanmalı' diyebileceğini mi söylüyorsunuz?" diye ekledi.

Bazılarıysa yeni kural kapsamında önceki Oscar kazananları için yeniden oylama yapılması çağrısında bulunacak kadar ileri gitti ve bu kural önceden var olsaydı geçmiş En İyi Film kazananlarının zafere ulaşamayacağını ilan etti.

Geçen yılın animasyon film adayı olan ve kategoriyi Letonya yapımı bağımsız film Flow: Bir Kedinin Yolculuğu'na (Flow) kaptıran Vahşi Robot (Wild Robot) için "Vahşi Robot'un hakkı verilmeli" diyenler oldu.

Geçmiş yıllarda, anonim Oscar seçmenleri son oylamadan önce En İyi Film adaylarının tamamını izlemediklerini itiraf etmişti.

En son tören öncesinde Entertainment Weekly'ye konuşan bir kişi "Cevher (The Substance) ya da Hâlâ Buradayım'ı (I'm Still Here) henüz izlemediğim için moralim çok bozuk" demişti.

İlk Dune'u bitirememiştim, üç saat daha Dune izlemek için acele etmeyeceğim. Yeniden değerlendirmek için hâlâ zaman var ama ben gerçekten zorlandım.

Akademi'nin oylama organı, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin parçası olan 10 binden az sektör profesyonelinden oluşuyor.

2026 Oscarları için ön oylama 8-11 Aralık'ta yapılacak ve ardından 12-16 Ocak 2026'da adaylık oylaması gerçekleştirilecek.

Ardından, adaylar kısa süre sonra 22 Ocak'ta açıklanacak ve son oylama dönemi 26 Şubat'ta açılıp 5 Mart'ta kapanacak.

Eski gece yarısı programı sunucusu ve komedyen Conan O'Brien'ın sunuculuğunu üstleneceği 2026 töreni 15 Mart'ta gerçekleştirilecek.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature