Marvel'ın yeni filmine ilk tepkiler: Yıldız oyuncuya övgü yağıyor

Thunderbolts*'ta Valentina Allegra de Fontaine'in kurduğu ölümcül tuzağa düşen dışlanmış karakterler, geçmişlerinin en karanlık yönleriyle yüzleşmek zorunda kalacakları tehlikeli bir göreve çıkıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Thunderbolts*'ta Valentina Allegra de Fontaine'in kurduğu ölümcül tuzağa düşen dışlanmış karakterler, geçmişlerinin en karanlık yönleriyle yüzleşmek zorunda kalacakları tehlikeli bir göreve çıkıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
TT

Marvel'ın yeni filmine ilk tepkiler: Yıldız oyuncuya övgü yağıyor

Thunderbolts*'ta Valentina Allegra de Fontaine'in kurduğu ölümcül tuzağa düşen dışlanmış karakterler, geçmişlerinin en karanlık yönleriyle yüzleşmek zorunda kalacakları tehlikeli bir göreve çıkıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)
Thunderbolts*'ta Valentina Allegra de Fontaine'in kurduğu ölümcül tuzağa düşen dışlanmış karakterler, geçmişlerinin en karanlık yönleriyle yüzleşmek zorunda kalacakları tehlikeli bir göreve çıkıyor (Walt Disney Studios Motion Pictures)

Marvel'ın merakla beklenen süper kahraman filmi Thunderbolts*, basın gösterimini gerçekleştirdi ve filme ilk tepkiler son derece olumlu. Eleştirmenler filmi "travma, iyileşme ve kefaret üzerine cesur bir dalış" diye nitelendirirken, Oscar adayı Florence Pugh'nun performansı övgülerin odağında yer aldı. 

Black Widow'daki Yelena karakteriyle Marvel Sinematik Evreni'ne (MCU) adım atan Pugh, Hawkeye dizisinin ardından bu kez ilk solo MCU filminde başrolü üstleniyor.

"Marvel'ın en karanlık işlerinden"

Next Best Picture genel yayın yönetmeni Matt Neglia, Thunderbolts* için "Marvel'ın bugüne kadarki en karanlık işlerinden biri" yorumunu yaparak, filmin büyük kısmının dramatik yükünü Florence Pugh'nun sırtladığını belirtti. Lewis Pullman'ın da kendisiyle savaşı halindeki karakterine güçlü ve katmanlı bir performans kattığını söyleyen Neglia ekledi: 

Belki en gösterişli, en komik ya da en güçlü Marvel filmi değil ama bu anti-kahramanlardan oluşan uyumsuzlar ekibinin sivri köşeleri ve kusurları filme çok yakışmış.

Sinema yazarı Emily Murray ise Thunderbolts* için "Son yıllarda yapılmış en iyi MCU filmlerinden biri" yorumunda bulundu ve "İçinde bolca kıvılcım, karizma ve gerçekten duygusal bağ kurabileceğiniz bir hikaye var. Gözyaşlarımı tutamadım. Florence Pugh özellikle mükemmel, resmen filmi alıp götürüyor" ifadelerini kullandı.

Eleştirmen Brandon Norwood ise karakter odaklı anlatım ve başarılı aksiyon sahnelerinin filme eski Marvel havasını getirdiğini belirtti. Norwood, "Keşke bunu daha önce izleyebilseydik. Üstelik bu uyumsuz ekibin aralarındaki kimya da çok iyi" dedi.

Big Gold Belt Media, Thunderbolts* için "Komik ve derinlemesine insani. Travma, iyileşme ve kefaret üzerine cesur bir keşif. Toplumun gözden çıkardığı sözde 'kaybedenlerin' bile kimsenin beklemediği kahramanlara dönüşebileceğinin kanıtı" yorumunu yaptı: 

Sert, duygusal ve Marvel'ın daha önce yaptığı hiçbir şeye benzemiyor.

Bir sinemasever ise filmi, "Thunderbolts*, MCU'yu bağımsız sinemanın dünyasına taşıyor. Florence Pugh, Oscar'lık bir performans sergiliyor. Sonuna kadar kalın, sizi büyüleyecek bir sürpriz var" sözleriyle övdü.

Alışılmış süper kahraman filmlerine benzemiyor

Film Florence Pugh, Lewis Pullman, Wyatt Russell, Sebastian Stan, David Harbour ve Olga Kurylenko gibi isimleri bir araya getiriyor. Yönetmen koltuğunda Jake Schreier otururken, senaryoyu Eric Pearson ve Joanna Calo kaleme aldı.

