Sadece bir amino asidi engellenen fareler, bir haftada yüzde 30 kilo kaybı yaşadı

Obezite dünya genelinde artış gösterirken, bilim insanları yeni zayıflama yöntemleri arıyor (Unsplash)
Obezite dünya genelinde artış gösterirken, bilim insanları yeni zayıflama yöntemleri arıyor (Unsplash)
TT

Sadece bir amino asidi engellenen fareler, bir haftada yüzde 30 kilo kaybı yaşadı

Obezite dünya genelinde artış gösterirken, bilim insanları yeni zayıflama yöntemleri arıyor (Unsplash)
Obezite dünya genelinde artış gösterirken, bilim insanları yeni zayıflama yöntemleri arıyor (Unsplash)

Bilim insanları bir amino asidi devre dışı bırakılan farelerin vücut kütlesinin sadece bir haftada yüzde 30 azaldığını gözlemledi. 

New York Üniversitesi Grossman Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar, bazı amino asitleri engellemenin zayıflama üzerinde nasıl bir etki yaratacağını öğrenmek üzere fareler üzerinde bir dizi deney yürüttü. 

Ekip, farelerin diyetinden bir dizi amino asidi çıkardı ve hayvanların genetiğini değiştirerek bu bileşikleri üretmelerini de engelledi. Test edilen amino asitler arasında en güçlü etki, sisteinin devre dışı bırakılmasıyla görüldü.

Bulguları hakemli dergi Nature'da 21 Mayıs'ta yayımlanan çalışmada sisteinin engellenmesi sonucu bazı farelerin sadece 7 gün içinde vücut ağırlıklarının yüzde 30'unu kaybettiği saptandı.

Araştırmacılar bu değişimin nedeninin, koenzim A adlı küçük bir molekülün miktarının düşmesi olduğunu tespit etti. Koenzim A düşüşüyle birlikte, vücuttaki enerjiyi depolayan ve serbest bırakan adenozin trifosfat (ATP) üretiminin azaldığı gözlemlendi. 

Bilim insanları bu sürecin aksaması nedeniyle farelerin karbonhidratlardan enerji alamadığını ve mecburen vücutta depolanan yağı yaktığını söylüyor.

Sistein eksikliği aynı zamanda hayvanların stres hormonu salgılamasına ve böylece iştahlarının azalmasına da yol açtı.

Makalenin ortak yazarı Evgeny Nudler "Şaşırtıcı bulgularımız, düşük sistein seviyelerinin çalışmadaki farelerde birbirine bağlı biyolojik bir yolak ağını aktive ederek hızlı yağ kaybına yol açtığını ortaya koyuyor" diyor.

Öte yandan bilim insanları bulguların doğrudan insanlara uygulanmasının pek mümkün olmadığını söylüyor. Sisteinin çoğu besinde bulunmasından dolayı tüketimini bırakmanın gerçekçi olmadığını belirtiyorlar. Vücudun bu amino asidi üretmesini engellemek de ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Ancak ekip, çalışmanın zayıflamaya yönelik araştırmalarda yeni bir kapı araladığını düşünüyor. Örneğin genetik değişikliklerle sistein üretiminin kontrol edilebileceğini öne sürüyorlar. 

Makalenin bir diğer yazarı Dan Littman "Farelerde en üst seviyedeki sistein eksikliğiyle kilo kaybının hem beslenmeye hem de genin silinmesine bağlı olduğu düşünülürse, artık belirli hücrelerde veya dokularda sistein üretimini genetik olarak geri yükleyebilir ve gözlemlediğimiz çarpıcı kilo kaybında her birinin rolünü belirleyebiliriz" diyerek ekliyor:

Gelecekte, bu sürecin bazı kısımlarını devralarak sisteini tamamen ortadan kaldırmadan insanlarda da benzer bir kilo kaybı elde etmeyi umuyoruz.

