Süper bakteriye karşı geliştirilen antibiyotik, testlerin son aşamasına girdi

Mikroskobik bir görüntüde yuvarlak şekilli iki streptococcus pneumoniae bakterisi görülüyor (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri)
Mikroskobik bir görüntüde yuvarlak şekilli iki streptococcus pneumoniae bakterisi görülüyor (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri)
TT

Süper bakteriye karşı geliştirilen antibiyotik, testlerin son aşamasına girdi

Mikroskobik bir görüntüde yuvarlak şekilli iki streptococcus pneumoniae bakterisi görülüyor (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri)
Mikroskobik bir görüntüde yuvarlak şekilli iki streptococcus pneumoniae bakterisi görülüyor (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri)

Milyonlarca hayat kurtarma potansiyeline sahip yeni bir antibiyotik, insan testlerinin son aşamasına girdi.

İsviçre merkezli ilaç üreticisi Roche, zatürre ve sepsis gibi ciddi klinik enfeksiyonlara yol açan yaygın bir bakteriye karşı geliştirdiği antibiyotiğin testlerini üçüncü ve son aşamaya taşıdığını duyurdu.

Harvard Üniversitesi'yle ortaklaşa geliştirilen zosurabalpin adlı antibiyotik, ilaca dirençli acinetobacter baumannii bakterisine karşı test edilecek.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) acinetobacter baumannii'yi "acil bir tehdit" diye tanımlasa da 50 yılı aşkın süredir bu bakteriye etki edebilen bir antibiyotik geliştirilemedi.

Roche faz 3 çalışmasının, dünyanın dört bir yanından yaklaşık 400 hastanın rasgele bir şekilde zosuarbalpin veya standart tedavi aldığı, tek bir pivot çalışma olacağını duyurdu.

Roche'un bulaşıcı hastalıklar küresel başkanı Michael Lobritz şöyle diyor:

Amacımız, halk sağlığı açısından en büyük bulaşıcı hastalık sorunlarından biri olan antimikrobiyal direncin üstesinden gelmek için yeni inovasyonlara katkıda bulunmak.

Roche'un birimi Genentech'in kıdemli başkan yardımcısı ve immünoloji ve ürün geliştirme küresel başkanı Larry Tsai, ilaca dirençli bakterilerin "dünyanın her ülkesinde olduğunu" söylüyor.

Tsai "bu araştırmada yer alan yenilikçi biyolojinin, bakteri zarlarının yapısına ilişkin yeni bilgiler ortaya çıkarma potansiyeli taşıdığını ve muhtemelen gelecekte yeni antibiyotiklerin keşfine yol açabileceğini" de sözlerine ekledi.

Deneme aşamasındaki ilacın 2030'a kadar onaylanması umuluyor.

Sepsis yüzünden dünya genelinde her yıl yaklaşık 11 milyon kişinin hayatını kaybettiği düşünülüyor. Bu, her 2,8 saniyede bir kişinin öldüğü anlamına geliyor.

Dünya çapında yılda 3 ila 4 milyon kişinin ölümüne neden olan toplum kökenli zatürre (CAP), özellikle yaşlı hastalar arasında yüksek morbidite ve mortalite oranlarına sahip.

Independent Türkçe



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience