Estetik söylentileri sürerken Lindsay Lohan genç kalma sırrını açıkladı

Lindsay Lohan hiç yüz gerdirme işlemi yaptırmadığını söylüyor (AFP)
Lindsay Lohan hiç yüz gerdirme işlemi yaptırmadığını söylüyor (AFP)
TT

Estetik söylentileri sürerken Lindsay Lohan genç kalma sırrını açıkladı

Lindsay Lohan hiç yüz gerdirme işlemi yaptırmadığını söylüyor (AFP)
Lindsay Lohan hiç yüz gerdirme işlemi yaptırmadığını söylüyor (AFP)

Lindsay Lohan yüzünü gerdirdiği spekülasyonlarını boşa çıkardı.

Lohan, Çılgın Cuma'nın (Freaky Friday) merakla beklenen devam filminin çekimleri sırasında yeniden spot ışıklarının altına girdiğinden beri pek çok kişi görünüşü hakkında yorum yapıyor.

38 yaşındaki eski Disney yıldızı, Elle'e verdiği yeni röportajda estetik ameliyat söylentilerine değinerek yaşlanmayan görünümünü "çok spesifik" cilt bakımı rutinine borçlu olduğunu söyledi.

Oyuncu "Her sabah içtiğim bir meyve suyu var. İçinde havuç, zencefil, limon, zeytinyağı, elma falan var. Ayrıca çok fazla yeşil çay ve su içiyorum. Pancar turşusunu çok severim, o yüzden neredeyse her şeyin içine koyarım" dedi.

Çok spesifik bir cilt bakımım var. Şimdi bazı serumlar deniyorum, onları test ediyorum. Ayrıca uyanınca yüze buz gibi su çarpmanın büyük destekçisiyim. Çok limon suyu içiyorum; ayrıca suyuma tonlarca chia tohumu koyuyorum. Göz bantlarını her sabah kullanıyorum. Lazer kullanıyorum.

Lohan'in röportaja katılan halkla ilişkiler yetkilisi de söze karışarak, "[Lohan] farklı göründüğü anda 37 ya da 38 yaşında yüzünü gerdirdiğini, şurasını ya da burasını parçalattığını düşünüyorlar. Bu çok acımasızca" dedi.

Lohan "Ben de 'Ne zaman?' falan diyorum. Ne zaman? Nerede?" cevap verdi.

Halkla ilişkiler yetkilisi de onunla aynı fikirdeydi:

Linds, son üç yılda ne zaman bir şey yapmaya vaktin olduğunu anlamaya çalışıyorum çünkü programını biliyorum. İsteyen nefret edebilir ve kıskanabilir. Günümüz dünyasında kadınlara bu şekilde yaklaşılması berbat bir şey. Sanki kadınlar sadece iyi görüdüğü için iyi görünemez ve daha sağlıklı olmak için yaşam tarzını değiştiremez.

Lohan "Sadece bunu yapmalı ve diğer herkesi görmezden gelmelisiniz" diyerek sözlerini tamamladı.

Kötü Kızlar (Mean Girls) yıldızının estetik yaptırdığını inkar eden tek kişi Lohan'in halkla ilişkiler yetkilisi değil.

Lohan'in babası Michael Lohan de geçen yıl söylentileri yalanlayarak PageSix'e şöyle demişti:

Lindsay hiçbir zaman estetik ameliyat yaptırmadı. Görünüşü çok doğal; tıpkı yeteneği gibi.

Michael, kızının görünüşü hakkında "yanlış anlatılar" yayan herkesi "iğrenç" diye nitelendirerek sözlerini sürdürmüştü. Ancak eski Wall Street simsarı, Lohan'in kimyasal peeling, botoks ve dolgu yaptırdığını itiraf etmişti.

Şansa Bak'ın (Just My Luck) başrol oyuncusu 20'li yaşlarının başlarında uyuşturucu ve alkol bağımlılığı nedeniyle rehabilitasyona girip çıkmıştı. Ocak 2007'den itibaren, birden fazla tutuklama ve şartlı tahliye ihlalinin ardından toplam 250 gün boyunca 5 farklı rehabilitasyon merkezine gönderilmişti. Alkol bağımlılığıyla ilgili terapi seanslarını kaçırdığı ve şartlı tahliye koşullarına uymadığı gerekçesiyle 2010'da iki haftayı parmaklıklar arkasında geçirmişti.

Lohan medyanın yoğun ilgisinden kaçmak için 10 yıl önce Hollywood'u terk ederek Londra'ya gitmişti. Nihayetinde Dubai'ye yerleşmiş, burada eşi Bader Shammas'la tanışmış ve Temmuz 2023'te oğulları Luai'yi dünyaya getirmişti.

Independent Türkçe



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe