E.T.’de “erotik” dokunuş krizi yaşanmış

Bir uzaylıyla arkadaş olan küçük oğlanın annesini canlandıran oyuncu Dee Wallace, filmin "saflığını" bozacağından endişe ettiği sahne için sette yönetmenle "uzlaşmaya" vardığını anlattı

Fotoğraf: Universal Pictures
Fotoğraf: Universal Pictures
TT

E.T.’de “erotik” dokunuş krizi yaşanmış

Fotoğraf: Universal Pictures
Fotoğraf: Universal Pictures

E.T. (ET the Extra-Terrestrial) oyuncusu Dee Wallace, filmde "rahatsız edici" bulduğu sahne yüzünden yönetmen Steven Spielberg'le tartıştığını ve bunun filmin "saflığını" bozacağını savunduğunu açıkladı.

Wallace, 1982 yapımı klasik filmde "E.T." adını verdiği uzaylıyla arkadaş olan küçük oğlanın annesi rolündeydi. Henry Thomas sözkonusu çocuğu canlandırırken, 7 yaşındaki Drew Barrymore da onun küçük kız kardeşi rolündeydi.

Still Here Hollywood podcast'ine verdiği yeni röportajda Wallace, film üzerinde çalıştığını ve başroldeki uzaylının karakterine karşı romantik hislere kapıldığı alt hikayeyle uğraştığını anlattı.

"E.T.'de E.T.'nin Mary'yle gönül ilişkisi yaşaması, Mary'ye aşık olmasıyla ilgili koca bir alt hikaye var" diye açıkladı.

Ve filmde bunun küçük parçaları kaldı. Ben uyurken gelip yatağımın başucuna Reese's Pieces koyduğu bir sahne vardı.

Senaryo gereği bu sahneyle ilgili bir sorunu olmasa da Wallace, sette biraz farklı oynandığını anlattı.

"Spielberg örtünün benim rahat olduğumdan biraz daha aşağıda durmasını istedi" dedi.

Bunun benim için çok saf bir aile filmi olduğunu savundum.

Wallace daha sonra filmin senaristi Melissa Mathison ve yapımcısı Kathleen Kennedy'den destek istemiş ve dört kişi de sahnenin nasıl oynanacağı konusunda bir anlaşmaya varmış. Örtü artık Wallace'ın vücudunda aşağı çekilmeyecekti.

Uzlaştık ve örtüyü neredeyse kürek kemiklerime kadar çektik ki bu benim için sorun değildi.

Sonunda bu durum Spielberg'i rahatsız etmemiş olacak ki 2023'te E.T.'nin filmleri arasında "oldukça mükemmel" bulduğu tek film olduğuna inandığını söylemişti.

Ocak ayında Spielberg, yapımın tüm zamanların en yüksek hasılat elde eden filmi olmasına tanıklık ettikten sonra (bu rekor 11 yıl sonra Spielberg'in Jurassic Park'ı tarafından kırıldı) E.T.'nin arkasındaki stüdyonun filmin devamını yapmayı çok fazla istediğini açıklamıştı. Film E.T.'nin ana gezegeninde geçecekti.

"Bununla biraz ilgilendim ve düşünebildiğim tek şey, tamamı E.T.'nin evinde geçecek olan Yeşil Gezegen adlı bir kitabı [devam filmine] uyarlamaktı" dedi.

Hepimiz E.T.'nin evine gidebilecek ve E.T.'nin nasıl yaşadığını görebilecektik. Ama roman hali, film haliyle olacağından daha iyiydi.

Independent Türkçe



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature