Dünyanın ilk güneş fırtınası tatbikatından endişe verici sonuç

Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan çekilen ve Manitoba'nın güneydoğusu üzerinde akan kuzey ışıkları fotoğrafı (NASA)
Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan çekilen ve Manitoba'nın güneydoğusu üzerinde akan kuzey ışıkları fotoğrafı (NASA)
TT

Dünyanın ilk güneş fırtınası tatbikatından endişe verici sonuç

Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan çekilen ve Manitoba'nın güneydoğusu üzerinde akan kuzey ışıkları fotoğrafı (NASA)
Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan çekilen ve Manitoba'nın güneydoğusu üzerinde akan kuzey ışıkları fotoğrafı (NASA)

Dünyanın ilk kez gerçekleştirilen ve uzay havasındaki aşırı koşullara hazırlığı test eden acil durum tatbikatı, insanların şiddetli güneş fırtınalarının yarattığı tehdide karşı koymaya hazır olmadığını gösteriyor.

Aralarında Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin (NOAA) de bulunduğu çeşitli ABD kurumları, yaklaşan bir süper güneş fırtınasına karşı insanların hazırlık durumunu daha iyi anlamak amacıyla türünün ilk örneği bir tatbikat gerçekleştirdi.

Güneş'ten fırlayan yüklü parçacık akışını ifade eden güneş fırtınaları, geniş çaplı elektrik kesintilerine, Dünya'da radyo kesintilerine, uydu arızalarına yol açabilir ve uzaydaki astronotları zararlı radyasyona maruz bırakabilir.

Tesadüfen, 20 yılı aşkın süredir yaşanan en ekstrem uzay hava olaylarından biri geçen yıl mayısta bu tatbikat sırasında Dünya'yı vurdu.

G5 kategorisindeki Gannon fırtınası 10 Mayıs 2024'te Dünya'yı vurmuş, muhteşem auroraların yanı sıra dünyanın çeşitli bölgelerinde elektrik kesintilerine yol açmış ve alçak Dünya yörüngesindeki uyduları etkilemişti.

Araştırmacılar, ABD yönetiminin kurumlar arası koordinasyonunu, müdahale protokollerini, çeşitli endüstriler ve kritik altyapı sektörleri arasındaki iletişimi test etti.

Analiz, ülkenin şiddetli uzay hava koşullarına hazır olup olmadığının sınanmasında önemli bir kilometre taşına işaret ediyor.

Uzay hava durumu uzmanları, Dünya ve Dünya'yla Ay arasındaki uzaya etki eden güneş olaylarını simüle eden çeşitli farazi senaryolar üzerinde çalıştı.

Uyduların, astronotların ve ticari havacılığın yoğun radyasyona maruz kalmasını, demiryollarını ve boru hatlarını etkileyen elektrik kesintilerini ve uydularla iletişim kurma kabiliyetinin azalmasına neden olan kesintileri simüle ettiler.

Maryland'deki Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarı (APL) baş bilim insanı Ian Cohen şöyle diyor:

Bu kritik tatbikat üst düzey hükümet liderlerine farkındalık sağlarken, araştırma ve gözlemlerdeki kilit boşlukların yanı sıra önemli bir konu olan uzay hava durumuna ilişkin en iyi iletişim uygulamalarının altını çizdi.

Rapor, anlamlı ve anlaşılabilir uzay hava durumu bildirimleri üretmek için kurumlar arasında daha iyi koordinasyona ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.

Ayrıca akıcı ve hızlı bir müdahale sağlamak için federal-bölgesel-eyalet düzeyinde koordinasyon ve farkındalığın önemini vurguluyor.

Önceki araştırmalar belirli bir güneş fırtınasının, Dünya'nın yaklaşık 1,6 milyon kilometre yakınına gelene kadar tam yapısını ve etkilerini tahmin etmenin zor olduğuna işaret ediyor; bu mesafede gezegene çarpmasına sadece 15 ila 45 dakika kalıyor.

Bilim insanları yaklaşan güneş fırtınalarına dair daha erken uyarılar için Güneş'e daha yakın noktalara gelişmiş uzay araçları yerleştirilmesi çağrısında bulunuyor.

Ayrıca riskler hakkında farkındalığı artırmak ve halkın anlayışını geliştirmek için ulusal çapta bir uzay havası eğitim kampanyasına duyulan ihtiyacın altını çiziyorlar.

Bilim insanları şöyle yazıyor:

Uzay hava durumu olaylarına yönelik süregelen hazırlık çabaları kilit önemde çünkü ekstrem olaylar ülkemizin kritik altyapısını ciddi şekilde etkileyebilir ve ulusal güvenliğimizi tehdit edebilir.