Independent Türkçe, New Atlas, Science Daily, Nature



Musluk açabilen kakadular bilim insanlarını şaşırttı

Musluk açabilen kakadular bilim insanlarını şaşırttı
TT

Musluk açabilen kakadular bilim insanlarını şaşırttı

Musluk açabilen kakadular bilim insanlarını şaşırttı

Avustralya'daki kakadu kuşları, sokaklardaki çeşmelerin musluklarını açarak su içmeyi öğrendi. Araştırmacılar bu davranışı birbirlerinden öğrendiklerini düşünürken, neden böyle bir şeye ihtiyaç duydukları bilinmiyor. 

Sidney'de yaşayan Cacatua galerita türündeki kakadu kuşlarının çöp kutularını açabildiği daha önce kaydedilmişti. 

Bu çalışmayı yürüten Dr. Barbara C. Klump, bölgeye özgü bu hayvanların 2018'de halka açık çeşmelerden su içtiğini görünce durumu araştırmaya karar verdi. Yerel yaban hayatı yetkililerine göre kakadu kuşları bunu yıllardır yapıyordu. 

Max Planck Hayvan Davranışı Enstitüsü'nden Dr. Klump ve ekip arkadaşları yaklaşık 150 kuş içeren popülasyondan 24'ünü işaretledi ve neler olup bittiğini izlemek için kentteki bazı çeşmelerin önüne kameralar yerleştirdi. 

Bulguları hakemli dergi Biology Letters'ta bugün (4 Haziran) yayımlanan çalışmada kuşların, 44 gün boyunca 500'den fazla kez çeşmeleri kullanmaya çalıştığı kaydedildi. Araştırmacılar işaretlenen kuşların yüzde 70'inde bu davranışı gözlemledi. 

Ancak hayvanların sadece yüzde 41'i başarıya ulaştı ve musluğu çevirip su içebildi. Bu durum işin düşünüldüğü kadar kolay olmadığını gösteriyor.

Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden ve makalenin yazarlarından Dr. Lucy Aplin, "Kuşlar vücutlarını epey karmaşık bir şekilde koordine etmek zorunda" diyerek ekliyor: 

Bir ayaklarını çeşmenin gövdesine koyup ardından musluğu çevirip basılı tutmaları gerekiyor. Bu yüzden kuşlar diğer ayaklarıyla kolu çeviriyor. Ancak musluğu o şekilde tutmaya ayaklarının gücü yetmediğinden, vücutlarını eğerek ağırlıklarını kullanmak zorundalar. Ardından vücut ağırlıklarını musluğun üzerinde tutarken başlarını geriye çevirerek suyu içiyorlar.

Araştırmacılar kuşların etrafta içebilecekleri su birikintileri varken neden çeşmeleri kullandığından emin değil. Gözlemlere göre hayvanların çeşme tercihi havanın sıcaklığına göre değişmiyor. Ayrıca bu davranışı günün hep aynı saatlerinde sergiliyorlar.

Dr. Aplin "Çeşmeyi sabahları ve akşamları kullanıyorlar ve bu saatler kakaduların genellikle günlük su içme saatleri" diyor.

Bilim insanları çeşmedeki suyun daha lezzetli olması veya burada avcılara yakalanma riskinin düşük olması gibi nedenlerin bu davranışı açıklayabileceğini söylüyor. Ayrıca musluğu açıp su içmenin kakadular için eğlenceli bir aktivite olması da mümkün.

Dr. Klump "Acil bir ihtiyaç yoksa ve susuzluktan ölmüyorlarsa, neden hoşlarına giden bir şeyi yapmasınlar ki?" diye soruyor. 

Ekip bu karmaşık işi bir veya birkaç kuş çözdükten sonra diğerlerinin onlardan öğrendiğini tahmin ediyor. 

Queensland Üniversitesi'nden Christina Zdenek, yer almadığı çalışma hakkında "Bu kültürün, yeni davranışların sosyal yolla aktarımının net bir örneği ve kültürün sadece insanlara özgü bir özellik olduğunu düşünen birçok kişiyi şaşırtabilir" diyerek ekliyor:

Yeni yiyecek ve su kaynaklarına erişmek için inovasyon yapma yetenekleri, yaşam ağacındaki en etkileyici özelliklerden biri.

Independent Türkçe, New York Times, New Scientist, Biology Letters