Brad Pitt'in Tom Cruise'la yeniden oynamak için tek bir şartı var

Anne Rice'ın aynı adlı romanından uyarlanan Vampirle Görüşme, karizmatik vampir Lestat ve onun tarafından ısırılarak vampir olan soylu Louis'in maceralarını konu alıyor (Warner Bros.)
Anne Rice'ın aynı adlı romanından uyarlanan Vampirle Görüşme, karizmatik vampir Lestat ve onun tarafından ısırılarak vampir olan soylu Louis'in maceralarını konu alıyor (Warner Bros.)
TT

Brad Pitt'in Tom Cruise'la yeniden oynamak için tek bir şartı var

Anne Rice'ın aynı adlı romanından uyarlanan Vampirle Görüşme, karizmatik vampir Lestat ve onun tarafından ısırılarak vampir olan soylu Louis'in maceralarını konu alıyor (Warner Bros.)
Anne Rice'ın aynı adlı romanından uyarlanan Vampirle Görüşme, karizmatik vampir Lestat ve onun tarafından ısırılarak vampir olan soylu Louis'in maceralarını konu alıyor (Warner Bros.)

Brad Pitt, sektördeki yakın dostu ve yıldız oyuncu Tom Cruise'la yeniden bir projede buluşmaya sıcak bakıyor ancak bu konuda net bir şartı var.

İkili, ilk kez 1994 yapımı Vampirle Görüşme'de (Interview with the Vampire) birlikte kamera karşısına geçmişti. Peki, Cruise'la yeniden birlikte çalışması için ne gerek? E! News'e konuşan Pitt, bu soruya esprili ama net bir cevap verdi:

Uçaktan falan sarkmam, öyle şeyler yok. Yani yerle temas halinde bir şey yaparsa, o zaman olur.

İki Oscar ödüllü oyuncunun bu yorumu, Cruise'un tehlikeli aksiyon sahneleri konusundaki şöhretini bilenler için pek de şaşırtıcı değil.

Pitt, son filmi F1'de, Top Gun: Maverick'in yönetmeni Joseph Kosinski'yle birlikte çalıştı. Kosinski, geçen ay köklü Amerikan dergisi GQ'ya verdiği röportajda her iki oyuncunun sürüş yeteneklerini karşılaştırdı:

Tom her zaman sınırları zorlar ama aynı zamanda inanılmaz becerikli ve yetenekli. Her ikisi de doğal sürüş yeteneğine sahip. Ama evet, Tom bizi biraz daha çok korkutabiliyor.

Apple Originals yapımı F1, Formula 1 ve onun 10 takımıyla iş birliği içinde çekildi. Film, 27 Haziran'da sinemalarda gösterime girecek. 

Brad Pitt, yarış kariyeri pistte yaşadığı bir kaza sonucu sekteye uğrayan ve geri dönmeye çalışan Sonny Hayes adlı eski bir pilotu canlandırıyor. Ancak bu geri dönüşteki en büyük rakibi, genç ve asi takım arkadaşı Joshua Pearce (Damson Idris) olacak. 

Kadroda ayrıca Kerry Condon, Javier Bardem, Sarah Niles, Kim Bodnia ve Samson Kayo da yer alıyor. 

Pitt, açıklamasında filmin temposuna ve duygusal yönüne de dikkat çekti:

Film büyük, çok büyük. Yarış sahneleri inanılmaz. Ama bunun ötesinde çok eğlenceli. Komik ve bence biraz da duygusal.

F1 dışında Pitt, 2020'de kendisine En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazandıran dublör Cliff Booth karakterini yeniden canlandıracak. The Adventures of Cliff Booth, Netflix'te yayımlanacak.

Independent Türkçe, Deadline, E! News, GQ



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe