Doğum oranlarını artırmak isteyen Çin'den epidural hamlesi

Tek çocuk politikasını 2015'te terk eden Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi unvanını Hindistan'a verdi (Reuters)
Tek çocuk politikasını 2015'te terk eden Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi unvanını Hindistan'a verdi (Reuters)
TT

Doğum oranlarını artırmak isteyen Çin'den epidural hamlesi

Tek çocuk politikasını 2015'te terk eden Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi unvanını Hindistan'a verdi (Reuters)
Tek çocuk politikasını 2015'te terk eden Çin, dünyanın en kalabalık ülkesi unvanını Hindistan'a verdi (Reuters)

Çin tüm üçüncü basamak hastanelerin epidural anestezi hizmeti sunmasını zorunlu hale getirdiğini ve yıl sonuna kadar gerekli adımların atılacağını açıkladı. 

Birinci ve ikinci basamakta tedavi edilemeyen hastaların tedavileriyle ilgilenen, en az 500 yataklı ve gelişmiş teknolojik donanıma sahip sağlık kuruluşlarına üçüncü basamak hastaneler deniyor. 

Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, yüzden fazla yatak kapasiteli ikinci basamak hastanelerin de 2027'ye kadar epidural anestezi hizmeti sunmaya mecbur tutulduğunu bildirdi. 

Komisyon geçen hafta yaptığı açıklamada bu adımlarla "çocuk yetiştirmeye elverişli bir ortam" sunmanın amaçlandığını da vurguladı. 

Çin Komünist Partisi'ne ait İngilizce yayın yapan China Daily gazetesi, doğum sırasında anestezi kullanım oranının yüzde 30 civarında olduğunu bildiriyor. Gelişmiş ülkelerdeyse bu oran yüzde 70'i geçebiliyor. 

Omuriliğin etrafını en dıştan saran zarın etrafındaki epidural bölgeye uygun bir bölgesel anestezik ilaç ve narkotik ağrıkesici verilmesine epidural anestezi deniyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlıklı gebelere bu yöntemi öneriyor. Fransa'da yüzde 82, ABD ve Kanada'daysa yüzde 67'ye varan oranlarda epidural anestezi uygulanıyor. 

Çin'in nüfusu, 2022'de 800 bin kişi azalarak 1961'den bu yana ilk kez gerilemişti. 

1980'den 2015'e kadar tek çocuk politikasını benimseyen Pekin, 2016'da iki, 2021'deyse üç çocuğa izin verdi.

Ancak tüm bu çabalar beklenentiler karşılayamadı ve 2024'ün rakamlarının açıklanmasıyla birlikte Asya devinde nüfusun üç yıldır azaldığı görüldü. 

Gelecek yıllarda doğum oranlarının daha da düşmesinden korkuluyor. 

Zira çocuk bakımı masrafları, istihdamdaki belirsizlikler ve yavaşlayan ekonomiyle birleşince evlenip aile kurmaktan kaçınanların sayısı giderek artıyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe