Tüm rekorları altüst eden dizi ikinci sezonuyla resmen geri dönüyor

35 yaşındaki Cosmo Jarvis, Oscarlı yönetmen Christopher Nolan'ın Homeros destanı Odysseia'nın yıldızlarla dolu uyarlaması The Odyssey'de de rol alıyor (FX)
35 yaşındaki Cosmo Jarvis, Oscarlı yönetmen Christopher Nolan'ın Homeros destanı Odysseia'nın yıldızlarla dolu uyarlaması The Odyssey'de de rol alıyor (FX)
TT

Tüm rekorları altüst eden dizi ikinci sezonuyla resmen geri dönüyor

35 yaşındaki Cosmo Jarvis, Oscarlı yönetmen Christopher Nolan'ın Homeros destanı Odysseia'nın yıldızlarla dolu uyarlaması The Odyssey'de de rol alıyor (FX)
35 yaşındaki Cosmo Jarvis, Oscarlı yönetmen Christopher Nolan'ın Homeros destanı Odysseia'nın yıldızlarla dolu uyarlaması The Odyssey'de de rol alıyor (FX)

FX'in büyük ilgi gören ve ikinci sezon onayını alan tarihi drama dizisi Shōgun hayranlarına müjde... Yeni sezonun çekimlerine Ocak 2026'da Vancouver'da başlanacak.

İlk sezonun başrol oyuncuları Hiroyuki Sanada ve Cosmo Jarvis, sırasıyla Lord Yoshii Toranaga ve John Blackthorne karakterleriyle geri dönecek. İlk sezonda aynı zamanda yapımcı olarak da görev yapan Sanada, bu sezonla birlikte başyapımcılığa terfi etti. Jarvis ise ortak yapımcı olarak projeye devam edecek.

dfrgtyu
Shōgun'ın başrol oyuncusu Hiroyuki Sanada (solda), "Gelecek sezon için en iyi ekibi bir araya getirmeye çalışıyoruz, bu yüzden çok heyecanlıyım" demişti (FX)

Dizinin ikinci sezonu, ilk bölümlerin 10 yıl sonrasında geçecek.

James Clavell'in aynı adlı romanından uyarlanan Shōgun, Japon tarihindeki gerçek olaylardan esinlenen hikayesiyle Şubat 2024'te izleyiciyle buluşmuş ve eleştirmenlerden tam not almıştı.

Mayısta FX'in, dizinin ilk sezonunun gördüğü büyük ilginin ardından ikinci sezon ihtimalini değerlendirdiği ve bu nedenle Emmy Ödülleri'nde "mini dizi" kategorisi yerine "drama dizisi" kategorisinde yarışmayı planladığı haberi gündeme gelmişti. Kısa süre sonra, Hiroyuki Sanada'nın ikinci sezon için anlaşma imzaladığı ve dizinin yaratıcıları Rachel Kondo'yla Justin Marks'ın iki sezon daha geliştirmek üzere çalıştığı açıklanmıştı. 

FX'in verilerine göre, Shōgun, kanal tarihinin en çok izlenen yapımı oldu. 2024'te tam 18 Emmy Ödülü kazanarak rekor kıran dizi; "En İyi Drama Dizisi", "En İyi Drama Dizisi Erkek Oyuncusu" ve "En İyi Drama Dizisi Kadın Oyuncusu" ödüllerini de kazandı. Ayrıca Shōgun, aralarında En İyi Drama Dizisi dalında Altın Küre'nin de bulunduğu pek çok ödülün sahibi oldu.

İlk sezonun resmi özetinde ise şu ifadelere yer veriliyor:

Lord Yoshii Toranaga, Vekiller Konseyi'ndeki düşmanlarının ittifakı karşısında hayatta kalma mücadelesi verir. Bu sırada, yakınlardaki bir köyde karaya oturmuş gizemli bir Avrupa gemisinde bulunan Britanyalı denizci John Blackthorne, Toranaga'ya stratejik sırlar vererek güç dengelerini onun lehine çevirir ve yüzyıla damga vuracak bir iç savaşın kaderini değiştirir.

Shōgun, Türkiye'de Disney+ üzerinden izlenebiliyor.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature