Ünlü aktris Oscar kazanamadığı için Kevin Spacey'den az ücret almış

7 Emmy ödüllü House of Cards, Michael Dobbs'un 1989 tarihli aynı adlı romanından uyarlanmıştı (Netflix)
7 Emmy ödüllü House of Cards, Michael Dobbs'un 1989 tarihli aynı adlı romanından uyarlanmıştı (Netflix)
TT

Ünlü aktris Oscar kazanamadığı için Kevin Spacey'den az ücret almış

7 Emmy ödüllü House of Cards, Michael Dobbs'un 1989 tarihli aynı adlı romanından uyarlanmıştı (Netflix)
7 Emmy ödüllü House of Cards, Michael Dobbs'un 1989 tarihli aynı adlı romanından uyarlanmıştı (Netflix)

Claire Underwood bile eşit ücret için savaşmak zorunda kalmış...

Robin Wright, House of Cards'da Claire Underwood rolünü canlandırırken verdiği eşit ücret mücadelesini Variety'ye anlattı. Monte-Carlo Televizyon Festivali'nde konuşan oyuncu, Kevin Spacey'yle aynı ücreti almaya çalışmanın "zor" olduğunu söyledi.

"Çünkü Oscar kazanmadın"

Wright, "Canlandırdığım karakter onunki kadar popüler hale geldiği için 'Bence böylesi adil olur' dediğimde, bana bir aktör kadar ödeyemeyeceklerini söylediler" diyerek ekledi: 

'Seni yönetici yapımcı yaparız, yönetmenlik de verip üç farklı yerden maaş almanı sağlarız' dediler. Ben de, 'Neden bir oyuncu olarak eşit ücret alamıyorum?' diye sordum. Verdikleri yanıt şu oldu: 'Çünkü Oscar kazanmadın.'

Ancak Wright, öfkelenmenin bir şeyi değiştirmeyeceğini de kabul ediyor: 

Bu, yıllardır süregelen bir protokol, böyle işliyor. 'Neden falanca kadın oyuncu, Will Smith'le aynı parayı alamadı?' derseniz, 'Kazanırsan artar' derler. Adaylık yeterli değil.

Wright, ikinci sezondan dizinin finaline kadar toplam 10 bölüm yönetti. Ünlü oyuncu bu deneyimi "bir armağan" diye nitelendiriyor.

Emmy ödüllü politik gerilim dizisi House of Cards, Netflix'in ilk orijinal yapımlarından biri olarak öne çıkmıştı. Dizide Spacey, kendisine ihanet edenlerden intikam alan ahlaksız politikacı Frank Underwood'u; Robin Wright ise en az onun kadar kurnaz eşi Claire'i canlandırıyordu.

Wright, ücret eşitsizliğine dair ilk açıklamasını 2016'da Rockefeller Vakfı'nın bir etkinliğinde yapmıştı. 

59 yaşındaki aktris, süreci "Claire Underwood karakteri bir süreliğine Frank'ten daha popülerdi. Ben de bunu kullandım. 'Bana hak ettiğim maaşı ödeyin yoksa bunu kamuoyuna açıklarım' dedim" sözleriyle anlatmıştı. 

Diziyi, güçlü bir kadın karaktere yer verdiği için öven Wright, "Erkek ve kadın karakterin eşit olduğu çok az film veya dizi var" demişti.

Business Insider, 2014'te Spacey'nin bölüm başı 500 bin dolar kazandığını bildirmişti. Forbes ise ertesi yıl Wright'ın bölüm başı yaklaşık 420 bin dolar aldığını yazmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Variety, Business Insider, Forbes



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe