Merakla beklenen filmin çekimleri tamamlandı: Hayatımın rolü

Aynı isimli kitaptan uyarlanan Sen İhtimali'nde Nicholas Galitzine, dünyaca ünlü August Moon grubunun 24 yaşındaki solisti Hayes Campbell'ı canlandırmıştı (Amazon Prime Video)
Aynı isimli kitaptan uyarlanan Sen İhtimali'nde Nicholas Galitzine, dünyaca ünlü August Moon grubunun 24 yaşındaki solisti Hayes Campbell'ı canlandırmıştı (Amazon Prime Video)
TT

Merakla beklenen filmin çekimleri tamamlandı: Hayatımın rolü

Aynı isimli kitaptan uyarlanan Sen İhtimali'nde Nicholas Galitzine, dünyaca ünlü August Moon grubunun 24 yaşındaki solisti Hayes Campbell'ı canlandırmıştı (Amazon Prime Video)
Aynı isimli kitaptan uyarlanan Sen İhtimali'nde Nicholas Galitzine, dünyaca ünlü August Moon grubunun 24 yaşındaki solisti Hayes Campbell'ı canlandırmıştı (Amazon Prime Video)

Nicholas Galitzine, başrolünde yer aldığı Masters of the Universe filminin çekimlerinin tamamlandığını duyurdu.

Oyuncu, pazar günü Instagram'dan yaptığı paylaşımda He-Man kostümüne dair ipuçları verirken, Mattel'in ikonik oyuncak serisine dayanan projeye duyduğu heyecanı da dile getirdi.

"Ortaya çıkan filmle gurur duyuyorum"

Başrollerini Anne Hathaway'le paylaştığı romantik drama Sen İhtimali'yle (The Idea of You) tanınan Galitzine, paylaşımına şu notu düştü:

Masters of the Universe'ün çekimleri tamamlandı. Adam ve He-Man karakterlerini canlandırmak benim için büyük bir sorumluluktu ve bu onura sahip olmak tarifsiz bir duygu. Hayatımın rolüydü ve her şeyimi verdim. Size çok fazla şey gösteremem ama ortaya çıkan filmle gurur duyuyorum. Tüm ekip arkadaşlarımıza emekleri için sonsuz teşekkürler.

Amazon MGM imzalı Masters of the Universe'ün yönetmen koltuğunda 2018 yapımı Bumblebee'yle tanınan Travis Knight oturuyor. Senaryosunu Chris Butler'ın kaleme aldığı film, Eternia Prensi Adam'ın, Güç Kılıcı sayesinde He-Man'e dönüşmesini ve doğaüstü güçler kazanarak hem gezegenini hem de şatosunu koruma mücadelesini konu alıyor.

Filmde Galitzine'e eşlik eden oyuncular arasında Camila Mendes, Jared Leto, Idris Elba, Morena Baccarin, James Purefoy, Alison Brie ve Jóhannes Haukur Jóhannesson gibi yıldız isimler yer alıyor.

Camila Mendes de kısa süre önce TikTok'ta paylaştığı bir videoda canlandırdığı Teela karakteri için çekimlerinin sona erdiğini duyurmıştu. 

Filmle ilgili Variety'ye konuşan Jóhannes Haukur Jóhannesson, Galitzine'in He-Man rolü için yaptığı fiziksel hazırlığa da değindi:

Geçen hafta Londra'daydık, kıyafet provalarına katıldık. Çekimlere başlanmak üzereydi. Onunla birlikte spor salonundaydık. Rol için ne kadar yoğun hazırlandığını pek söylemiyor ama gerçekten bir canavara dönüşmüş.

Film, 5 Haziran 2026’da sinemalarda gösterime girecek.

Daha önce 1987 yapımı He-Man ve Kainatın Hakimleri'nde (Masters of the Universe) filme adını veren meşhur karakteri Dolph Lundgren, İskeletor'uysa Frank Langella canlandırmıştı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe