Yunusların ortak bir dil kullandığını gösteren yeni kanıtlar bulundu

Yunusların kelime benzeri ıslıklarla iletişim kurduğu düşünülüyor (Unsplash)
Yunusların kelime benzeri ıslıklarla iletişim kurduğu düşünülüyor (Unsplash)
TT

Yunusların ortak bir dil kullandığını gösteren yeni kanıtlar bulundu

Yunusların kelime benzeri ıslıklarla iletişim kurduğu düşünülüyor (Unsplash)
Yunusların kelime benzeri ıslıklarla iletişim kurduğu düşünülüyor (Unsplash)

Bilim insanları yunusların dil benzeri bir sistemle iletişim kurduğuna dair güçlü kanıtlar buldu.

Yunusların klik ve ıslık gibi sesler çıkararak iletişim kurduğu biliniyor. Hatta daha önceki çalışmalarda isimleri bile olduğu tespit edilmişti. "İmza ıslıkları" denen bu sesler sayesinde hayvanların birbirlerine seslendiği düşünülüyor.

Uzmanlar yunusların insanlarınki gibi bir dil kullanabileceği ihtimalini uzun süredir araştırıyor. Ancak bu hayvanların yaşadığı deniz ortamı nedeniyle çıkardıkları sesleri takip etmek epey zorlu bir iş.

Bu sorunun üstesinden gelmek adına ABD'nin Florida eyaletinde Sarasota Yunus Araştırma Programı başlatılmıştı. 40 yıldan uzun süredir devam eden proje kapsamında doğada yaşayan, 6 nesile yayılan yaklaşık 170 afalina yunus (Tursiops truncatus) takip ediliyor. Araştırmacılar 2012'den beri her bir hayvana takılan su altı mikrofonlarıyla ses kaydı alıyor.

Woods Hole Oşinografi Enstitüsü'nden Laela Sayigh ve ekip arkadaşları bu programın verilerini kullanarak çıkardıkları sesleri anlamaya çalıştı. 

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmeyen ve ön baskı sunucusu bioRxiv'de yayımlanan çalışmada 22 adet "imza olmayan ıslık" saptandı. 

Sayigh "Belirli anlamlar taşıyabilecek ve bir tür kelime işlevi görme potansiyeli taşıyan bu imza olmayan ıslıklar var" diyor. Ancak uzmanlar bu ıslıkların kelimelere karşılık gelip gelmediğini söylemek için henüz erken olduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar sözkonusu 22 ıslıktan en çok kullanılanının 35 farklı hayvan tarafından çıkarıldığını tespit etti. Onu takip eden ses ise 25 yunustan duyuldu. 

Ekip, ilk sesin yunusların beklenmedik veya yabancı bir şey görünce veya duyınca kullandığı bir sorgulama sesi olduğunu tahmin ediyor. Sayigh "Bu ıslık sesini çıkararak 'O neydi?' gibi bir şey soruyor olabilirler" diyor.

İkinci ıslığınsa bir alarm sesi olduğundan şüpheleniliyor. Yapılan testlerde bu ıslığın, yunusların genellikle ses kaynağından uzaklaşmasına neden olduğu görüldü. Sayigh şu ifadeleri kullanıyor: 

Bu kesinlikle alarm çağrısı olduğu anlamına gelmiyor ancak hipotez için makul bir başlangıç noktası gibi görünüyor.

Bilim insanları bu ıslıkların, yunusların bağlama özgü ve ortak bir şekilde kullandığı sinyallerden oluşan geniş bir repertuarın ilk kanıtını sunduğunu söylüyor. Sayigh bunun dil benzeri bir iletişim olduğunu ancak henüz dil olarak adlandırılamayacağını belirtiyor.

Çalışmada yer almayan biyolog Sara Torres Ortiz de bunun, dilin nasıl tanımlandığına bağlı olduğunu ifade ediyor. Örneğin belirli seslerin belirli nesne veya durumlara işaret ettiği referans iletişimi esas alınırsa bu tür bir dil vervet maymunu ve çayır köpeği gibi türlerde görülmüştü. 

Ortiz "Bu örnekler göz önüne alındığında, yunusların da bir tür referans iletişimine sahip olması şaşırtıcı olmaz" diyor.

Independent Türkçe, New Scientist, National Geographic, bioRxiv



Bilim insanları alkışlama sırasında nasıl ses çıktığını nihayet buldu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bilim insanları alkışlama sırasında nasıl ses çıktığını nihayet buldu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Bilim insanları el çırpma sırasında ses üretilmesini sağlayan karmaşık süreci nihayet çözdü. Bu keşif, basit eylemlerin bile fizik açısından ne kadar zengin olabileceğini gösteriyor.

Hakemli dergi Physical Review Research'te yayımlanan araştırma, el çırpmaya özgü "şak" sesinin sadece iki elin birbirine çarpmasından değil, çok daha karmaşık bir olgudan kaynaklandığını gösteriyor.

Alkışlama sırasındaki sesinin oluşmasının anahtarı, küçük bir boşlukta sıkıştırılıp dışarı itilen hava boşluğu.

Bilim insanları el çırpmayı anlamak için canlı deneyler, teorik modelleme ve insan elinin silikon replikalarını kullanarak disiplinlerarası bir yaklaşım izledi.

Hızı, ellerin şeklini ve hatta cildin yumuşaklığını değiştirerek el çırpma sesinin şiddetini ve süresini ayarladılar.

Cornell Üniversitesi'nden Yicong Fu, ortak yazarı olduğu araştırma hakkında "Her zaman el çırpıyoruz ama bunun üzerine derinlemesine düşünmüyoruz. Araştırmanın amacı da bu" diyor. 

Dünyayı daha derin bir bilgi ve anlayışla açıklamak.

Mississippi Üniversitesi'nden çalışmanın bir diğer yazarı Likun Zhang de "Amaç sadece akustiğe, akış uyarımına veya çarpışma dinamiğine bakmak değil, hepsini aynı anda incelemekti" ifadelerini kullanıyor. 

Bu, sesin el çırpmayla gerçekten nasıl ilişkili olduğunu anlamamızı sağlayan disiplinlerarası bir çaba.

Çalışma, eller alkış sırasında bir araya geldiğinde avuç içleri arasında bir hava boşluğu oluştuğunu  gösteriyor. Bu hava boşluğu, işaret parmağı ve başparmak arasındaki dar açıklıktan hızla dışarı atılarak hava moleküllerinin titreşmesine neden oluyor.

Bilim insanları bu titreşimi, boş bir şişenin ağzına üfleyince duyulan sesin arkasındaki Helmholtz rezonansı prensibine benzetiyor.

Dr. Zhang, "Geleneksel Helmholtz rezonatörleri, şişenin cam duvarları gibi sert duvarlara sahip. Bu, enerjinin çoğu akustik sinyale katkıda bulunduğu için uzun süren ve çok yavaş bir şekilde zayıflayan bir ses üretiyor" diye açıklıyor.

Ama mesela ellerimiz gibi elastik duvarlar olduğunda, katı malzeme daha fazla titreşiyor ve tüm bu hareket sesin enerjisini emiyor.

ukılo
Çalışmada kullanılan başlıca deney malzemeleri ve yöntemlerin tasviri (Physical Review Research)

Araştırmacılar alkışlamanın bu yüzden daha uzun bir ses yerine tek bir kısa "şak" sesi çıkardığını söylüyor.

Bilim insanları araştırmalarının, ritim zamanlamasında el çırpmanın sık sık kullanıldığı müzik eğitimine katkı sağlamasını umuyor.

Çalışmanın ayrıca herkesin alkışının farklı bir ses ve frekansta olduğunu göstermesi, el çırpmanın gelecekte parmak izi gibi bir kimlik belirleme yöntemi olarak kullanılabileceğine işaret ediyor.

Çalışmanın bir başka yazarı Guoqin Liu "İnsanların kimliğini belirleme, bu araştırmanın en umut verici uygulamalarından biri. Sadece sesinden kimin el çırptığını anlayabiliriz" diyor.

Independent Türkçe