The Walking Dead'in yıldızından ikinci sezona dair büyük ipucu

The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)
The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)
TT

The Walking Dead'in yıldızından ikinci sezona dair büyük ipucu

The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)
The Walking Dead: Dead City'nin 8 bölümden oluşacak ikinci sezonunun çekimleri geçen yıl nisanda başlamış ve temmuzda Massachusetts eyaletinde sona ermişti (AMC)

The Walking Dead: Dead City'nin ikinci sezonunda Negan'ın yeni yönleri ortaya çıkacak. Yan dizi, Maggie ve Negan'ın zombilerin istila ettiği New York sokaklarında, hem dış tehditlerle hem de karmaşık geçmişleriyle mücadelesini konu alıyor. 

İlk sezon, birbirlerine düşman olan ikilinin Maggie'nin oğlu Hershel'ı Hırvat adlı yeni bir düşmandan kurtarma çabasını ve aralarındaki zoraki ittifakı ele almıştı. Aralarındaki kanlı geçmişe rağmen Dead City, Negan'ın insani yönlerini daha önce hiç olmadığı kadar öne çıkardı. İkinci sezondaysa bu dönüşüm daha da derinleşecek.

Jeffrey Dean Morgan, Jack Quaid'le başrolü paylaştığı yeni filmi Neighborhood Watch'u tanıtırken Screen Rant'e verdiği röportajda, Dead City'nin yeni sezonuyla ilgili ipuçları verdi. Morgan, karakterinin zamanla nasıl değiştiğini şöyle anlattı:

Onu ilk tanıdığımızda dünyanın en kötü adamıydı. Ama zaman geçtikçe başka bir yüzünü görmeye başladık.

59 yaşındaki Morgan kendi karakter yolculuğunu, yeni projesindeki rol arkadaşı Jack Quaid'in dönüşümleriyle kıyasladı ve şöyle devam etti:

Jack genellikle dışarıdan iyi görünen ama içinde karanlık bir taraf barındıran karakterleri oynuyor. Bense tam tersiyim. Her zaman İlk anda karanlık bir imajla çıkıyorum karşınıza ama sonra içimde başka bir taraf olduğunu keşfediyorsunuz. Bu yıl Negan'ın bir başka yönünü daha göreceğiz. Maggie’yle arasındaki ilişki ve bunun bu kıyamet sonrası New York'ta nasıl şekillendiği üzerine yeni şeyler izleyeceğiz. Hikaye devam ediyor. Eğlenceli bir yıl olacak.

Negan'ın bitmeyen kefaret arayışı

Dead City'nin ikinci sezonu Negan'ın, The Walking Dead'in son sezonlarında başlayan kefaret arayışını sürdürecek gibi görünüyor. Glenn ve Abraham gibi sevilen karakterleri acımasızca katleden zalim bir liderken; zamanla daha karmaşık, insani yönleriyle öne çıkan bir figüre dönüştü. Maggie ise yaşadığı kayıplar ve geçmişteki vahşet yüzünden hâlâ onu affedemeyen, acı ve öfke dolu bir karakter olmaya devam ediyor. İkili arasındaki bu kırılgan ateşkes ve yıllara yayılan travma, yan dizisinin duygusal merkezinde yer almayı sürdürecek.

The Walking Dead: Dead City'nin ikinci sezonu, ABD'de 4 Mayıs'ta yayına girecek. Birleşik Krallık'ta ise haziranda izleyiciyle buluşması planlanıyor. Türkiye içinse henüz resmi yayın tarihi duyurulmadı. 

Dead City'nin ilk sezonu, Türkiye'de TV+ üzerinden izlenebilir.

The Walking Dead evreni, 15 yıllık geçmişi ve pek çok yan dizisiyle bugün hâlâ genişlemeye devam ediyor. İlk dizi artık zombi türünü aşarak bir televizyon klasiği haline geldi. 

Independent Türkçe, Screen Rant, Collider



NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
TT

NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (James Webb Space Telescope /JWST), milyarlarca yıl önce evrenin aydınlanmasını sağladığı düşünülen minik galaksiler buldu. 

Yaklaşık 13,8 milyar yaşında olduğu tahmin edilen evren ilk 1 milyar yılında nötr hidrojen gazıyla doluydu. Yoğun bir sisin hakim olduğu bu dönemde ışık uzaklara gidemiyordu. 

Ancak daha sonra bu gaz iyonize hale geldi, yani elektronlarından arındırıldı ve Reiyonizasyon Çağı'nın başlamasıyla evrenin ışıkları yandı. 

İlk yıldız ve galaksilerin bu süreci başlattığı düşünülürken, bilim insanları hangi türden gökcisimlerinin sorumlu olduğundan emin değildi. Araştırmacılar hızlı bir şekilde yıldız oluşturan, yani "yıldız patlamaları" yaşayan küçük galaksilerin bu hidrojen sisinin iyonize olmasında rol oynadığından şüpheleniyordu.

Bulguları Amerikan Astronomi Topluluğu'nun 11 Haziran'da Alaska'da düzenlenen 246. toplantısında sunulan çalışmada bu düşünceyi destekleyen güçlü kanıtlar bulundu.

Bilim insanları JWST'yi kullanarak Dünya'dan yaklaşık 4 milyar ışık yılı uzaklıkta, Pandora'nın Kümesi diye bilinen Abell 2744 adlı galaksi kümesine odaklandı. Kütleçekimsel merceklenme denen bir olgu sayesinde küme, etrafındaki ışığı bükerek daha uzaktaki cisimlerin ışığının JWST'ye ulaşmasını sağladı.

Araştırmacılar bu görüntülerde iki elektronunu kaybetmiş oksijen atomlarının yaydığı yeşil ışığı aradı. Bu tür bir ışık, elektronların kopmasını sağlayan güçlü bir ultraviyole ışığın işareti olabilir. Bilim insanları aynı ışık kaynağının evreni kaplayan hidrojen gazı sisini iyonize etmiş olabileceğini söylüyor.

Ekip böylece evrenin yaklaşık 800 milyon yaşında olduğu dönemde yıldız patlaması yaşayan 83 küçük galaksi tespit etti ve 20'sini detaylıca inceledi. 

Çalışmanın bulgularına göre bu eski galaksiler, ultraviyole ışığın yaklaşık yüzde 25'ini uzaya saldıysa, evreni kaplayan sisi temizlemek için gereken tüm enerjiyi sağlamış olmalı. Araştırmacılar bugünkü benzer galaksilerin bu oranda ultraviyole ışık yaydığını söylüyor.

NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden ve makalenin yazarlarından Isak Wold, "Ultraviyole ışık üretme konusunda bu küçük galaksiler ağırlıklarının çok üzerinde bir performans sergiliyor" diyor.

Bilim insanları bu galaksilerin 2 bin ila 200 bin tanesinin birleşimiyle Samanyolu'ndaki yıldız kütlesine ulaşılabileceğini belirtiyor. Ancak kütlelerinin düşük olması, evrenin aydınlanmasını sağlayan süreci başlatmalarına engel değil gibi görünüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı James Rhoads, "Düşük kütleli galaksiler etraflarında daha az nötr hidrojen gazı toplar ve böylece iyonlaştırıcı ultraviyole ışığın kaçması kolaylaşır" diyerek ekliyor:

Aynı şekilde yıldız patlamaları sadece bol miktarda ultraviyole ışık üretmekle kalmaz, aynı zamanda galaksinin yıldızlararası maddesinde bu ışığın dışarı çıkmasına yardım eden kanallar açar.

Independent Türkçe, Live Science, Universe Today, NASA