Raporda, "Depremlere, kasırgalara ve siber saldırılara nasıl hazırlanıyorsak, ülkemizin büyük bir uzay hava durumu olayı meydana gelmeden önce harekete geçmeliyiz" ifadeleri yer alıyor.

Independent Türkçe



Mars'taki gizemli şeritler sıvı su nedeniyle oluşmamış

Mars yamaçlarındaki şeritlerin, suyun ve yaşam ihtimalinin işareti olabileceği düşünülüyordu (ESA)
Mars yamaçlarındaki şeritlerin, suyun ve yaşam ihtimalinin işareti olabileceği düşünülüyordu (ESA)
TT

Mars'taki gizemli şeritler sıvı su nedeniyle oluşmamış

Mars yamaçlarındaki şeritlerin, suyun ve yaşam ihtimalinin işareti olabileceği düşünülüyordu (ESA)
Mars yamaçlarındaki şeritlerin, suyun ve yaşam ihtimalinin işareti olabileceği düşünülüyordu (ESA)

Bilim insanları Mars'taki gizemli çizgilerin su tarafından oluşmadığını öne sürdü. 

Kızıl Gezegen'in birkaç milyar yıl önce daha sıcak olduğu ve bu sayede sıvı su barındırdığı geniş çapta kabul ediliyor.

Gezegenin yaşanabilirliği açısından kritik önemdeki sıvı suyun bugünkü varlığıysa epey tartışmalı bir konu. Sıcaklık ve atmosferik basınç çok düşük olduğundan, yüzeyinde su bulunması oldukça zor görünüyor.

Öte yandan Mars'taki uçurum ve krater duvarlarında 1970'lerden beri gözlemlenen birtakım koyu çizgilerin, sıvı suyun akması sonucu oluştuğu düşünülüyordu. 

Bilim insanları uzun zamandır bu gizemli şeritlerin nasıl oluştuğunu saptamaya çalışırken yeni bir araştırma su dışında bir kaynağa işaret ediyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta dün (19 Mayıs) yayımlanan çalışmada 86 binden fazla uydu görüntüsü incelendi. Araştırmacılar bu görüntülerde Mars yamaçlarındaki yaklaşık 500 bin şeridi saptadı. 

Ardından bu gizemli çizgileri analiz etmek için bir makine öğrenimi algoritması geliştirdiler. Ekip daha kısa süre içinde kaybolan ve yinelenen yamaç çizgileri (RSL) adı verilen şekilleri de çalışmaya dahil etti.

Bulgular bu şekillerin sıvı su veya buzun yamaçlardan akması sonucu değil, küçük taneli tozların eğimli arazilerde birikmesi ve ardından rüzgar, meteor çarpması ve depremler gibi tetikleyicilerle yamaçlardan aşağıya doğru itilmesiyle gerçekleştiğine işaret ediyor.

Analize göre sözkonusu şekiller, sıcaklık artışları, yüksek nem veya yamaçların belirli bir yöne bakmasıyla ilişkili değil. Daha ziyade ortalamanın üzerinde rüzgar hızı ve toz birikimiyle oluşuyorlar ve bu da daha kurak bir kökenin göstergesi. 

Brown Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Adomas Valantinas "Küçük toz parçacıkları sıvı olmadan akıntı benzeri desenler oluşturabilir. Bu olgu, aşırı küçük tozların müdahale durumunda bir sıvıya benzer şekilde davranabilmesiyle ortaya çıkıyor; tozlar akıyor, dallanıyor ve aşağı doğru hareket ederken parmak benzeri desenler oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Bu, kuru kumun döküldüğünde su gibi akmasına benziyor. Ancak Mars'ta, ultra ince parçacıklar ve düşük yerçekimi bu akışkan benzeri özellikleri artırarak su akışı sanılabilecek şekiller yaratıyor.

Yeni araştırma, sıcaklıkların donma noktasının üzerine çıkabildiği dönemlerde Mars'ın yüzeyinde sıvı su bulunma ihtimalini elemiyor. 

Bern Üniversitesi'nden çalışmanın bir diğer yazarı Valentin Bickel "Her şey dönüp dolaşıp yaşanabilirlik ve yaşam arayışına geliyor" diyor: 

Eğer yamaç çizgileri ve RSL gerçekten sıvı su veya tuzlu su tarafından oluşturuluyorsa, bunlar yaşam için bir alan yaratabilir. Ancak bunlar nemli süreçlerle bağlantılı değilse, bu durum dikkatimizi daha umut verici yerlere yöneltmemizi sağlar.

Independent Türkçe, IFLScience, Reuters, Nature Communications