Ortadoğu'daki sıcaklık artışı, kadınlarda kanser ölümlerini tetikledi

İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
TT

Ortadoğu'daki sıcaklık artışı, kadınlarda kanser ölümlerini tetikledi

İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)
İran'da hava sıcaklıklarının 50 dereceyi bulması üzerine Ağustos 2023'te iki gün tatil ilan edilmişti (AFP)

İlk bulguları bugün Frontiers in Public Health adlı akademik dergide yayımlanan araştırma, artan hava sıcaklıklarının kadınların kanser oranlarına etkisini gözler önüne serdi. 

Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde 21 yılda görülen sıcaklık değişimlerinin kadınlarda kanseri önemli ölçüde etkilediği bulundu.

17 ülkede yapılan araştırma Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, Filistin, Irak, İran, Katar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Tunus, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, Umman ve Ürdün'ü kapsadı. 

Meme, yumurtalık, rahim ve rahim ağzı kanserlerinden kaynaklanan hastalık ve ölümlerin kayda değer ölçüde arttığı tespit edildi.

1998-2019 dönemindeki her bir santigrat derecelik artışın yüz bin kişideki kanser tanısı sayısını 173'ten 280'e çıkardığı saptandı. Ölümlerse yüz bin kişide 171'den 332'ye çıktı. 

En çok yumurtalık kanseri vakalarında artış görüldü. 

Araştırma makalesinin yazarları iklim değişimiyle birlikte ultraviyole radyasyonun (UV) ve hava kirleticilerin arttığını, bunların da kanser riskini beraberinde getirdiğini vurguladı.

Bilim insanları, etkin kanser taraması ve tedavisinin yapılamadığı yerlerde bu araştırmayı gerçekleştirmenin ayrı bir önem taşıdığını da ifade etti. 

Kahire Amerikan Üniversitesi'nden Wafa Abuelkheir Mataria, baş yazarlarından olduğu makale hakkında "Bu bölgedeki kadınlar hem tarama ve tedavide kültürel, yasal ve ekonomik engellerle mücadele ediyor hem de çevresel kanserojenlerle daha fazla karşı karşıya. Bulgularımız, iklim değişikliğine adaptasyon stratejileri ulusal ölçekteki kanser politikalarına uyarlanırken cinsiyete de özen gösterilmesi ihtiyacının altını çiziyor" dedi. 

Independent Türkçe, Washington Post, Frontiers



DNA analizi, Maya uygarlığının çöküşüne ışık tuttu

Copán'daki bir anıt (AFP)
Copán'daki bir anıt (AFP)
TT

DNA analizi, Maya uygarlığının çöküşüne ışık tuttu

Copán'daki bir anıt (AFP)
Copán'daki bir anıt (AFP)

Honduras'taki Copán antik kentinin kalıntılarından çıkarılan iskeletler, Maya uygarlığının çöküşüne dair ipuçları verdi.

Halihazırda Unesco Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Copán, MS 3. ve 10. yüzyıllar arasındaki Klasik Maya döneminde gelişti.

Daha önceki araştırmalar, Copán'ın 400 yıl boyunca Orta Amerika'nın aşağı kesimlerini Güney Amerika'ya bağlayan önemli bir kavşak noktası olduğunu göstermişti. 

Hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan yeni araştırmaya göre "MS 426 veya 427'de şehir, yaklaşık 400 yıl sürecek bir kraliyet hanedanlığının kurulmasına tanık oldu".

Harabelerde bugüne kadar yapılan kazılar, yöneticilerin muhtemelen adak kurbanlarla birlikte gömüldüğü bir kraliyet mezarına odaklandı. Ancak antik Copán halkının genetik kökenleri belirsizliğini koruyor.

Yeni genom çalışması, bu nüfusun büyük ihtimalle nereden geldiğini gösteriyor ve şehrin yaklaşık 1200 yıl önce "çarpıcı bir şekilde küçüldüğünü" ortaya koyuyor.

Araştırmacılar, Copán arkeolojik kazı alanında çıkarılan ve aralarında antik kentin yöneticisi olabilecek bir kişinin de bulunduğu 7 insan kalıntısının genomunu inceledi.

Analizde ayrıca Kuzey, Orta ve Güney Amerika'daki antik Maya yerleşimlerinden elde edilen ve daha önceki çalışmalarda yayımlanan DNA verileri de kullanıldı.

Klasik dönem boyunca antik kentin nüfusunun kökenleri ve dinamiklerini ilk kez ortaya çıkararak uygarlığın çöküşüne daha fazla ışık tuttu.

uı8o9p0
Copán'da yontulmuş bir taş (AFP)

Copán halkının atalarının Meksika ve Belize dahil kuzey bölgelerle etkileşime girdiği bulundu. Maya halkının Meksika'nın orta kısmındaki yaylalarda yaşayanlarla bağlantıları olduğu, geçmişte sadece teorik olarak öne sürülmüştü.

Analizler ayrıca Copán harabelerindeki halkın, And Dağları, Brezilya ve Arjantin'deki çağdaş popülasyonlar da dahil modern Maya halkıyla güçlü bir genomik bağlantısı olduğuna işaret ediyor.

frgtyhu7ı8
Copán harabelerindeki turistler (AFP)

Çalışmanın bir diğer kilit bulgusuysa, Maya uygarlığının nüfusunun geç Klasik dönemde muazzam bir düşüş gösterdiği.

Araştırmacılar, bu sonucun diğer Klasik Maya şehirlerinin de terk edildiği zamana denk geldiğini belirtiyor. Bilim insanları şu ifadeleri kullanıyor:

Aynı dönemde And Dağları'nda da bir düşüş gözlemleniyor. Yine de And Dağları'ndaki nüfus, muhtemelen İnka uygarlığının yükselip genişlemesiyle bağlantılı olarak daha sonraki dönemlerde yeniden artış gösterdi.

Araştırmacılar, nüfus yoğunluğundaki düşüşün, Klasik Maya uygarlığının nihai çöküşüne yol açtığı sonucuna vardı.

9. ve 11. yüzyıllar arasındaki bu dönemde sık sık şiddetli kuraklıklar yaşanıyor, bu da iç çatışmalara, toplumsal istikrarsızlığa ve nihai çöküşe katkıda bulunuyordu.

Çalışmada şu ifadelere yer verildi: 

Etkili nüfus büyüklüğü tahminleri, Klasik dönemin sonunda bir düşüşe işaret ederken Klasik Maya uygarlığı bu dönemde geniş çaplı istikrarsızlık yaşıyor ve çöküyor.

Independent Türkçe