Avrupa'daki Küçük Buzul Çağı'nın sırları aydınlanıyor

(Hendrick Avercamp/Wikimedia Commons)
(Hendrick Avercamp/Wikimedia Commons)
TT

Avrupa'daki Küçük Buzul Çağı'nın sırları aydınlanıyor

(Hendrick Avercamp/Wikimedia Commons)
(Hendrick Avercamp/Wikimedia Commons)

16. yüzyılda yazılan günlükler, araştırmacıların Ortaçağ Romanyası'ndaki kıtlık, sel ve salgınları kaydetmelerine katkı sağlayarak Avrupa'nın Küçük Buzul Çağı'ndaki yaşama ışık tuttu.

Buzullar ve tortular geçmişteki iklimler hakkında değerli bilgiler sunarken araştırmacılar, Ortaçağ Avrupası'ndaki toplumu daha iyi anlamak için günlüklere, seyahat notlarına ve kilise kayıtlarına bel bağlıyor.

Hakemli dergi Frontiers in Climate'ta yayımlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, Avrupa toplumlarının ciddi değişikliklere nasıl uyum sağladığını anlamak için topluca "toplumun arşivi" diye bilinen bu tür yazılı belgeleri inceledi.

14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar süren küresel bir soğuma olayı olan ve Küçük Buzul Çağı diye bilinen bir döneme odaklandılar. Erken Ortaçağ'ın daha sıcak havasından daha soğuk iklimlere doğru bu geçiş, tarımla gıda kaynaklarının yanı sıra Ortaçağ toplumlarının sosyal ve ekonomik istikrarını derinden etkilemişti.

Batı Avrupa, Küçük Buzul Çağı yoğunlaştıkça önemli ölçüde soğumuş ve yaklaşık 0,5 derecelik bir sıcaklık düşüşü yaşanmıştı.

Transilvanya'da 1500'lerin sonlarında şiddetli yağışlar ve sık sık sel baskınları yaşandığı kayıtlara geçti ancak o tarihten önce hava soğuktan ziyade sıcaktı. Romanya'daki Oradea Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Tudor Caciora, "Bu bizi Küçük Buzul Çağı'nın Avrupa'nın bu bölgesinde kendisini daha geç göstermiş olabileceğine inanmaya itiyor" diyor.

1500'lerin sıcak ve kurak geçen ilk yarısını, özellikle 1590'larda yoğun yağış ve sellerle öne çıkan ikinci kısmı izledi. Dr. Caciora "1540 yazını anlatan tarihi bir belgede dikkat çekici bir pasaj var. 'Kaynaklar kurudu ve nehirler sadece damlalara dönüştü. Tarlalarda hayvanlar öldü ve insanlar alaylar halinde toplanıp yağmur yağması için dua ederken hava umutsuzlukla kaplıydı'" diye açıklıyor.

Bu canlı anlatım, aşırı iklim koşullarında yaşamanın duygusal ve manevi boyutlarının altını çiziyor.

Araştırmacılar felakete yol açan bu hava değişimlerinin ardından, 30 yıl süren Kara Ölüm'ün, 23 sene süren kıtlığın ve çekirge istilalarının kaydedildiği 9 yılın geldiğini söylüyor.

Dr. Caciora, "Günlükler ve kayıtlar, insanların bu olayları nasıl algıladığını, bunlara nasıl tepki verdiğini ve bunlardan nasıl etkilendiğini ortaya koyuyor" diyor.

Araştırmacılar, Ortaçağ Avrupası'nda çok az sayıda okuryazar bulunması ve mevcut raporların genellikle öznel kalması ya da yalnızca yerel ölçeklerde doğru olması nedeniyle, tarihsel kayıtları incelemeye yönelik bu yöntemin biraz kusurlu olduğu uyarısında bulunuyor.

Ayrıca 16. yüzyılın yaklaşık 15 yılı için kayıt bulamadılar.

Araştırmacılar yine de bu tür kayıtların geçmişte insanların nasıl yaşamış olabileceğine dair fikir verdiğini ve modern iklim direnci stratejilerine katkı sağlayabileceğini söylüyor.

Dr. Caciora, "Bu, geçmişteki iklim olaylarına insan merkezli bir bakış açısı sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe



NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu ilk ötegezegenini buldu

TWA 7'nin çevresindeki mavi enkaz diskinin etrafındaki ötegezegen (turuncu) görülüyor. Ötegezegenin Satürn'e yakın bir kütlesi var (NASA, ESA, CSA, Anne-Marie Lagrange (CNRS, UGA), Mahdi Zamani (ESA/Webb))
TWA 7'nin çevresindeki mavi enkaz diskinin etrafındaki ötegezegen (turuncu) görülüyor. Ötegezegenin Satürn'e yakın bir kütlesi var (NASA, ESA, CSA, Anne-Marie Lagrange (CNRS, UGA), Mahdi Zamani (ESA/Webb))
TT

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu ilk ötegezegenini buldu

TWA 7'nin çevresindeki mavi enkaz diskinin etrafındaki ötegezegen (turuncu) görülüyor. Ötegezegenin Satürn'e yakın bir kütlesi var (NASA, ESA, CSA, Anne-Marie Lagrange (CNRS, UGA), Mahdi Zamani (ESA/Webb))
TWA 7'nin çevresindeki mavi enkaz diskinin etrafındaki ötegezegen (turuncu) görülüyor. Ötegezegenin Satürn'e yakın bir kütlesi var (NASA, ESA, CSA, Anne-Marie Lagrange (CNRS, UGA), Mahdi Zamani (ESA/Webb))

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, Temmuz 2022'de bilimsel operasyonlara başlamasından bu yana ilk kez bir ötegezegenin görüntüsünü yakaladı.

Daha önce bilinmeyen gökcismine "TWA 7 b" adı verildi. Dünya'dan yaklaşık 110 ışık yılı uzakta, Antlia takımyıldızı civarında yer alan gezegen, yakındaki genç yıldız TWA 7'nin yörüngesinde dönüyor.

Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'nden (CNRS) yapılan açıklamada, "Bilim insanları potansiyel bir gözlem yanlılığı ihtimalini ortadan kaldırdıktan sonra bunun büyük olasılıkla bir ötegezegen olduğu sonucuna vardı" ifadelerine yer veriliyor.

Görüntü, teleskobun "MIRI" diye de bilinen Orta Kızılötesi Aracı (Mid-Infrared Instrument) üzerindeki koronagrafla çekildi. Koronagraflar, yakındaki daha sönük nesneleri gözlemlemek amacıyla Güneş gibi yıldızların ışığını engellemek için kullanılıyor.

Merkezdeki bir araştırmacının öncülük ettiği bulgular çarşamba günü hakemli dergi Nature'da yayımlandı. Merkez, koronagrafı Fransız Alternatif Enerjiler ve Atom Enerjisi Komisyonu'yla birlikte geliştirdi.

thyy
Araştırmacılar NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu'nun ilk kez bir ötegezegenin resmini çektiğini söylüyor. Cisim, genç bir yıldız olan TWA 7'nin enkaz diskinde bulundu (A.M. Lagrange ve ekip arkadaşları/Evidence for a sub-Jovian planet in the young TWA 7 disk [Genç TWA 7 diskinde Jüpiter altı bir gezegen kanıtı]

Yıldızın etrafındaki kayalık enkaz ve toz diskine bakan bilim insanları daha önce içlerinde eşmerkezli halka benzeri yapılar tespit etmişti. Gökbilimciler bugüne kadar bu yapıların, gezegenlerin yaptaşlarıyla tanımlanamayan gezegenler arasındaki kütleçekimsel etkileşimden kaynaklandığından şüpheleniyordu. İnceledikleri iki sistemden biri olan TWA 7'nin üç halkası var.

Merkez şu ifadeleri kullanıyor:

İki sistemden biri olan TWA 7, üç belirgin halkaya sahip. Bunlardan biri özellikle dar ve neredeyse hiç madde içermeyen iki boş alanla çevrili.

Webb'in çektiği görüntü potansiyel kaynağı ortaya çıkardı.

Merkez "Detaylı simülasyonlar gerçekten de tam gezegenin konumunda ince bir halkanın ve bir 'deliğin' oluşumunu doğruladı. Bunlar JWST'yle yapılan gözlemlerle mükemmel bir uyum içerisinde" diye belirtiyor. 

Satürn'e yakın bir kütleye sahip TWA 7 b'nin orta kızılötesi ısı aralığında tespit edilmesi daha kolay çünkü daha önce görüntülere yansıyanlardan yaklaşık 10 kat daha hafif. Bu sistemlerde yeni oluşan gezegenler de hâlâ sıcak ve bu da onları eski muadillerinden daha parlak yapıyor.

Halihazırda Güneş Sistemi'nin dışında var olduğu teyit edilen en az 5 bin 900 ötegezegen var. Bunların çoğu başka yıldızların yörüngesinde dönüyor ve keşfedilenlerin çoğu Samanyolu Galaksisi'nde yer alıyor. Ancak NASA milyarlarca ötegezegenin var olduğunu düşünüyor.

Ötegezegenler, bizimki de dahil gezegen sistemlerinin nasıl oluştuğunu daha iyi anlamamıza katkı sağlıyor. Ancak genellikle yıldız ışığı tarafından gölgede bırakılıyorlar. Bilim insanları Webb'i kullanarak gelecekte daha az kütleye sahip gezegenlerin görüntülerini yakalamayı umuyor.

Merkez şöyle yazıyor:

Bu sonuç, giderek daha da küçük olan ve Güneş Sistemi'nin gaz devlerinden çok Dünya'ya benzeyen ötegezegenlerin araştırılması ve doğrudan görüntülenmesinde yeni bir adıma işaret ediyor.

Independent Türkçe