Robert De Niro, Cannes'da Trump'ı topa tuttu

Robert De Niro, salı günü Fransa'da düzenlenen 78. Cannes Film Festivali'nde Donald Trump'ı eleştirmeden önce kırmızı halıda (AP)
Robert De Niro, salı günü Fransa'da düzenlenen 78. Cannes Film Festivali'nde Donald Trump'ı eleştirmeden önce kırmızı halıda (AP)
TT

Robert De Niro, Cannes'da Trump'ı topa tuttu

Robert De Niro, salı günü Fransa'da düzenlenen 78. Cannes Film Festivali'nde Donald Trump'ı eleştirmeden önce kırmızı halıda (AP)
Robert De Niro, salı günü Fransa'da düzenlenen 78. Cannes Film Festivali'nde Donald Trump'ı eleştirmeden önce kırmızı halıda (AP)

Donald Trump'ı sert bir dille eleştiren Robert De Niro, salı gecesi Cannes Film Festivali'nde yaptığı ödül konuşmasında başkana hücum ederek, "özgürlüğü önemseyen herkesi örgütlenmeye, protesto etmeye ... oy vermeye" çağırdı.

Aktör, festivalde Altın Palmiye Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü kabul ederken dinleyenlere Trump'ın sanatı hedef aldığına dair uyarıda bulundu.

"Bir zamanlar kanıksadığımız demokrasi için canla başla savaşıyoruz ve bu hepimizi etkiliyor, burada hepimizi etkiliyor çünkü sanat demokratiktir. Sanat kapsayıcıdır. Bu gece olduğu gibi insanları bir araya getirir. Sanat gerçeği arar. Sanat çeşitliliği kucaklar" dedi.

De Niro alkışlar arasında, "İşte bu yüzden sanat bir tehdittir... İşte bu yüzden otokratlar ve faşistler için bir tehdidiz" dedi.

Ünlü oyuncu özellikle Washington D.C.'deki Kennedy Sahne Sanatları Merkezi'nin kontrolünü ele geçirdiği ve yabancı filmlere yüzde 100 gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunduğu için "Amerika'nın kültürsüz başkanına" saldırdı.

De Niro, "Amerika'nın kültürsüz başkanı kendisini önde gelen kültür kurumlarımızdan birinin başına atadı" dedi.

Sanat, beşeri bilimler ve eğitime yönelik fonları ve desteği kesti. Şimdi de ABD dışında üretilen filmlere yüzde 100 gümrük vergisi getireceğini açıkladı.

De Niro bu "saldırıların kabul edilemez olduğunu" söyledi.

Ve bu sadece Amerika'ya özgü bir sorun değil. Küresel bir sorun ve tıpkı bir filmde olduğu gibi hepimiz seyirci kalamayız. Harekete geçmeliyiz, hemen şimdi harekete geçmeliyiz, şiddetle değil ama büyük bir tutku ve kararlılıkla.

Konuşmasını Fransa'nın ulusal sloganı ile bitirdi:

Liberté, egalité, fraternité (Özgürlük, eşitlik, kardeşlik).

Cevap hakkı için iletişime geçilen Beyaz Saray henüz yanıt vermedi.

Independent Türkçe



Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
TT

Ünlü oyuncu psikopat bir karakteri canlandırmak istiyor

Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)
Dakota Johnson, son filmi Tam Bana Göre'de "mükemmel eşle kusurlu eski sevgilisi arasında kalan" bir çöpçatanı canlandırıyor (A24)

Daha önce bir hippiyi de canlandırdı bir cadıyı da... Hatta kör ve medyum bir mutanta bile hayat verdi... Dakota Johnson bu kez de kanlı bir karakterin peşinde.

35 yaşındaki ABD'li oyuncu, şu sıralar Celine Song'un romantik komedisi Tam Bana Göre'deki (Materialists) performansıyla kariyerinin en iyi eleştirilerini alıyor. 

Yakında Michael Angelo Covino'nun Cannes'da büyük ilgi gören komedisi Splitsville'de de seyirci karşısına çıkacak.

Aksiyona göz kırpıyor

Hafta sonu katıldığı bir etkinlikte konuşan Johnson, bir "psikopatı" oynamaya hevesli olduğunu söyledi. Ayrıca bir aksiyon filminde rol almayı da çok istediğini belirtti:

Her şeye açığım. Sadece bazı şeylerin bir araya gelmesi gerekiyor.

Johnson bu açıklamayı, Çekya'daki Karlovy Vary Film Festivali'ne katıldığı sırada yaptı. Festivalde kendisine prestijli Başkanlık Ödülü verildi.

Johnson'ın annesi Melanie Griffith ve babası Don Johnson da kariyerleri boyunca psikopat diye tanımlanabilecek karakterlere hayat verdi. Griffith, Brian De Palma imzalı Sahte Vücutlar (Body Double) ve Jonathan Demme'nin yönettiği Vahşi Bir Şey (Something Wild) gibi filmlerde akıl sağlığı sorgulanabilir karakterleri canlandırmıştı. 

Babası Don Johnson ise 1993 yapımı gerilim filmi Günahkarlar'da (Guilty as Sin) intikamcı bir tehdit unsuru, Ustura'da (Machete) ise acımasız bir adalet savaşçısı rolünde karşımıza çıkmıştı.

Johnson'ın büyükannesi Tippi Hedren da Alfred Hitchcock'un iki filminde başrol oynamıştı: Kuşlar (The Birds) ve Hırsız Kız (Marnie).

Dakota Johnson şimdiye dek farklı türlerdeki rollerde gösterdiği başarısıyla dikkat çekse de tam anlamıyla kötü bir karakteri henüz canlandırmadı. Johnson, psikopat bir karaktere en çok korku klasiği Suspiria'nın Luca Guadagnino uyarlamasında yaklaşmıştı. Filmde Berlin’deki gizemli Markos Dans Akademisi'ne katılan genç bir dansçıyı canlandıran Johnson, kendisini büyücülük, komplolar ve cinayetlerle örülü karanlık bir dünyanın içinde buluyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Hollywood Reporter, Variety