Marvel, Thunderbolts* öncesi, alışılmış süper kahraman filmlerinin dışında bir yapım vaat etmişti. Martta sinemalarda gösterilen fragmanında, A24 gibi bağımsız sinema yapımlarıyla ün kazanan isimlerin bu filmde yer aldığı vurgulanmıştı. Comic-Con 2024'te konuşan yönetmen Schreier, "Kevin Feige'in bize verdiği ilk görev, bu filmi bambaşka yapmaktı. Bağımsız sinema işi yapan insanların çektiği bir Marvel filmi hayal edin. İşte biz tam olarak o tonu yakalamaya çalıştık" demişti.

Thunderbolts*, 2 Mayıs'ta Disney ve Marvel Studios imzasıyla sinemalarda gösterime girecek.

Independent Türkçe, Variety, GamesRadar



Jaws 50 yaşında: Spielberg sinema tarihini nasıl değiştirdiğini anlattı

Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
TT

Jaws 50 yaşında: Spielberg sinema tarihini nasıl değiştirdiğini anlattı

Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)
Roy Scheider'ın başrolde yer aldığı Jaws, 1976'da 3 dalda Oscar kazanmıştı (Universal)

20 Haziran 1975'te vizyona giren Jaws, sadece bir yaz eğlencesi olmanın çok ötesindeydi. Sinema tarihine damga vuran bu yapım, aynı zamanda dağıtım ve pazarlama yöntemleriyle de devrim yarattı. 

Film, o dönem hiç görülmediği kadar büyük bir lansmanla 464 salonda birden vizyona girdi. Bu, zamanının çok ötesindeydi. Ayrıca 700 bin dolarlık dev bir bütçeyle ulusal televizyonlarda iki düzine reklam filmi yayımlandı. 

Bu yoğun tanıtım kampanyası, Jaws'ı kısa sürede bir fenomene dönüştürdü ve sadece 78 gün içinde Baba'yı (The Godfather) geçerek tüm zamanların en çok hasılat yapan filmi oldu. Bugün "ilk yaz gişe canavarı" diye anılmasının sebebi de tam olarak bu.

Aradan geçen 50 yılın ardından Steven Spielberg artık gülerek anlatıyor olsa da Jaws'ın çekimleri yönetmen için adeta bir kabustu. 1975 yapımı bu kült köpekbalığı gerilimi, bir yandan Hollywood'un yaz filmi kalıbını oluştururken diğer yandan genç yönetmenine ciddi sınavlar yaşattı.

Spielberg, ABD'nin Massachusetts eyaletine bağlı, Atlas Okyanusu'ndaki Martha's Vineyard adasında Jaws @ 50: The Definitive Inside Story adlı belgeselin dünya prömiyerine gönderdiği video mesajında şunları söyledi:

Normal şartlarda burada yaz ayları rüya gibidir. Ama bütçeyi aştığımı, takvimin gerisinde kaldığımı ve boğulmak üzere olduğumu hissedince 1974 yazı tam anlamıyla bir kabus oldu. Ta ki bu kabus, hayatımın en büyük hayaline dönüşene kadar.

O dönem henüz 27 yaşında olan Spielberg, Peter Benchley'nin romanından uyarladığı film için mekan olarak Martha's Vineyard'ı seçmişti. Çünkü korkutucu dişlerle donatılmış mekanik köpekbalığının gerçek bir okyanusta yüzmesini istiyordu. Belgeselin, bu zorlu sürecin perde arkasını detaylı şekilde yansıttığını belirten Spielberg, şu ifadeleri kullandı:

Hepimizin bu kadar genç ve tecrübesiz olduğu bir dönemde, Atlantik Okyanusu'nda mekanik bir köpekbalığıyla çekim yapmak beklediğimizden çok daha zordu. Programı ve bütçeyi aştığımız noktada, bu filmin kariyerimde yönettiğim son film olacağından neredeyse emindim.

Zorluklar az değildi. Filmin çekim süresi 55 günden 159 güne uzarken, 3,5 milyon dolarlık bütçe üç katına çıkarak 9 milyon doları bulmuştu. Ama sonuç bambaşkaydı: Sinema salonlarında yankılanan çığlıklar, yaşanan tüm sıkıntıları gölgede bırakacaktı.

Spielberg, 1975’te dünya çapında gösterime giren Jaws'ın seyirciden büyük ilgi görmesinin kendisi için bir "can simidi" olduğunu söylüyor. Üstelik bu başarıda, John Williams imzalı o ikonik iki notalı müziğin katkısını da unutmuyor:

O müzik, görünmeyen bir avcının yaklaşmakta olduğu korkusunu iliklerimize kadar hissettirdi.

Spielberg, sözlerini şöyle tamamlıyor:

Yapımının üzerinden 50 yıl geçmiş olsa da Jaws, hâlâ hepimiz için hayatımızın en önemli deneyimlerinden biri. Üzerinden geçen onca zaman, yaşadığımız o heyecanı, korkuyu, umutsuzluğu ve mutluluğu hiç ama hiç unutturmadı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety