Yeni korku filmi kötü eleştirilere rağmen Netflix'in zirvesine yerleşti

18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığı belirtilen filmin merkezinde, Shadyside Lisesi'nin 1988'deki mezuniyet balosu var (Netflix)
18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığı belirtilen filmin merkezinde, Shadyside Lisesi'nin 1988'deki mezuniyet balosu var (Netflix)
TT

Yeni korku filmi kötü eleştirilere rağmen Netflix'in zirvesine yerleşti

18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığı belirtilen filmin merkezinde, Shadyside Lisesi'nin 1988'deki mezuniyet balosu var (Netflix)
18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığı belirtilen filmin merkezinde, Shadyside Lisesi'nin 1988'deki mezuniyet balosu var (Netflix)

Popüler korku serisinin, sinema yazarlarından ağır eleştiriler alan devam halkası, Netflix'in izlenme listelerinin zirvesine yerleşti.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da sadece yüzde 25'lik beğeni puanı alabilen Korku Sokağı: Mezuniyet Balosu (Fear Street: Prom Queen), 23 Mayıs'ta platformun kütüphanesine eklendi.

Serinin 4. filmi

Mezuniyet Balosu, 81 yaşındaki Amerikalı romancı R.L. Stine'ın aynı adlı kitap serisinden uyarlanan 4. film.

1988'de geçen filmde Ariana Greenblatt, Chris Klein, India Fowler, Ella Rubin, Suzanna Son ve Fina Strazza gibi isimler rol alıyor. Önceki üç filmin yönetmeni Leigh Janiak'ın koltuğunu ise bu kez Kalibre'yle (Calibre) tanınan Matt Palmer devraldı.

Hikayede, Shadyside Lisesi öğrencileri mezuniyet balosuna hazırlanırken, kasabada cesetler birikmeye başlıyor ve gençler kendilerini kanlı bir kabusun içinde buluyor.

Film, kötü eleştirilere rağmen büyük ilgi gördü. Yayına girdiği ilk hafta 10,7 milyon izlenmeyle platformun en çok izlenen yapımları arasına girdi.

Ancak bu başarı, filmin aldığı ağır eleştirileri gölgede bırakmadı. Korku Sokağı: Mezuniyet Balosu hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden olumsuz yorumlar aldı.

"Felaket"

Bir kullanıcı sosyal medyada, "Tüm popüler korku filmlerinin havalı sahnelerini alıp bir araya getirip özgünmüş gibi yapmışlar. Hiç olmamış" yorumunu yaparken, bir diğeri hayal kırıklığını şu sözlerle dile getirdi:

Felaketti. Ne Korku Sokağı evreniyle ne de serinin mitolojisiyle ilgisi var. Klasik bir slasher denemesi ama kötü çekilmiş.

Başka bir izleyici ise "Bu film asıl üçlemenin itibarını lekeliyor" ifadesini kullandı. 

X kullanıcıları da gece geç saatlere kadar uyanık kalıp bu filmi izledikleri için pişman olduklarını paylaştı.

Bazı izleyiciler filmi beğendi

Yine de filmden memnun kalanlar da oldu. Bir kullanıcı "Beklentimin üstündeydi. Asıl üçlemeye göre daha eğlenceli ve karakter odaklı. Kostümler, gerilim ve sürpriz son iyiydi. Oyuncu kadrosu parlıyor, özellikle Fina Strazza harikaydı" yorumunu yaptı.

Serinin ilk üç filmi Temmuz 2021'de peş peşe izleyiciyle buluşmuştu. 1994'te geçen ilk film, kasabada işlenen cinayetlerin ardındaki laneti konu alırken; ikinci yapım 1978'de bir katilin yaz kampında estirdiği dehşeti anlatmıştı. Serinin üçüncü halkası ise 1600'lerle 1990'lar arasında gidip gelen olay örgüsüyle kasabayı kurtarmaya çalışan gençleri ekranlara taşımıştı.

Üçleme çok beğenilmişti

Korku Sokağı üçlemesi, hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerden övgü dolu yorumlar almıştı.

Seri, nostaljik prodüksiyonu, genç karakterleri ve izleyicileri diken üstünde tutan gergin atmosferiyle veda hazırlığındaki Stranger Things'e benzetiliyor.

Independent Türkçe, Metro, Hello!, MovieWeb



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience