Netflix'in zirvesindeki dizinin yıldızı: Bu karakteri oynamak zorundaydım

22 Mayıs'ta seyirciyle buluşan 5 bölümlük Sirens, 91 ülkede en çok izlenen 10 dizi listesine girmeyi başardı (Netflix)
22 Mayıs'ta seyirciyle buluşan 5 bölümlük Sirens, 91 ülkede en çok izlenen 10 dizi listesine girmeyi başardı (Netflix)
TT

Netflix'in zirvesindeki dizinin yıldızı: Bu karakteri oynamak zorundaydım

22 Mayıs'ta seyirciyle buluşan 5 bölümlük Sirens, 91 ülkede en çok izlenen 10 dizi listesine girmeyi başardı (Netflix)
22 Mayıs'ta seyirciyle buluşan 5 bölümlük Sirens, 91 ülkede en çok izlenen 10 dizi listesine girmeyi başardı (Netflix)

Netflix'in Sirens dizisinin fragmanı yayımlandığında bir izleyici, "Bu, Meghann Fahy'in bir plajda aklını kaybedip yine de harika göründüğü üçüncü dizi" yorumunu yapmıştı. Son dönemde rol aldığı The White Lotus, The Perfect Couple ve Sirens dizilerinin ortak noktası olan lüks sahil mekanları ve aşırı zengin karakterler, aktrisin de dikkatinden kaçmamış.

Hollywood Reporter'a konuşan Fahy, "Sanırım izleyiciler zenginlerin güzel yerlerdeki kötü davranışlarını izlemeyi seviyor" diyerek gülüyor ve ekliyor: 

Açıkçası Sirens'tan sonra biri bana bu üç diziyi peş peşe yaptığımı söylediğinde fark ettim. Sonra da 'Vay canına, sanırım biraz başka şeyler denemeliyim' dedim.

Sirens, Netflix'te yayına girdiğinden beri büyük ilgi görüyor. İki haftadır platformun en popüler yapımlar listesinde yer alan dizi, bu hafta 18,2 milyon izlenmeye ulaştı. Molly Smith Metzler tarafından yaratılan Sirens, 71 ülkede en çok izlenen dizi konumunda.

Meghann Fahy, bir sete ilk kez 2009'da Gossip Girl'de dizinin elit dünyasından pek de etkilenmeyen Devyn karakteriyle adım atmıştı. Yıllar sonra, yine göz alıcı bir sahil kasabasında geçen Sirens dizisinde bu kez bambaşka bir Devon karakterine hayat veriyor. 

Bu yeni Devon da pahalı elbiselere ve gösterişli tavırlara kapılan biri değil. Aksine, işçi sınıfı kökenli bu karakter, toplumun ayrıcalıklı kesimiyle arasına koyduğu mesafeyle dikkat çekiyor. 

Sirens'ta kardeşi Simone'u House of the Dragon'ın yıldızı Milly Alcock canlandırıyor. Simone'un hayırsever patronu Michaela Kell'i Oscar ödüllü Julianne Moore oynuyor ve onun milyarder eşi Peter Kell'e Altın Küre ödüllü Kevin Bacon hayat veriyor.

"Biri beni çimdiklesin"

Fahy, Gossip Girl setindeki ilk gününden Sirens'a kadar geçen sürede oyunculuğunu ne kadar geliştirdiğini düşündüğünde duygusallaşıyor:

Kariyerimin en heyecanlı anı Gossip Girl setiydi. Şimdiyse Julianne Moore, Kevin Bacon ve Sirens'ta babamı canlandıran Bill Camp gibi isimlerle çalıştığımı söyleyebiliyorum... Bu, tam anlamıyla 'Beni biri çimdiklesin' anı.

Dizinin merkezinde iki kız kardeşin ilişkisi var. Fahy ve Milly Alcock, bu bağı sette başlamadan önce New York'ta birlikte vakit geçirerek kurmuş. 

Fahy, "Ben de gerçek hayatta onun ablası gibi hissediyorum. Dizide Devon'ın Simone'a duyduğu o korumacı tavrı, Milly'ye karşı da hissediyorum" diyor. Zaten Milly Alcock'u House of the Dragon'dan önce hayranlıkla takip ettiğini söyleyen Fahy, çekimlerden önce birçok kez baş başa vakit geçirdiklerini, aralarındaki bağın çok doğal şekilde oluştuğunu anlatıyor.

"Şimdiye kadar oynadığım her şeyden çok farklı"

Fahy, Devon karakterini canlandırmaktan da büyük keyif aldığını anlatıyor: 

Senaryoyu okuduğum anda, 'Bu karakteri oynamalıyım' dedim. Kariyerimde daha önce bu kadar sevdiğim bir karakter olmamıştı ve şimdiye kadar oynadığım her şeyden çok farklıydı. 'Umarım bana bu alanda da şans verirler' diye düşündüm. Çünkü bu sektörde şöyle bir şey var: Daha önce yapmadığın bir şey teklif edildiğinde herkes biraz tereddüt ediyor. Daha önce seni nerede gördülerse, yine orada görmek istiyorlar.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Tudum



Küçük yıldızın dev gezegeni bilim insanlarını şaşkına çevirdi

TOI-6894'ün (önde) çapı, bilinen tek gezegeninin çapının sadece 2,5 katı (Warwick Üniversitesi/Mark Garlick)
TOI-6894'ün (önde) çapı, bilinen tek gezegeninin çapının sadece 2,5 katı (Warwick Üniversitesi/Mark Garlick)
TT

Küçük yıldızın dev gezegeni bilim insanlarını şaşkına çevirdi

TOI-6894'ün (önde) çapı, bilinen tek gezegeninin çapının sadece 2,5 katı (Warwick Üniversitesi/Mark Garlick)
TOI-6894'ün (önde) çapı, bilinen tek gezegeninin çapının sadece 2,5 katı (Warwick Üniversitesi/Mark Garlick)

Bilim insanları küçük bir yıldızın yörüngesinde devasa bir gezegen keşfetti. Neredeyse imkansız olduğu düşünülen bu durum, gezegen oluşumuna dair bilinenleri sorgulamaya açıyor.

Gezegen sistemleri ilk başta büyük bir toz ve gaz bulutunun kendi üstüne çökerek bir yıldız oluşturmasıyla meydana geliyor. Yıldızdan arta kalan ve ön gezegen diski denen maddelerse gezegenleri oluşturuyor. 

Bu nedenle küçük bulutlardan küçük yıldızlar doğması ve geriye devasa gezegenler oluşturacak malzeme kalmaması bekleniyor.

Ancak NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu'nun (TESS), 91 binden fazla kırmızı cüce yıldıza dair verilerini inceleyen araştırmacılar, şaşırtıcı derece büyük bir gezegen buldu. Güneş'e kıyasla küçük ve parlaklığı az olan kırmızı cüceler Samanyolu'ndaki en yaygın yıldız türü. 

Ardından araştırmacılar Avrupa Güney Gözlemevi'nin Çok Büyük Teleskop'uyla TOI-6894 adlı yıldızın yörüngesindeki gezegenin kütlesini hesapladı.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan çalışmaya göre  Dünya'dan 238 ışık yılı uzaktaki yıldızın kütlesi Güneş'inkinin yaklaşık 5'te biri kadar. 

Bilim insanları mevcut teorilere göre böyle bir yıldızın Dünya veya Mars boyutunda bir gezegeni olması gerektiğini söylüyor. Ancak yörüngesinde dönen gezegen TOI-6894b, Satürn'den biraz büyük ve kütlesi onun yarısı kadar.

Makalenin ortak yazarı Vincent Van Eylen şöyle diyor: 

Bu bulgular, evrendeki en küçük yıldızların bile bazı durumlarda çok büyük gezegenler oluşturabileceğini gösteriyor. Bu da gezegen oluşumu modellerimizin bazılarını yeniden düşünmemizi gerektiriyor.

TOI-6894, yörüngesinde dev bir gezegen bulunan yıldızlar arasında açık ara en düşük kütleye sahip olanı. Hatta rekorun önceki sahibi olan yıldızdan yüzde 60 daha az kütlesi var.

Warwick Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Edward Bryant "Bu keşif, bu kadar küçük bir yıldızın nasıl bu kadar büyük bir gezegene ev sahipliği yapabildiği gibi bir soru ortaya atıyor ve bunun cevabını henüz bulamadık" diyor.

Jüpiter veya Satürn gibi gaz devleri, çekirdeklerini oluşturmak için çok fazla maddeye ihtiyaç duyar. Daha sonra çevrelerinden çok daha fazla gazı hızlı bir şekilde çekerek atmosfer oluşturabilirler. 

Ancak araştırmacılar TOI-6894b ve yıldızının kütlesine bakınca burada başka bir sürecin işlemiş olduğundan şüpheleniyor.

Örneğin gezegen, yıldızı yaşamının çok erken bir dönemindeyken ve disk hâlâ hammaddeyle doluyken gerekli malzemeleri toplayıp çekirdeğini oluşturmaya başlamış olabilir. 

Bir diğer ihtimal de hızlıca büyük bir çekirdek oluşturmamış ve gaz ve ağır elementleri yavaş yavaş biriktirmiş olması. 

Öte yandan bilim insanları bunlar için de yüksek miktarda malzemeye ihtiyaç duyulacağını söylüyor. Yeni çalışmada incelenen örneklerdeki küçük yıldızların etrafındaki 70 diskten sadece 5'inde TOI-6894b gibi bir gezegen oluşmuştu.

Van Eylen dev gezegenlerin hızlıca çekirdeği oluşturması ve ardından bunun üzerine yüksek miktarda gaz biriktirmesi gerektiğini söyleyerek ekliyor:

Yıldız parlamaya başlamadan ve disk hızla yok olmadan önce bunu yapmak için çok az zaman var. Küçük yıldızlarda, disk yok olmadan önce dev bir gezegeni yeterince hızlı bir şekilde oluşturmak için yeterli kütle olmadığını düşünüyoruz.

Araştırmacılar James Webb Uzay Teleskobu'nu kullanarak gezegen sistemini daha yakından incelemeyi planlıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Mashable, Space.com, Nature Astronomy