150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
TT

150 yıldır görülmeyen freskleri bir elektrikçi gün yüzüne çıkardı

Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)
Pompei Salonu'nun üstünden uzun süredir görülmeyen freskler çıktı (AFP)

İtalya'nın başkenti Roma'da elektrikçilik yapan Davide Renzoni geçen sene rutin kontrol için çağrıldığı bir müzenin en üst katına çıktığında tavanın üstünde daha eski bir çatı buldu. 

16. yüzyılın başlarında inşa edilen Villa Farnesina'daki unutulmuş freskler böylece keşfedildi.

Bu bina, Rafael'in Eros ve Psihe freskleriyle biliniyor. Ancak yeni bulunan fresklerin klasik barok döneminin son ustalarından Carlo Maratta tarafından yapıldığı tahmin ediliyor.

1713'te ölen İtalyan ressamın, 17. yüzyılın sonlarında Eros ve Psihe'nin restorasyonu sırasında öğrencileri Girolamo Troppa ve Francois Simonot'yla birlikte bu freskleri yaptığı bildiriliyor. 

Renzoni, neredeyse 200 yıl boyunca unutulan bu eserleri bulmasıyla ilgili "İlk hissim şaşıp kalmak oldu" diyor. 

Elektrikçinin çatıya çıkardığı Villa Farnesina'nın küratörü Virginia Lapenta da benzer bir şaşkınlık yaşamış. 

Lapenta'nın dikkatini, binaya adını veren Farnese ailesinin arması çekmiş.

gthyujı
Alanın darlığından dolayı freskler halkın ziyaretine açılamadı (AFP)

Banker Agostino Chigi için 1506-1510'da inşa edilen binanın, 1579'da Farnese ailesinin eline geçtiği biliniyor. 

Papalar ve prenslere hizmet veren banker, binaya Rafael gibi meşhur sanatçıların fresko yapmasını sağlamış.

1735'te Elisabetta Farnese binayı İki Sicilya Kraliyeti'nden Kral IV. Carlo'ya bırakmış. 

Villa Farnesina'nın 1861'de İspanyol soylu Salvador Bermúdez de Castro'ya 99 yıllığına kiralanmasından sonra yapılan değişikliklerle birlikte Maratta'nın freskleri de göz önünden kaybolmuş.

1927'de Benito Mussolini ve partisinin kontrolündeki devlet, binayı İspanyol dükün mirasçılarından alıp İtalya Kraliyet Akademisi'nin kullanımına sunmuş. 

Dünyanın en saygın akademik kurumlarından biri olan Accademia dei Lincei (Vaşaklar Akademisi) 1944'ten beri Villa Farnesina'ya sahip. 

Independent Türkçe, New York Times, Euronews



Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
TT

Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)

Dünyanın çeşitli yerlerindeki toplumların büyük acılar çekmesine neden olan sömürgeciliğin izleri, beklenmedik yerlerden çıkmayı sürdürüyor. 

Dan Hicks yeni yazdığı Every Monument Will Fall (Her Bir Anıt Devrilecek) adlı kitapta dünyanın en prestijli üniversitelerinden Oxford'daki bir örneğe işaret etti. 

Birleşik Krallık'taki okulda görev yapan akademisyenlerin, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış bir bardak kullandığını ortaya çıkardı. 

Aynı okulda arkeoloji dersleri veren Hicks, 2015'e kadar resmi yemeklerde düzenli kullanılan kadehin, gümüşlerle bezenmiş bir kafatası olduğunu söylüyor. 

İçine konan şarapların sızması üzerine bardak, çikolata servisinde kullanılmaya başlanmış.

Akademisyenler ve misafirler bu durumdan giderek daha fazla rahatsızlık duyunca, kadehin kullanımına son verilmiş.

Dan Hicks, okulun kafatasınının kökenlerini incelemek üzere 2019'da kendisini davet ettiğini Guardian'a anlattı. 

Karbon testiyle kafatasının 225 yaşında olduğunu bulan Hicks, onun büyük ihtimalle Karayipler'den getirildiğini ve köleleştirilmiş bir kadına ait olduğunu belirtiyor. 

Okulun eski öğrencilerinden George Pitt-Rivers, 1946'da bu kupayı Oxford'a armağan etmiş. Bu kadeh, ona da Pitt Rivers Müzesi'ni kuran arkeolog dedesi Augustus Henry Lane Fox Pitt Rivers'tan miras kalmış. 

Kafatasının sahibinin kimliğini tespit edememesini sorunsallaştıran arkeolog, Birleşik Krallık sömürgeciliğinin Cecil Rhodes ve Edward Colston gibi simgelerinin adlarının heykeller ve kurumlarla yaşatıldığını ancak kolonyalizm kurbanlarının tarihten ve hafızalardan silindiğini vurguluyor:

İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yıkımı da şiddetin bir parçasıydı.

Independent Türkçe, Guardian, Daily Mail