Netflix'in sevilen dizisi, finalini sinema filmiyle taçlandırıyor

Heartstopper, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 98 gibi kusursuza yakın bir onay puanına sahip (Netflix)
Heartstopper, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 98 gibi kusursuza yakın bir onay puanına sahip (Netflix)
TT

Netflix'in sevilen dizisi, finalini sinema filmiyle taçlandırıyor

Heartstopper, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 98 gibi kusursuza yakın bir onay puanına sahip (Netflix)
Heartstopper, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 98 gibi kusursuza yakın bir onay puanına sahip (Netflix)

Netflix'in popüler dizisi Heartstopper, üç sezonun ardından finalini bir sinema filmiyle yapacağını duyurdu. Dün (22 Nisan) yapılan açıklamada, "Heartstopper her zamankinden daha büyük bir şekilde geri dönecek" ifadesini kullanan dijital platform ekledi: 

Alice Oseman'ın yakında yayımlanacak 6. cildine dayanan Heartstopper filmi geliyor!

Konuyla ilgili daha fazla detay ise yayın devinin resmi içerik platformu Tudum'da paylaşıldı. Habere göre, dizinin başrol oyuncuları Kit Connor ve Joe Locke, Nick ve Charlie rollerini bir kez daha canlandıracak. İkili aynı zamanda filmin yönetici yapımcılığını da üstlenecek. 

Heartstopper'ın yaratıcısı Alice Oseman, filmin senaryosunu kaleme alırken, yönetmen koltuğunda ise 2014 yapımı psikolojik drama Unutma Beni'yle (Still Alice) tanınan Wash Westmoreland oturacak. Çekimlerin bu yaz başlaması planlanıyor.

Alice Oseman yaptığı açıklamada, "Heartstopper hikayesinin sonunu anlatma fırsatını yakaladığımız için çok mutluyum. Bu projeyi mümkün kılan tüm ekibe ve sabırla, tutkuyla bizi destekleyen harika Heartstopper hayranlarına minnettarım. Bu yolculuğu büyülü bir finale ulaştırmak için sabırsızlanıyorum" ifadelerini kullandı.

Tudum'un aktardığına göre Heartstopper filmi, ekimde yayına giren üçüncü sezonun hemen ardından devam edecek. Nick'in üniversiteye gitmeye hazırlanması ve Charlie'nin okulda bağımsızlık kazanmaya başlaması, çiftin uzun mesafe ilişkisinin zorluklarıyla yüzleşmesine neden olacak. Filmin resmi özetinde, "Kuşkular, ikilinin karşısına hayatlarının en büyük sınavını çıkaracak" ifadesi kullanılıyor.

Üç sezonu da platformun izlenme listelerinde üst sıralara tırmanan dizi, hem eleştirmenlerden hem de seyircilerden büyük beğeni toplamayı başarmıştı. Heartstopper, LGBTQ+ karakterlerin ve temaların hassas ve gerçekçi işlenişiyle övgü toplamıştı.

Örneğin Variety yazarı Aramide Tinubu, dizinin üçüncü sezonundaki cinsellik temsiline dair, "Ergenlikte cinselliğe dair toplumdaki tepkisel tabuları yıkıyor ve bunun insani, keyifli, heyecan verici bir deneyim olduğunu gösteriyor" yorumunu yapmıştı.

Seattle Times yazarı Gemma Wilson ise performansları övdüğü incelemesinde şöyle demişti: 

Oyuncu kadrosu her yönüyle mükemmel olsa da diziyi bir arada tutan esas şey, iki başrolün yürek parçalayan performansları.

Independent Türkçe, Variety, Seattle Times, Deadline, Tudum



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe