Netflix'in yeni Narnia filminin kötüsü bulundu

Emma Mackey'nin Asa Butterfield'la başrolleri paylaştığı BAFTA ödüllü Sex Education, ilk kez 2019'da izleyiciyle buluşmuş ve 4 sezonun ardından sona ermişti (Netflix)
Emma Mackey'nin Asa Butterfield'la başrolleri paylaştığı BAFTA ödüllü Sex Education, ilk kez 2019'da izleyiciyle buluşmuş ve 4 sezonun ardından sona ermişti (Netflix)
TT

Netflix'in yeni Narnia filminin kötüsü bulundu

Emma Mackey'nin Asa Butterfield'la başrolleri paylaştığı BAFTA ödüllü Sex Education, ilk kez 2019'da izleyiciyle buluşmuş ve 4 sezonun ardından sona ermişti (Netflix)
Emma Mackey'nin Asa Butterfield'la başrolleri paylaştığı BAFTA ödüllü Sex Education, ilk kez 2019'da izleyiciyle buluşmuş ve 4 sezonun ardından sona ermişti (Netflix)

Netflix'in Narnia uyarlamasında Beyaz Cadı bulundu.

Britanyalı oyuncu Emma Mackey, Greta Gerwig'in C.S. Lewis imzalı çok satan roman serisi Narnia Günlükleri'nin (The Chronicles of Narnia) sinema uyarlamasında, kötü kalpli büyücü Beyaz Cadı'ya hayat verecek.

Yayın devinin yapımcılığını üstlendiği projede Gerwig, serinin 6. kitabı olan Büyücünün Yeğeni'ni (The Magician's Nephew) sinemaya uyarlıyor. Bu proje aynı zamanda Gerwig'le Mackey'yi gişe canavarı Barbie'den sonra yeniden bir araya getiriyor. 29 yaşındaki Mackey, Gerwig'in gişede 1 milyar doları aşan Barbie filminde de rol almıştı.

Charli XCX'in adı geçiyordu

Aylardır oyuncu kadrosuna dair çeşitli söylentiler dolaşıyordu. Bir dönem pop yıldızı Charli XCX'in Beyaz Cadı rolü için adı geçse de bu ihtimal gerçekleşmedi. Pek çok oyuncunun talip olduğu rol için son aşamada Emma Mackey'yle Cevher'le (The Substance) dikkat çeken Margaret Qualley arasında seçim yapıldı.

Beyaz Cadı, gerçek adıyla Jadis, sadece Büyücünün Yeğeni'nin değil, serinin en bilinen kitabı Aslan, Cadı ve Dolap'ın (The Lion, the Witch and the Wardrobe) da başlıca kötü karakteri. Narnia'yı sonsuz bir kışa mahkum eden ve düşmanlarını taşa çeviren karakter olarak hafızalarda yer ediyor.

Proje hâlâ oyuncu seçimi aşamasında. Emma Mackey'nin yanı sıra, Narnia'nın kralı Aslan'ı seslendirmesi için Oscarlı usta oyuncu Meryl Streep'le de görüşmeler sürüyor.

Netflix, alışılmışın dışında bir kararla, Narnia'yı 2026 sonbaharında iki haftalığına IMAX salonlarında vizyona sokacak. Bu özel gösterim, yönetmen Gerwig'in isteğiyle gerçekleşecek.

Bu rol, Mackey'nin hızla yükselen kariyerini daha da perçinleyecek gibi görünüyor. Netflix dizisi Sex Education'la yıldızı parlayan oyuncu, Nil'de Ölüm (Death on the Nile) ve Barbie'nin kadrosunda yer almıştı. Son olarak, Emily Brontë'nin hayatını konu alan Emily adlı filmdeki başrolüyle çeşitli ödüllerde adaylıklar kazanmıştı.

Mackey, şu sıralar J.J. Abrams'ın yeni projesinde Glen Powell ve Jenna Ortega'yla birlikte kamera karşısında. 

Mackey, geçen yıl BAFTA Yükselen Yıldız Ödülü'nün de sahibi olmuştu.
Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety



Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
TT

Ağızdaki bakteri miktarı ne kadar mutlu olduğumuzu gösteriyor

New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)
New York Üniversitesi'nden araştırmacılar, depresyonla ağızdaki bakteri çeşitliliğinin azalması arasında bir ilişki bulduklarını söylüyor. Araştırmacılar 15 binden fazla yetişkinin verilerini inceledi (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre depresyon, ağızda bulunan bakterilerin çeşitliliğinin azlığıyla bağlantılı olabilir.

Siz bu haberi okurken ağzınızda 500 milyar ila 1 trilyon bakteri bulunuyor. Bağırsak mikrobiyomundan sonra ağız, insan vücudundaki en büyük ikinci mikroorganizma topluluğunu barındırıyor.

New York Üniversitesi'ndeki (NYU) araştırmacılar, bu mikropların yapısının depresyonun teşhis ve tedavisinde işe yarayabileceğini söylüyor. Yeni çalışmada, ağızda mikropların çeşitliliğinin azalmasının ruh sağlığıyla ilişkili olduğunu buldular.

NYU Rory Meyers Hemşirelik Okulu'nda araştırmadan sorumlu dekan yardımcısı Dr. Bei Wu, "Ağız mikrobiyomunun, iltihaplanma veya bağışıklık sistemindeki değişiklikler yoluyla depresif semptomları etkilemesi mümkün. Tersine, depresyon beslenme alışkanlıkları, kötü ağız hijyeni, sigara ve alkol kullanımının artması veya ilaç kullanımı gibi değişikliklere yol açabilir ve bunların tümü ağız mikrobiyomunu değiştirebilir" dedi.

Bu ilişkinin hangi yönde işlediğini ve altında yatan mekanizmaları anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyacımız var.

Wu, bu hafta BMC Oral Health adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın kıdemli yazarı.

Bu sonuçlara ulaşmak için yazarlar, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi'nden elde edilen verileri inceledi. 2009'la 2012 arasında 15 binden fazla yetişkinden toplanan anket verilerini kullanarak depresyon belirtilerini tükürük örnekleriyle karşılaştırdılar.

Ayrıca, tükürükteki mikropları tanımlamak ve ağız mikrobiyomunun çeşitliliğini ölçmek için gen dizileme kullandılar. Böylece, mikrobiyal çeşitliliği daha az olan kişilerin depresyon belirtileri gösterme ihtimalinin daha yüksek olduğunu keşfettiler.

Ek analizler, sigara içme, alkol tüketimi ve diş bakımı gibi alışkanlıkların ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkiyi etkilediğini ortaya koydu. Bunların tümü ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor.

Antidepresanlar ve diğer psikotropik ilaçların, tükürük miktarını azaltan ve ağız mikro ortamını değiştiren yan etkileri olduğunu belirttiler.

"Dolayısıyla ilaçlar sadece depresif semptomları hafifletmekle kalmıyor, aynı zamanda ağız sağlığı üzerinde düzenleyici bir etkiye de sahip" dediler.

cdsfvgh
Önceki araştırmalar, ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu göstermişti. İçki içme ve diş bakımı gibi alışkanlıklar ağızdaki bakteri yapısını değiştirebiliyor (AFP)

Yine de ağızdaki mikropların çeşitliliğinin depresyonu etkileyip etkilemediği, depresyonun ağız mikrobiyomunda değişikliklere yol açıp açmadığı veya simbiyotik bir ilişki olup olmadığı hâlâ belirsiz.

Araştırmacılar, yakın zamanda yapılan bir çalışmanın depresyonla bağırsaktaki bakteri çeşitliliği arasında olası bir bağlantı bulduğunu belirtti. Ayrıca giderek artan sayıda araştırmanın ağız mikrobiyomuyla genel sağlık arasında bağlantı olduğunu gösterdiğini eklediler. Bunun nedeninin iltihaplanma ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar olduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar, bu bulguların konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyorlar. 2021'de, tahmini 21 milyon yetişkinin geçen yıl en az bir kez majör depresif nöbet yaşadığı tahmin ediliyor.

Wu, "Ağız mikrobiyomuyla depresyon arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması, sadece depresyonun altında yatan mekanizmaları öğrenmemize yardımcı olmakla kalmayıp, duygudurum bozuklukları için yeni biyolojik işaretler veya tedaviler geliştirilmesine de katkıda bulunabilir" dedi.

Independent Türkçe