Hollywood'u yerden yere vuran yıldızlar geçidi dizi onayı kaptı

Kanadalı aktör ve komedyen Seth Rogen, üç Altın Küre ve 5 Emmy Ödülü'ne aday gösterilmişti (Apple)
Kanadalı aktör ve komedyen Seth Rogen, üç Altın Küre ve 5 Emmy Ödülü'ne aday gösterilmişti (Apple)
TT

Hollywood'u yerden yere vuran yıldızlar geçidi dizi onayı kaptı

Kanadalı aktör ve komedyen Seth Rogen, üç Altın Küre ve 5 Emmy Ödülü'ne aday gösterilmişti (Apple)
Kanadalı aktör ve komedyen Seth Rogen, üç Altın Küre ve 5 Emmy Ödülü'ne aday gösterilmişti (Apple)

Apple TV+ dizisi The Studio, ikinci sezon onayını aldı.

Hollywood dünyasını hicveden dizi, platformda 25 Mart'ta izleyiciyle buluşmuştu. İlk sezonun 8. ve final bölümüyse bugün (7 Mayıs) yayına girecek. 

Yıldızlarla dolu kadrosuyla dikkat çeken dizide Seth Rogen, Ike Barinholtz, Catherine O'Hara, Kathryn Hahn ve Chase Sui Wonders başrolleri paylaşırken, Bryan Cranston konuk oyuncu olarak yer alıyor. Ayrıca Martin Scorsese, Charlize Theron, Ron Howard, Anthony Mackie, Steve Buscemi ve Olivia Wilde gibi birçok ünlü isim de konuk oyuncular arasında.

Dizinin yaratıcıları ve yürütücü yapımcıları Seth Rogen ve Evan Goldberg, ikinci sezon haberini şu sözlerle duyurdu:

The Studio'nun ikinci sezonunu yapacak olmaktan büyük heyecan duyuyoruz. İlk sezonun çekim sürecindeki deneyimlerimizi ikinci sezona taşıyıp, sonra bu döngüyü 10 sezon daha tekrarlamayı planlıyoruz. Ayrıca sektördeki dostlarımız ve meslektaşlarımızın hangi hikayelerinin Apple TV+'ta yayımlanacağını merak etmelerini de sabırsızlıkla bekliyoruz.

Dizi, Rogen ve Goldberg'ün Lionsgate Television'la yaptığı anlaşma kapsamında hayata geçti. 

"Müthiş bir iş çıkardı"

Apple TV+ program direktörü Matt Cherniss, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Seth, Evan, tüm yaratıcı ekip ve oyuncu kadrosu The Studio'yla müthiş bir iş çıkardı. Her yeni bölümle birlikte dizi hakkında yapılan yorumların nasıl büyüdüğünü görmek de ayrı bir keyifti. İkinci sezonda Matt Remick'in Continental Stüdyoları'ndaki macerasının nereye varacağını görmek için sabırsızlanıyoruz.

43 yaşındaki Rogen, dizide Matt Remick karakterine hayat veriyor. Hikayenin merkezindeyse Matt'in hayallerindeki işe, Continental Stüdyoları'nın başına geçmesiyle başlayan sürecin ardından yaşananlar var. 

Resmi özete göre dizinin konusu şöyle:

Sinema sektörü ayakta kalmaya ve izleyicilerin ilgisini çekmeye çalışırken, Matt ve birbirine rakip yöneticilerden oluşan çekirdek ekibi, narsist sanatçılar ve açgözlü şirket patronlarıyla başa çıkmaya çalışıyor. Güç takımlarıyla paniklerini saklamaya çalışan bu ekip için her parti, set ziyareti, oyuncu seçimi, pazarlama toplantısı ve ödül töreni ya parıltılı bir başarıya ya da kariyerlerini bitirecek bir felakete dönüşebilir. Hayatını sinemaya adamış Matt için bu iş, hep hayalini kurduğu kariyerin ta kendisi. Ama aynı zamanda onu mahvedebilir de.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature