ABD'de iki siyasetçiyi vuran saldırganın hedef listesinde en az 45 kişi var

Politikacıları eşleriyle birlikte vuran saldırgan, o gece en az iki eve daha gitmiş.

Saldırı sırasında polis kılığına giren Boelter'ın taktığı maske duruşmada gösterildi (Reuters)
Saldırı sırasında polis kılığına giren Boelter'ın taktığı maske duruşmada gösterildi (Reuters)
TT

ABD'de iki siyasetçiyi vuran saldırganın hedef listesinde en az 45 kişi var

Saldırı sırasında polis kılığına giren Boelter'ın taktığı maske duruşmada gösterildi (Reuters)
Saldırı sırasında polis kılığına giren Boelter'ın taktığı maske duruşmada gösterildi (Reuters)

Cumartesi gününün ilk saatlerinde Minnesota'da önce Eyalet Senatörü John Hoffman'ı sonra da Eyalet Meclisi Başkanı Melissa Hortman'ı eşleriyle birlikte vurduğu iddia edilen Vance Boelter ilk kez mahkemeye çıktı. 

Pazartesi günü yapılan duruşmada Savcı Joseph Thompson, 57 yaşındaki zanlının siyasi suikastları aylardır detaylı bir şekilde planladığını ve hedeflerini önceden gözlemlediğini söyledi:

İşlediği suçların kabustan fırlamış gibi olduğunu söylemek, abartı sayılmaz.

Boelter'ın 45'i aşkın kişiyi hedef listesine yazdığı ve tamamı Demokrat olan yetkili ve siyasetçilerin Minnesota, Michigan, Ohio ve Wisconsin'de yaşadığı bildirildi. 

Melissa-Mark Hortman çiftini öldürdüğü, John-Yvette Hoffman çiftiniyse yaraladığı iddia edilen saldırganın bu iki olay arasında adı açıklanmayan iki siyasetçinin daha evine gittiği öne sürüldü. 

İsmi verilmeyen parlamenterlerden birinin tatile çıktığı için evde olmadığı belirtildi.

Diğeriyse evine kadar yaklaşan şüpheliden, Hoffmanların vurulması sonrasında önlem amaçlı gelen bir polis sayesinde kurtulmuş. 

Saldırıların ardından kaçmayı başaran Boelter, pazar gecesi evinin yakınlarındaki ağaçlık alanda tespit edilince teslim olmuştu.

Cinayet ve ısrarlı takiple suçlanan zanlı, idam cezası alabilir.

Gelecek hafta çıkacağı duruşmaya kadar kefalet bedeli belirlenmeksizin hapiste tutulacak. 

Görsel kaldırıldı.
Parası olmadığını söyleyen Boelter'a federal kamu avukatı atandı (Hennepin Şerifliği/AFP)

ABD basını, Evanjelik Hristiyan Boelter'ın LGBTQ haklarına karşıt olduğunu ve kürtajı savunan siyasetçileri de yaklaşık 70 kişilik listeye eklediğini bildiriyor. 

İnternetteki CV'sinde Afrika ve Ortadoğu'da çalışmış bir özel güvenlik uzmanı olduğu bildiriliyor. 

Son olarak eşinin sahip olduğu görülen bir özel güvenlik şirketinde çalışan Boelter'ın ilki 2016'da eski Vali Mark Dayton döneminde, ikincisiyse 2019'da Vali Tim Walz döneminde olmak üzere, Vali İşgücü Geliştirme Kurulu'na iki kez atandığı da ortaya çıktı. 

Yaralanan John Hoffman da aynı kurulda görev yapıyordu ancak ikilinin ilişkisinin boyutları henüz bilinmiyor.

2000'lerin başında Cumhuriyetçi Parti seçmeni olarak kaydolan Boelter, 2019'da kurula atanırken tarafsız olduğunu beyan etmiş.

AP'ye konuşan arkadaşları, Boelter'ın Donald Trump'ın seçim mitinglerine katıldığını söylüyor. 

Independent Türkçe, WSJ, AP



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe