Ürkütücü detay kült filmden çıkarılınca Oscarlı yıldız yıkılmış

Oscar ve Emmy ödüllü Kathy Bates, yeni dizisi Matlock'tan sonra hiçbir projede yer almayarak emekliye ayrılacağını söylüyor (CBS)
Oscar ve Emmy ödüllü Kathy Bates, yeni dizisi Matlock'tan sonra hiçbir projede yer almayarak emekliye ayrılacağını söylüyor (CBS)
TT

Ürkütücü detay kült filmden çıkarılınca Oscarlı yıldız yıkılmış

Oscar ve Emmy ödüllü Kathy Bates, yeni dizisi Matlock'tan sonra hiçbir projede yer almayarak emekliye ayrılacağını söylüyor (CBS)
Oscar ve Emmy ödüllü Kathy Bates, yeni dizisi Matlock'tan sonra hiçbir projede yer almayarak emekliye ayrılacağını söylüyor (CBS)

İlk sezonuyla fırtına gibi esen hukuk draması Matlock'un yıldızı Kathy Bates, yönetmen Rob Reiner'la birlikte TCM Classic Film Festivali'nde sahneye çıkarak 1990 yapımı korku klasiği Ölüm Kitabı (Misery) üzerine sohbet etti. 

Film, Stephen King'in 1987 tarihli romanından uyarlanmıştı. Unutulmaz filmde Bates'in canlandırdığı Annie Wilkes karakteri, geçirdiği trafik kazası sonrası ünlü yazar Paul Sheldon'ı "kurtarıyordu". Ancak bu "kurtarma" süreci, James Caan'ın oynadığı Paul için acı dolu işkencelerle dolu bir esarete dönüşüyordu. 

Asıl hikayede Paul, bir ayağını kaybediyor ancak bu detay, Reiner'ın film uyarlamasında çıkarılmıştı. Bates ise bu değişiklikten hiç memnun kalmamış. IndieWire'ın haberine göre 76 yaşındaki oyuncu, "O kısmı çıkardığın için yıkıldım" diyerek yönetmene itiraz ettiğini anlattı: 

O karara hiç katılmadım.

Sohbet sırasında ikili, Bates'e En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ı kazandıran performansını da gündeme getirdi. Reiner, o dönem Bates'in bu ödülü kazanamayacağını düşündüğünü itiraf etti.

"Kazanamazsın" demiş

Bates o anı şöyle anlattı: 

Sen bana, 'Kampanya yapabilirsin ama kazanamazsın' dedin. 'Çünkü bu bir korku filmi, çok olası değil' dedin.

Ancak Reiner yanılmış ve Bates, 1991'de En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını evine götürmeyi başarmıştı. 

Ölüm Kitabı Bates'e büyük başarı getirmesine rağmen oyuncu, filmi ilk kez izlediğinde yaşadığı duyguyu "dehşet verici" diye tanımladı. Amerikalı aktris, "Kariyerimin sonu olduğunu düşündüm" diye itiraf etti.

Yıldız isimler rolü reddetmiş

4 kez Oscar' aday gösterilen Bates, yönetmen Reiner'a göre Annie Wilkes rolü için biçilmiş kaftandı. Ancak Paul karakterini kimin oynayacağı konusu daha karmaşıktı. Yönetmen, William Hurt, Al Pacino, Robert De Niro, Harrison Ford, Dustin Hoffman, Kevin Kline, Michael Douglas, Robert Redford ve Gene Hackman'ın teklifi reddettiğini paylaştı. Warren Beatty de bir dönem rolü üstlenmeyi düşünmüş ve senaryonun gelişimine katkıda bulunmuş.

Reiner, Beatty'nin o süreçte, "Bu bir korku ya da gerilim filmi değil" dediğini aktardı: 

Bu bir hapishane filmi. Bu adam hapiste ve senin kadar zeki olup buradan nasıl çıkacağını bulması gerekiyor.

Senaryonun "sağlam" bir hal almasından sonra Beatty fikrini değiştirmiş ve "Bilmiyorum, yapmak istiyor muyum emin değilim" diyerek projeden çekilmiş.

Independent Türkçe, IndieWire, Hollywood Reporter



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature