Yaşadığınız yer bunama riskinizi değiştirebilir

Demans riskiniz ne kadar yüksek? ABD'li gaziler üzerinde yapılan yeni çalışma, bunun yaşadığınız yere bağlı olabileceğini gösteriyor (AFP)
Demans riskiniz ne kadar yüksek? ABD'li gaziler üzerinde yapılan yeni çalışma, bunun yaşadığınız yere bağlı olabileceğini gösteriyor (AFP)
TT

Yaşadığınız yer bunama riskinizi değiştirebilir

Demans riskiniz ne kadar yüksek? ABD'li gaziler üzerinde yapılan yeni çalışma, bunun yaşadığınız yere bağlı olabileceğini gösteriyor (AFP)
Demans riskiniz ne kadar yüksek? ABD'li gaziler üzerinde yapılan yeni çalışma, bunun yaşadığınız yere bağlı olabileceğini gösteriyor (AFP)

Demans riskiniz ne kadar yüksek? ABD'li gaziler üzerinde yapılan yeni araştırmaya göre, bu risk yaşadığınız yere bağlı olabilir.

Kaliforniya Üniversitesi'nin San Francisco (UCSF) kampüsünden bir ekip pazartesi günü, bu kronik beyin bozukluğunun en sık görüldüğü bölgeleri belirlediğini açıkladı. Demans görülme oranlarının en düşük olduğu Orta Atlantik bölgesini karşılaştırma için temel alarak, Güneydoğu'da demansın yüzde 25 daha yüksek olduğunu buldular. Burada Kentucky, Tennessee, Alabama ve Mississippi yer alıyor. Kuzeybatı ve Rocky Dağları bölgelerindeyse bu oran yüzde 23 daha yüksekti.

Bu tür araştırmalar arasında en büyük ve en kapsamlı olan bu çalışmaya dahil edilen diğer bölgelerse Güney ve Güneybatı bölgeleriydi ve buralarda demans görülme sıklığı sırasıyla yüzde 18 ve yüzde 13 daha yüksekti. Kaliforniya, Güneybatı bölgesine dahil edildi.

Kuzeydoğu bölgesinde demans görülme sıklığı Orta Atlantik bölgesinden hâlâ daha yüksekti ancak bu fark sadece yüzde 7'ydi.

UCSF Nüfus Beyin Sağlığı Merkezi Direktörü Dr. Kristine Yaffe yaptığı açıklamada, "Çalışma, demansta bölgesel farklılıkları anlamanın ve bölgeye özgü önleme ve müdahale çabalarının önemini vurguluyor" dedi.

Yaffe, JAMA Neurology adlı akademik dergide yayımlanan çalışmanın başyazarıydı.

Çalışma, 1,2 milyondan fazla gazinin sağlık kayıtlarını içeriyordu ve gazilerde travmatik beyin yaralanmaları, depresyon ve travma sonrası stres gibi risk faktörlerinin daha yaygın olduğunu belirtiyordu.

Araştırmacılar, yaş, ırk ve kardiyovasküler hastalıklar gibi belirli faktörleri hesaba kattıklarında da bu farklılıkların devam ettiğini gördü.

Kırsal kesimlerde tıbbi bakıma erişimin kentsel bölgelere kıyasla daha zor olabileceğini belirttiler. Önceki araştırmalar, kırsal topluluklarda demans oranlarının daha yüksek olduğunu ortaya koymuştu.

Diğer UCSF araştırmacıları yakın zamanda, omurilik sıvısındaki proteinlerin orta yaşlı kişilerin neden demansa yakalandığını anlamanın anahtarı olabileceğini keşfetti.

Demansın başlangıcının depresyonla bağlantılı olduğu biliniyor ancak farklı türlerin kendi nedenleri var. Alzheimer hastalığı en yaygın tür ve yaklaşık 6,7 milyon Amerikalıyı etkiliyor. Vakaların 2060'a kadar iki katına çıkacağı tahmin ediliyor. Bu hastalığın tedavisi yok.

Bu araştırmacıların bir sonraki adımı, bu farklılıkları neden olan faktörleri araştırmak. En yüksek vaka oranlarına sahip bölgeleri belirleyerek, kaynakların daha iyi tahsis edilebileceğini ve demansın savunmasız nüfuslar üzerindeki etkisini azaltmak için hedefe yönelik müdahaleler tasarlanabileceğini umduklarını söylediler.

Birinci yazar, Dr. Christina Dintica, "Eğitim kalitesi, erken yaşam koşulları ve çevresel maruziyetler bu faktörler arasında olabilir" dedi.

Independent Türkçe



Nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milislerin korumasında

Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
TT

Nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milislerin korumasında

Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)
Myanmar'ın Tayland sınırındaki maadencilik faaliyetleri, uydu görüntüleriyle belgelendi (Reuters)

Myanmar'daki yeni nadir toprak elementi madenleri, Çin destekli milisler tarafından korunuyor.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan yetkililer, madenlerin Çin destekli Birleşik Wa Eyaleti Ordusu’nun (UWSA) koruması altında çalıştığını söylüyor.

Tayland sınırındaki Şan eyaletinde yer alan en büyük silahlı örgüt UWSA, aynı zamanda dünyanın en büyük kalay madenlerinden birini de kontrol ediyor.

Washington merkezli kâr amacı gütmeyen ABD Barış Enstitüsü’nün verilerine göre örgütün Pekin yönetimiyle köklü ticari ve askeri ilişkileri var. Örgüt, Burma Komünist Partisi’nin silahlı kolu dağıldıktan sonra 1989’da kurulmuştu.

Haberde, Şan eyaletindeki maden çalışmalarının Nisan 2023’te başladığı belirtiliyor. Reuters’ın incelediği uydu görüntülerine göre nadir toprak elementlerinin çıkarılmasıysa bu yıl şubatta başladı.

 Madenlerde özellikle terbiyum ve disprozyum bulunduğu belirtiliyor.

Çinli madencilik firmalarının nadir toprak elementlerini çıkararak ülkeye taşıdığı, bölgenin korumasınınsa UWSA tarafından sağlandığı aktarılıyor.

Örgütün, Myanmar’daki cuntayla uzun süredir devam eden bir ateşkes anlaşması var. Ancak USWA’nın 30 bin ila 35 bin kişiden oluşan ve çoğunlukla Çin’den temin edilen modern silahlarla donatılmış bir güce sahip olduğu düşünülüyor.

Güneydoğu Asya Barış Enstitüsü’nden (SEAPI) Ye Myo Hein şu değerlendirmeleri paylaşıyor:

UWSA, Çin'in Myanmar-Çin sınırı boyunca stratejik üstünlüğünü sürdürmesi ve diğer etnik silahlı gruplar üzerinde etki kurması için kilit rol oynuyor.

UWSA birliklerinin özel kimlikler dağıttığı ve bunları taşımayan kişilerin maden alanlarına girişine izin verilmediği aktarılıyor. Kaynaklar, madenlerde en az 100 kişinin gece gündüz vardiyalı olarak çalışıp nadir toprak elementlerini çıkardığını söylüyor.

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Reuters'a gönderdiği açıklamada, yurtdışında faaliyet gösteren Çinli firmaların "yerel yasa ve yönetmeliklere uyduğu” belirtildi. USWA ve cuntaysa ajansın yorum taleplerine yanıt vermedi.

Dünyadaki nadir toprak elementlerinin yüzde 90'ı Çin'in elinde. Bu madenlerden elektrikli otomobilden havacılık ve uzay sektörüne kadar birçok önemli alanda faydalanılıyor.

Pekin yönetimi, bu kritik mineral üzerindeki kontrolünü Washington'ın gümrük tarifelerine karşı koz olarak kullanıyor. Çin'in madenlerin ihracatına getirdiği kısıtlamalar, Avrupa'daki otomotiv sektörünü altüst etmişti.

Independent Türkçe, Reuters, CNBC