Canı sıkılan kapuçin maymunları başka türlerin yavrularını kaçırıyor

Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
TT

Canı sıkılan kapuçin maymunları başka türlerin yavrularını kaçırıyor

Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)
Araştırmacılar maymunların kaçırdıkları yavruları "aksesuar" gibi taşıdığını düşünüyor (Brendan Barrett/Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü)

Erkek kapuçin maymunlarının, aynı adada yaşadıkları başka bir türün yavrularını kaçırmaya başladığı gözlendi. Bilim insanları bu "trendin" arkasında sadece can sıkıntısı olabileceğini düşünüyor.

Panama'nın Jicarón Adası'ndaki kapuçin maymunları, kendilerini tehdit eden bir avcı tür olmadan rahat bir yaşam sürüyor. Beyaz yüzlü bu maymunlar alet kullanma becerileriyle öne çıkıyor. Salyangoz gibi sert kabuklu canlıları taşla kırarak besleniyorlar.

Adadaki popülasyonu yıllardır takip eden araştırmacılar 2022'de ilginç bir görüntüyle karşılaştı. Yüzündeki yara nedeniyle Joker adı verilen bir kapuçin maymunu, sırtında bir uluyan maymun yavrusu taşıyordu. 

Hayvanı yakın takibe alan ekip, daha sonra Joker'i başka yavrularla da gördü. Birkaç ay sonra popülasyondaki diğer genç erkek maymunlar da uluyan maymun yavrularını taşırken kaydedildi. Ocak 2022'den Temmuz 2023'e kadar, 5 genç erkek kapuçinin, 11 farklı uluyan maymun yavrusunu taşıdığı saptandı.

Bilim insanları ilk başta yavruların evlat edinildiğini düşünse de bu davranışın genellikle dişiler tarafından gerçekleştirilmesi ihtimali düşürüyordu. Üstelik kapuçin maymunlarının, kaçırdıkları yavrulara bakıp büyütmek gibi bir derdi yok gibi görünüyordu. 

Araştırmacılara göre yavrulara zarar verme niyetleri de yoktu ancak 4 bebeğin hayatını kaybettiği tespit edildi. Anne sütüne erişimleri olmadığı için diğer yavruların da öldüğü tahmin ediliyor. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de dün (19 Mayıs) yayımlanan çalışmanın yazarlarından Dr. Brendan Barrett "Görüntülere bakıp ne olacağını bilmemek, yazılmaya devam eden bir korku filmini izlemek gibiydi" diyor. 

Peki kapuçin maymunları yavruları neden kaçırıyor? Özellikle iki türün bu şekilde etkileşime girmediği düşünüldüğünde durum daha tuhaf bir hal alıyor.

Araştırmacılara göre bu sorunun cevabı can sıkıntısı. Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü'nden makalenin başyazarı Zoë Goldsborough şu ifadeleri kullanıyor:

Jicarón Adası'ndaki koşulların, özellikle de karada yırtıcıların olmaması ve daha fazla boş vaktin, davranışlarda yenilik ve yayılmaya çok elverişli olduğunu düşünüyoruz.

Ekip ayrıca alet kullanan bir popülasyonda böyle bir davranış görülmesinin tesadüf olmayabileceğini, bunun da bir tür kültürel inovasyon olduğunu belirtiyor. 

Goldsborough "Bilim insanları hayvan taksonlarında kültürün kanıtlarını ortaya çıkarmaya devam ediyor ve bir davranış sosyal öğrenme yoluyla bireyler arasında yayılıyorsa kültürel olarak kabul ediliyor" diyerek ekliyor: 

Tanımladığımız yavru taşıma davranışı gerçekten de bu kapuçin grubunun kültürünün bir parçası.

Davranışa can sıkıntısının mı yoksa başka bir şeyin mi yol açtığını belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Ayrıca bu "trendi" başlatan Joker'in de popülasyondaki statüsünü öğrenmek istiyorlar. 

Hayvan refahı ve davranışı uzmanı Dr. Charlotte Burn de Joker'in yalnızlıktan dolayı mı böyle davrandığını ve yavruları kaçırmanın öne çıkmasını sağlayıp sağlamadığını merak ediyor.

Çalışmada yer almayan Dr. Burn "Eğer dışlanmış biriyse, o zaman diğerlerinin neden onun davranışını kopyaladığı daha büyük bir gizem teşkil ediyor" diyor: 

Belki diğerleri de onunla aynı şeyin eksikliğini duyuyordu.

Independent Türkçe, Science Alert, New York Times, Current Biology



Tarih yazan yönetmenin yeni filmi Cannes'ı kasıp kavurdu

Alpha'da filme adını veren sorunlu kız çocuğunu, ikinci uzun metrajlı filminde rol alan Mélissa Boros canlandırıyor (Neon)
Alpha'da filme adını veren sorunlu kız çocuğunu, ikinci uzun metrajlı filminde rol alan Mélissa Boros canlandırıyor (Neon)
TT

Tarih yazan yönetmenin yeni filmi Cannes'ı kasıp kavurdu

Alpha'da filme adını veren sorunlu kız çocuğunu, ikinci uzun metrajlı filminde rol alan Mélissa Boros canlandırıyor (Neon)
Alpha'da filme adını veren sorunlu kız çocuğunu, ikinci uzun metrajlı filminde rol alan Mélissa Boros canlandırıyor (Neon)

Titane'ın yönetmeni Julia Ducournau, yeni filmi Alpha'yla Cannes'a görkemli bir dönüş yaptı.

Yönetmenin anne-kız hikayesi etrafında şekillenen gerilim filmi Alpha, prömiyerinin ardından tam 12 dakika boyunca ayakta alkışlandı. Bu yılki Cannes Film Festivali'nde şimdiye kadarki en coşkulu karşılamalardan biri olarak kayda geçen gösterim sonrası gözyaşlarını tutamayan Ducournau, seyircilere elleriyle kalp işareti yaparak teşekkür etti.

Sağlık ekipleri salona çağrıldı

Ancak filmin gösterimi sırasında kısa süreli bir aksilik yaşandı. Yaklaşık bir saatlik bölüm geçildiğinde, balkon bölümündeki izleyiciler cep telefonlarının ışıklarını yakıp Fransızca "Doktor!" diye bağırarak filmi durdurmak istedi. Gösterim bir süre devam etti, birkaç dakika sonra da sağlık ekipleri salona gelerek bir izleyiciyi sedyeyle dışarı çıkardı. Filmin o ana kadar izlenen kısmında şoke edici bir sahne bulunmadığı ve yaşanan sağlık sorununun filmle bağlantılı olmadığı bildirildi.

Gösterimin ardından konuşan Ducournau, filmi destekleyen herkese teşekkür ederek ekibin bu yapım için çok büyük emek harcadığını söyledi.

1980'ler ve 1990'larda geçen Alpha, tek başına yaşayan bir annenin ve 13 yaşındaki kızı Alpha'nın öyküsünü anlatıyor.

Okuldan eve dönen Alpha'nın kolunda bir dövme olmasıyla başlayan film, annesinin kızının tehlikeli bir virüse yakalandığından şüphelenmesiyle gerilim dolu bir sürece dönüşüyor. 

Film, AIDS'e dair bir alegori olarak okunurken, kan ve vücut sıvıları yoluyla yayılan bir enfeksiyon üzerinden beden korkusu (body horror) unsurlarını da taşıyor. Virüse yakalananların derilerinin mermerleşmesi gibi unsurlar içeren film, sürreal bir aile draması olarak öne çıkıyor.

Yapımda Golshifteh Farahani, Tahar Rahim, Emma Mackey, Finnegan Oldfield ve Louai El Amrousy gibi isimler de yer alıyor ve gösterimde yönetmenle birlikte hazır bulundular.

Altın Palmiye kazanan ikinci kadın

Julia Ducournau, 2021'de Cannes'da Titane'la Altın Palmiye kazanarak festival tarihinde Jane Campion'dan sonra bu ödülü kazanan ikinci kadın yönetmen olmuştu. Daha sonra Justine Triet de bu ödüle uzanan üçüncü kadın sinemacı oldu.

41 yaşındaki Ducournau'nun ilk uzun metrajı Raw, 2016'da prestijli festival kapsamında gösterilmişti.

Alpha'nın dağıtımını, Titane'ın da dağıtımcısı olan Neon üstleniyor.

Independent Türkçe, Deadline, Variety