Dünyanın en eski futbol sahası keşfedildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Dünyanın en eski futbol sahası keşfedildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bir tarihçi, İskoçya kırsalında Solway Firth yakınlarındaki bir sahanın muhtemelen dünyanın en eski futbol sahası olduğunu iddia etti.

Saha 1600'lü yıllarda, yani İngiltere'de bu sporun kuralları ilk kez belirlenmeden yaklaşık iki asır önce futbol maçlarına ev sahipliği yapıyordu.

Spor tarihçisi Ged O'Brien, 1600'lerin başında Rahip Samuel Rutherford tarafından yazılan ve Sebt günü öğleden sonraları sahada "insanların futbol oynadığını" belirten mektuba işaret etti.

Sahada sık sık yapılan futbol maçlarının Sebt gününü bozmasına kızdığı anlaşılan peder, cemaat üyelerine maçları durdurmak için sahaya büyük taşlar yerleştirmelerini emretmiş.

O'Brien, bazıları bugün hâlâ yerinde duran taşların, futbol oynayanları durdurmak için geçici bariyer olarak sahaya döşendiğini belirtti.

The Times'a, "Bu, futbol tarihinde okuduğum en önemli cümlelerden biri" diye konuştu.

Çünkü futbol sahasının tam nerede olduğunu belirtiyor. Her zaman futbolun İskoçya'da yüzlerce yıldır oynandığını düşündüm. Çete futbolu değil, gerçek futbolun.

Sahadan alınan toprak üzerinde yapılan laboratuvar testleri, kayaların Rutherford'un mektubunun yazıldığı tarihlerde tarım arazisine yerleştirildiğini doğruladı.

Bu bilgiler bir araya getirildiğinde, İngiltere'de 1863'te Futbol Federasyonu kurulmadan birkaç yüzyıl önce futbolun organize bir şekilde oynandığı anlamı çıkıyor.

1600'lerde oynanan futbolun daha vahşi ve kaotik olduğu, birkaç düzine kişinin bir domuz mesanesini şehrin bir ucundan diğer ucuna kovaladığı ve tekmelediği düşünülüyordu.

Ancak pederin mektubu, İskoç sahasında oyunun daha organize bir şeklinin oynandığını ve insanların ertesi gün işe gitmeyi umarak özellikle pazar günleri geldiğini gösteriyor.

Ancak İskoç tarlasında oynanan futbolun modern oyuna benzeyip benzemediği tespit edilemedi.

İskoç Futbol Müzesi'ni kuran O'Brien, bunun sporun evriminde kritik bir nokta olduğunu, saha, takımlar ve kabul edilmiş bazı kurallarla oynanan düzenli maçlar içerdiğini belirtti.

"Bu, modern dünya futbolunun atası, büyükbabası" dedi.

Ve İskoç.

Son bulgular, daha fazla doğrulanırsa, futbolun evriminin zaman çizelgesini değiştirebilir ve 19. yüzyılın sonlarında uluslararası futbol başladığında İskoçya'nın spordaki hakimiyeti hakkında bilgi sağlayabilir.

O'Brien, "1872'de, uluslararası futbol başladığı anda, İskoç kulüpleri İngiliz takımlarını kesinlikle ezip geçiyordu" dedi.

Bu kesinlikle sürpriz değil çünkü bu insanlar İngiltere'nin yapmaya başladığı şeyi 200 yıldan beri yapıyordu.

Independent Türkçe



1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)
TT

1400 yıllık altın kuzgun başı keşfedildi: İnanılmaz bir şey

(Minelab Metal Detectors/Facebook)
(Minelab Metal Detectors/Facebook)

İngiltere'nin güneybatısındaki Wiltshire'da metal dedektörü kullanan kişiler, yaklaşık 1400 yıl öncesine ait Anglosakson döneminden kalma altın ve lal taşından nadir bir kuzgun başı buldu.

Ayrıca küçük boncuklar ve üçgen lal taşlarıyla süslenmiş altın bir halka veya yüzük de keşfettiler.

Yaklaşık 60 gram ağırlığındaki kuzgun başı, çarpıcı bir lal taşı göz ve "tüylü" kısımlarının hatlarını çizen minik altın kürelerden oluşuyor.

Eserleri ocak ayında bulan iki dedektörcüden biri Paul Gould, bunların MS 7. yüzyıl Anglosakson dönemine tarihlendirildiğini söylüyor.

Kuzgun başının neyi temsil ettiği net değil ancak daha önceki araştırmalar, Cermen ve Viking çağlarında İskandinav tanrısı Odin'le bağlantılı şekilde karanlığı ve ölümü sembolize ettiğini gösteriyor.

Diğer dedektörcü Chris Phillips "Bu hayatta bir kez yapılacak bir keşif: Paul ve ben Sakson altınını keşfettik" diyor. 

İnanılmaz bir şey. Biraz duygusalım.

Ender nesneler halihazırda British Museum'daki uzmanlar tarafından temizlenip işlemden geçiriliyor.

Kuzgun başının sağ tarafında lal taşı bir gözün eksik olduğu tespit edildi ve içinden çıkarılan pislik, başka bir esere takılmış olabilecek küçük iğneleri gözler önüne serdi.

Phillips, uzmanlara atıfla kuzgun başının bir zamanlar bir boynuzdan yapılmış bir kadehin ucuna takılmış olabileceğini söyleyerek "hiçbir şeyin buna benzemediğini" ekliyor.

"Diğer taraf ya hasar görmüş gibi görünüyor ya da bu şekilde olması gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Parıltılı, yanardöner görünümünü hâlâ koruyor.

Diğer altın ve lal taşı eserin ayrı bir mücevher mi yoksa daha büyük bir mücevherin parçası mı olduğu sorusu da cevapsız.

"Bunun bir yüzüğün parçası mı yoksa başka bir şeyin parçası mı olduğundan emin değiliz, belki de boynuzdan yapılan kadehe takılıydı" diyen Phillips, tüm lal taşlarının sağlam olduğunu da ekliyor.

Bu eserleri tam olarak kimin yaptığı belirsiz olsa da uzmanlar, Anglosakson ya da İskandinav kökenlerine uyduklarını söylüyor.

Daha önce Sutton Hoo ve Staffordshire istiflerinde de bulunan bunun gibi kuş benzeri mücevher parçalarının üzerinde, belirgin lal taşı kakmalı gözler ve gaga şekilleri vardı.

LiveScience'a göre Phillips, "Bölgede yapılacak sonraki araştırmalarda yer almayı umuyoruz ve tüm doğru prosedürleri uygulayarak keşif yapmaya devam edeceğiz" diyor.

Organizatörlerin alandaki metal dedektör çalışmalarını durdurduğu ve Wiltshire'ın irtibat görevlisini bilgilendirdiği bildirildi.

Independent Türkçe