Yeni belgesel 43 yıldır çözülemeyen cinayetleri masaya yatırıyor

Netflix, 16 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmayan belgeselin konusunu "Bu gerçek suç dizisi, çözülmemiş cinayetlerin ardındaki endişe verici teorileri inceliyor ve önemli bir şüphelinin peşine düşüyor" diye özetliyor (Netflix)
Netflix, 16 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmayan belgeselin konusunu "Bu gerçek suç dizisi, çözülmemiş cinayetlerin ardındaki endişe verici teorileri inceliyor ve önemli bir şüphelinin peşine düşüyor" diye özetliyor (Netflix)
TT

Yeni belgesel 43 yıldır çözülemeyen cinayetleri masaya yatırıyor

Netflix, 16 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmayan belgeselin konusunu "Bu gerçek suç dizisi, çözülmemiş cinayetlerin ardındaki endişe verici teorileri inceliyor ve önemli bir şüphelinin peşine düşüyor" diye özetliyor (Netflix)
Netflix, 16 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmayan belgeselin konusunu "Bu gerçek suç dizisi, çözülmemiş cinayetlerin ardındaki endişe verici teorileri inceliyor ve önemli bir şüphelinin peşine düşüyor" diye özetliyor (Netflix)

28 Eylül 1982 sabahı, Şikago'da yaşayan 12 yaşındaki Mary Kellerman boğaz ağrısından şikayetçiydi. Bunun üzerine ailesi, ona soğuk algınlığı, öksürük, nezle, baş ağrısı ve grip semptomlarını hafifletmek için kullanılan Tylenol'dan bir tablet verdi. Kız çocuğu birkaç saat sonra hayatını kaybetti. Kellerman, Şikago metropol bölgesinde siyanürle zehirlenmiş Tylenol kapsüllerini içtikten sonra kısa süre içerisinde hayatını kaybeden en az 7 kişiden ilkiydi.

Tylenol'a kim siyanür kattı?

Aradan geçen 40 yılı aşkın sürenin ardından hâlâ bu ilaçlara nasıl ve kim tarafından zehir katıldığı bilinmiyor. Olay, ülke genelinde büyük bir panik yaratmış ve ilaçların geri çağrılmasına yol açmıştı. İnsanların şifa bulmak için aldığı bir ilacın ölümcül olabileceği fikri toplumda derin bir korku bırakmıştı.

O günden beri baş şüpheli konumunda olan James W. Lewis ise, 26 Mayıs'ta Netflix'te yayına giren Çözülemeyen Vaka: Tylenol Cinayetleri (Cold Case: The Tylenol Murders) belgeselinde, kendisinin bu cinayetlerle bağlantısının olmadığını anlatıyor. Üç bölümden oluşan yapım dönemin gazetecileri, eski emniyet yetkilileri ve kurbanların yakınlarıyla yapılan röportajlarla davayı tüm yönleriyle ele alıyor.

Yönetmenliğini Yotam Guendelman ve Ari Pines'ın üstlendiği bu üç bölümlük belgesel, tüm ülkeyi dehşete sürükleyen ölümleri ve sonrasında yaşananları yeniden mercek altına alıyor. O dönem Johnson & Johnson firmasının, siyanürlü Tylenol olayının ardından hızlıca harekete geçerek, günümüzde standart hale gelen güvenlik bantlarını geliştirmesine de öncülük eden bu kriz, ABD tarihinin en büyük ve halen çözülememiş soruşturmalarından biri olarak kayıtlara geçmişti.

Üretim tesislerinde yaşanan bir hata mı?

Dijital platformda dün yayına giren belgesel öncesi Variety'ye konuşan Guendelman ve Pines, davanın bilinmeyen detaylarını izleyicilerle buluşturduklarını söylüyor.

Belgesel, FBI ve polis yetkilileriyle yapılan röportajlarla birlikte, zehirli Tylenol şişelerinin mağaza raflarına nasıl ulaştığını da araştırıyor: Kapsüller bilinçli olarak mı siyanürle karıştırıldı, yoksa Johnson & Johnson'ın üretim tesislerinde yaşanan bir hata mıydı?

Guendelman ve Pines, daha önce yönettikleri Shadow of Truth adlı belgeseldeki deneyimlerini de bu yapımda konuşturarak, yalnızca soruşturma yetkilileriyle değil, kurbanların yakınları, dönemin gazetecileri ve olayın baş şüphelisi James Lewis'le de görüştü. Lewis, zehirlenmelerle ilgili yazdığı şantaj mektubu nedeniyle 10 yıl hapis cezası almış ancak DNA'sı hiçbir zaman şüpheli şişelerle eşleşmemişti.

"Dikkate alınması gereken farklı teoriler var" 

"40 yıl boyunca soruşturma tek bir yöne, Jim Lewis ihtimali üzerine yoğunlaştı" diyor Pines ve ekliyor: 

Bizse bu belgeselde bakış açısını genişletmek istedik. Farklı teoriler de var ve bunların da ciddiyetle dikkate alınması gerekiyor.

Tylenol Cinayetleri, yayın devinin Çözülemeyen Vaka serisinin ikinci halkası. Serinin ilk bölümü Çözülemeyen Vaka: JonBenét Ramsey'yi Kim Öldürdü? (Cold Case: Who Killed JonBenét Ramsey), 2024'te izleyiciyle buluşmuş ve yönetmenliğini Joe Berlinger üstlenmişti.

Independent Türkçe, Time, Variety



DNA analizi, Maya uygarlığının çöküşüne ışık tuttu

Copán'daki bir anıt (AFP)
Copán'daki bir anıt (AFP)
TT

DNA analizi, Maya uygarlığının çöküşüne ışık tuttu

Copán'daki bir anıt (AFP)
Copán'daki bir anıt (AFP)

Honduras'taki Copán antik kentinin kalıntılarından çıkarılan iskeletler, Maya uygarlığının çöküşüne dair ipuçları verdi.

Halihazırda Unesco Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Copán, MS 3. ve 10. yüzyıllar arasındaki Klasik Maya döneminde gelişti.

Daha önceki araştırmalar, Copán'ın 400 yıl boyunca Orta Amerika'nın aşağı kesimlerini Güney Amerika'ya bağlayan önemli bir kavşak noktası olduğunu göstermişti. 

Hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan yeni araştırmaya göre "MS 426 veya 427'de şehir, yaklaşık 400 yıl sürecek bir kraliyet hanedanlığının kurulmasına tanık oldu".

Harabelerde bugüne kadar yapılan kazılar, yöneticilerin muhtemelen adak kurbanlarla birlikte gömüldüğü bir kraliyet mezarına odaklandı. Ancak antik Copán halkının genetik kökenleri belirsizliğini koruyor.

Yeni genom çalışması, bu nüfusun büyük ihtimalle nereden geldiğini gösteriyor ve şehrin yaklaşık 1200 yıl önce "çarpıcı bir şekilde küçüldüğünü" ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, Copán arkeolojik kazı alanında çıkarılan ve aralarında antik kentin yöneticisi olabilecek bir kişinin de bulunduğu 7 insan kalıntısının genomunu inceledi.

Analizde ayrıca Kuzey, Orta ve Güney Amerika'daki antik Maya yerleşimlerinden elde edilen ve daha önceki çalışmalarda yayımlanan DNA verileri de kullanıldı.

Klasik dönem boyunca antik kentin nüfusunun kökenleri ve dinamiklerini ilk kez ortaya çıkararak uygarlığın çöküşüne daha fazla ışık tuttu.

uı8o9p0
Copán'da yontulmuş bir taş (AFP)

Copán halkının atalarının Meksika ve Belize dahil kuzey bölgelerle etkileşime girdiği bulundu. Maya halkının Meksika'nın orta kısmındaki yaylalarda yaşayanlarla bağlantıları olduğu, geçmişte sadece teorik olarak öne sürülmüştü.

Analizler ayrıca Copán harabelerindeki halkın, And Dağları, Brezilya ve Arjantin'deki çağdaş popülasyonlar da dahil modern Maya halkıyla güçlü bir genomik bağlantısı olduğuna işaret ediyor.

frgtyhu7ı8
Copán harabelerindeki turistler (AFP)

Çalışmanın bir diğer kilit bulgusuysa, Maya uygarlığının nüfusunun geç Klasik dönemde muazzam bir düşüş gösterdiği.

Araştırmacılar, bu sonucun diğer Klasik Maya şehirlerinin de terk edildiği zamana denk geldiğini belirtiyor. Bilim insanları şu ifadeleri kullanıyor:

Aynı dönemde And Dağları'nda da bir düşüş gözlemleniyor. Yine de And Dağları'ndaki nüfus, muhtemelen İnka uygarlığının yükselip genişlemesiyle bağlantılı olarak daha sonraki dönemlerde yeniden artış gösterdi.

Araştırmacılar, nüfus yoğunluğundaki düşüşün, Klasik Maya uygarlığının nihai çöküşüne yol açtığı sonucuna vardı.

9. ve 11. yüzyıllar arasındaki bu dönemde sık sık şiddetli kuraklıklar yaşanıyor, bu da iç çatışmalara, toplumsal istikrarsızlığa ve nihai çöküşe katkıda bulunuyordu.

Çalışmada şu ifadelere yer verildi: 

Etkili nüfus büyüklüğü tahminleri, Klasik dönemin sonunda bir düşüşe işaret ederken Klasik Maya uygarlığı bu dönemde geniş çaplı istikrarsızlık yaşıyor ve çöküyor.

Independent Türkçe