Mark Zuckerberg yalnızlık salgınına yapay zekanın çare olacağını söyledi

Meta CEO'su, yapay zeka arkadaşların olduğu yeni normale toplumun uyum sağlayacağını söylüyor (Theo Von/YouTube)
Meta CEO'su, yapay zeka arkadaşların olduğu yeni normale toplumun uyum sağlayacağını söylüyor (Theo Von/YouTube)
TT

Mark Zuckerberg yalnızlık salgınına yapay zekanın çare olacağını söyledi

Meta CEO'su, yapay zeka arkadaşların olduğu yeni normale toplumun uyum sağlayacağını söylüyor (Theo Von/YouTube)
Meta CEO'su, yapay zeka arkadaşların olduğu yeni normale toplumun uyum sağlayacağını söylüyor (Theo Von/YouTube)

Mark Zuckerberg yalnızlık salgınıyla mücadelede yapay zeka kişiliklerinin devreye girebileceğini düşünüyor.

Meta'nın yapay zeka modelleri için yeni bir programlama arayüzünü piyasaya sürdüğü sıralarda podcast yayıncısı Dwarkesh Patel'e bu hafta röportaj veren Zuckerberg, şirketinin giderek daha fazla alana entegre olan yapay zeka asistanları ve sohbet botlarının, Amerikalıların hayatlarında olmasını dilediği arkadaşların yerini tutmasını sağlayabileceğini öne sürdü.

Zuckerberg "Ortalama bir Amerikalının üçten az arkadaşı var" dedi. 

Ortalama bir kişinin ciddi derecede daha fazla arkadaş talebi var; sanırım 15 arkadaş gibi bir şey.

Sözlerine "İnsanlar 'Pekala, bu yüz yüze veya gerçek hayattaki bağlantıların yerini mi alacak?' gibi pek çok soru soruyor" diye devam etti. 

Benim varsayımım bunun cevabının muhtemelen hayır olduğu yönünde. Bence fiziksel bağlantılar kurulabildiğinde, bunlarla ilgili daha iyi olan bir sürü şey var ama gerçek şu ki insanlar bu bağlantılara sahip değil ve çoğu zaman istediklerinden daha yalnız hissediyorlar.

Zuckerberg, büyük ölçüde bedensiz sohbet botlarından oluşan yapay zeka arkadaş alanı "çok erken" dönemlerinde olmasına rağmen, "kişiselleştirme döngüsü devreye girdikçe" bu tür ilişkilerin zamanla daha gelişmiş hale geleceğini itiraf etti.

Dünyanın yapay zeka arkadaşlara yönelik talebe uyum sağlayacağını ve "toplum olarak bunun neden kıymetli olduğunu, insanların bu şeyleri neden yaptığını, neden bunları mantıklı bulduklarını ve hayatlarına nasıl değer kattığını ifade edebilecek kelime dağarcığını bulacağımızı" söyledi.

Yapay zeka arkadaşlara yönelik ilk hamleler, dijital dostların reşit olmayan kişileri cinsel içerikli konulara maruz bırakabileceği veya hatalı ruh sağlığı tavsiyeleri verebileceği gibi bazı etik kaygıları gündeme getiriyor.

404 Media'ya göre, kullanıcıların ürettiği yapay zeka botlarının lisanslı terapist olduklarına dair sahte kimlik bilgileri uydurduğu tespit edilirken, 2021'de İngiltere kraliçesini öldürmeyi planladığını söyleyen bir adam, bir sohbet botuna "suikastçı" olduğunu belirttiğinde cesaretlendirici mesajlar almıştı.

Yapay zekanın çare olup olmadığı bir yana milyonlarca Amerikalı günlük yalnızlıktan kurtulmanın yolunu arıyor. Gallup'un ekimde yaptığı bir ankete göre bu durum ABD'li yetişkinlerin yüzde 20'sini etkiliyor.

Amerikan Psikiyatri Birliği'nin 2024'te yaptığı bir ankete göre, yetişkinlerin yüzde 30'u önceki yıl haftada en az bir kez yalnızlık duygusu yaşadığını söylerken, üçte ikisi teknolojinin "yeni ilişkiler kurmasına yardım ettiğini" belirtiyor.

Independent Türkçe



Etiyopya'da bulunan dişler yeni insan türünü ortaya çıkardı

Etiyopya'da fosilleşmiş dişler keşfedildi (Amy Rector/Virginia Commonwealth Üniversitesi)
Etiyopya'da fosilleşmiş dişler keşfedildi (Amy Rector/Virginia Commonwealth Üniversitesi)
TT

Etiyopya'da bulunan dişler yeni insan türünü ortaya çıkardı

Etiyopya'da fosilleşmiş dişler keşfedildi (Amy Rector/Virginia Commonwealth Üniversitesi)
Etiyopya'da fosilleşmiş dişler keşfedildi (Amy Rector/Virginia Commonwealth Üniversitesi)

Etiyopya'da keşfedilen diş fosilleri, insanların atası iki farklı türün 2,6 ila 2,8 milyon yıl önce bir arada yaşadığını göstererek evrimimiz hakkında bilinenleri yeniden şekillendiriyor.

13 diş, Etiyopya'nın Afar bölgesinde aynı dönemde yaşamış hominin atası Australopithecus ve bir Homo türünden geliyor.

Ledi-Geraru arkeolojik kazı alanında bulunan dişler, Homo cinsinin en eski üyelerinin Australopithecus'la bir arada yaşadığını ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, "Bu örnekler, Australopithecus ve erken dönem Homo'nun 2,5 milyon yıl önce Afar bölgesinde iki zayıf soy olarak bir arada yaşadığını ve hominin fosil kayıtlarının daha önce bilinenlerden daha çeşitli olduğunu gösteriyor" diyor.

Çalışmanın ortak yazarı Kaye Reed'e göre bu keşif insan evrimine ilişkin algımızı değiştiriyor.

Dr. Reed "Karşımızda birlikte yaşamış iki hominin türü var. İnsan evrimi doğrusal değildir, dallı budaklı bir ağaçtır ve nesli tükenen yaşam formları vardır" diye açıklıyor.

Bu yeni araştırma, birçoğumuzun zihnindeki maymundan Neandertal'e, oradan da modern [insana] geçiş imgesinin doğru olmadığını gösteriyor. Evrim bu şekilde işlemez.

Dişlerin, hakemli dergi Nature'da yayımlanan analizi, bunların en son 2,95 milyon yıl önce görülen ve ünlü "Lucy" örneğiyle temsil edilen Australopithecus afarensis yerine yeni bir Australopithecus türüne ait olduğunu gösteriyor.

Araştırmanın başyazarı Brian Villmoare, "2,6 ila 2,8 milyon yıllık tortullarda bulunan yeni Homo dişleri, soyumuzun ne kadar eski olduğunu doğruluyor" diyor.

Soyun atası olan bu yeni keşfedilen türün henüz bir adı yok. Bunun gerçekleşmesi için daha fazla fosile ihtiyaç var.

Araştırmacılar numunenin yaşını, fosilin bulunduğu alanın volkanik ve tektonik aktivitesine dayanarak belirledi.

Bölgedeki çok sayıda yanardağ, feldspat adı verilen kristaller içeren kül püskürtüyor.

Çalışmanın bir başka yazarı Christopher Campisano, feldspatlar için "Bunların biriktiği tarihte bölgede meydana gelen patlamaları tarihlendirebiliyoruz" diyor. 

Bu fosillerin bu patlamalar arasında kaldığını biliyoruz ve bu sayede fosillerin üstündeki ve altındaki katmanları tarihlendirebiliyoruz. Fosillerin arazide bulunduğu dönemde meydana gelen volkanik patlamaların volkanik küllerini tarihlendiriyoruz.

dcfgth
Ledi-Geraru Araştırma Alanından toplanan diş fosilleri (Brian Villmoare, Nevada Üniversitesi Las Vegas kampüsü)

Araştırmacılar fosilleri ve araziyi birlikte inceleyerek milyonlarca yıl önceki ortamı yeniden canlandırmayı başardı.

Bu eski insan atalarının 2,6 ila 2,8 milyon yıl önce geçtiği araziyle, günümüzdeki arasında çarpıcı bir fark olduğunu saptadılar.

O zamanlar nehirler, bitki örtüsüyle kaplı bir araziden akarak zamanla genişleyip daralan sığ göllere dökülüyordu.

Çalışmanın bir diğer yazarı Ramon Arrowsmith “Jeoloji, fosilleri içeren tortul birikintilerin yaşını ve özelliklerini gösteriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Bu, yaş kontrolü için çok önemli.

Lucy türüyle Australopithecus türünün aynı şeyleri yiyip yemediği ve yiyecek için birbirleriyle rekabet edip etmediği belirsizliğini koruyor.

Araştırmacılar, daha sonraki çalışmalarda bu türlerin diş minelerini inceleyerek ne yediklerini bulmayı umuyor.

Independent Türkçe