Gökbilimciler bir galaksinin bugüne kadarki en ayrıntılı görüntüsünü oluşturdu

Renkli galaksi (ESO/E. Congiu ve ekip arkadaşları)
Renkli galaksi (ESO/E. Congiu ve ekip arkadaşları)
TT

Gökbilimciler bir galaksinin bugüne kadarki en ayrıntılı görüntüsünü oluşturdu

Renkli galaksi (ESO/E. Congiu ve ekip arkadaşları)
Renkli galaksi (ESO/E. Congiu ve ekip arkadaşları)

Gökbilimciler, bir galaksi türünün bugüne kadarki en ayrıntılı görüntüsünü oluşturdu.

"İnanılmaz derecede ayrıntılı" resim, Heykeltıraş Galaksisi'nin daha önce hiç görülmeyen bazı kısımlarını gösteriyor.

Bilim insanları Avrupa Güney Gözlemevi'nin Çok Büyük Teleskobu'nu kullanarak binlerce rengi gösteren, bugüne kadarki en ayrıntılı görüntüyü oluşturmayı başardı.

Görüntü, galaksiyi 50 saat boyunca gözlemleyerek ve 100 pozlamayı birleştirerek üretildi. Görüntünün genişliği, uzayda 65 bin ışık yılına, yani neredeyse galaksinin tamamına karşılık geliyor.

Heykeltıraş Galaksisi'nin resmi adı NGC 253. Yıldızların sürekli oluştuğu bir yıldız patlama galaksisi.

Yeni görüntünün sunduğu detaylar, bilim insanlarının yapı taşlarını (yıldızlar, gaz ve toz) ince ayrıntılarla görmesini sağlıyor. Her biri kendi ışık tonunu yayıyor, bu nedenle bu kadar ince ayrıntılar ve renkler, bilim insanlarının galakside olup bitenlerin küçük parçalarını derinlemesine anlayabilmesini sağlıyor.

Heidelberg Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Kathryn Kreckel, "Yakınlaşarak yıldızların oluştuğu bölgeleri neredeyse tek bir yıldız ölçeğinde inceleyebiliyoruz ancak uzaklaşarak da galaksiyi bir bütün olarak inceleyebiliyoruz" diyor.

Araştırmacılar bu farklı tonları kullanarak galaksinin parçalarının yaşını, bileşimini ve hareketini anlayabiliyor.

Gözlemevinden Enrico Congiu, liderliğini üstlendiği çalışma hakkında yaptığı açıklamada "Heykeltıraş Galaksisi ideal bir konumda" diyor.

İç yapısını çözüp yapı taşlarını inanılmaz ayrıntılarla inceleyebileceğimiz kadar yakın ama aynı zamanda onu bir bütün olarak görebileceğimiz kadar da büyük.

Araştırma hakemli dergi Astronomy & Astrophysics'te yayımlanan "The MUSE view of the Sculptor galaxy: survey overview and the planetary nebulae luminosity function" (Heykeltıraş Galaksisi'nin MUSE görünümü: araştırma özeti ve gezegenimsi bulutsu aydınlatma işlevi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

Independent Türkçe



NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
TT

NASA teleskobu, evreni dönüştürmüş olabilecek minik galaksiler buldu

James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)
James Webb Uzay Teleskobu'nun tespit ettiği küçük galaksiler (beyaz kutular), evrenin aydınlanmasında kilit rol oynamış olabilir (NASA/ESA/CSA)

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (James Webb Space Telescope /JWST), milyarlarca yıl önce evrenin aydınlanmasını sağladığı düşünülen minik galaksiler buldu. 

Yaklaşık 13,8 milyar yaşında olduğu tahmin edilen evren ilk 1 milyar yılında nötr hidrojen gazıyla doluydu. Yoğun bir sisin hakim olduğu bu dönemde ışık uzaklara gidemiyordu. 

Ancak daha sonra bu gaz iyonize hale geldi, yani elektronlarından arındırıldı ve Reiyonizasyon Çağı'nın başlamasıyla evrenin ışıkları yandı. 

İlk yıldız ve galaksilerin bu süreci başlattığı düşünülürken, bilim insanları hangi türden gökcisimlerinin sorumlu olduğundan emin değildi. Araştırmacılar hızlı bir şekilde yıldız oluşturan, yani "yıldız patlamaları" yaşayan küçük galaksilerin bu hidrojen sisinin iyonize olmasında rol oynadığından şüpheleniyordu.

Bulguları Amerikan Astronomi Topluluğu'nun 11 Haziran'da Alaska'da düzenlenen 246. toplantısında sunulan çalışmada bu düşünceyi destekleyen güçlü kanıtlar bulundu.

Bilim insanları JWST'yi kullanarak Dünya'dan yaklaşık 4 milyar ışık yılı uzaklıkta, Pandora'nın Kümesi diye bilinen Abell 2744 adlı galaksi kümesine odaklandı. Kütleçekimsel merceklenme denen bir olgu sayesinde küme, etrafındaki ışığı bükerek daha uzaktaki cisimlerin ışığının JWST'ye ulaşmasını sağladı.

Araştırmacılar bu görüntülerde iki elektronunu kaybetmiş oksijen atomlarının yaydığı yeşil ışığı aradı. Bu tür bir ışık, elektronların kopmasını sağlayan güçlü bir ultraviyole ışığın işareti olabilir. Bilim insanları aynı ışık kaynağının evreni kaplayan hidrojen gazı sisini iyonize etmiş olabileceğini söylüyor.

Ekip böylece evrenin yaklaşık 800 milyon yaşında olduğu dönemde yıldız patlaması yaşayan 83 küçük galaksi tespit etti ve 20'sini detaylıca inceledi. 

Çalışmanın bulgularına göre bu eski galaksiler, ultraviyole ışığın yaklaşık yüzde 25'ini uzaya saldıysa, evreni kaplayan sisi temizlemek için gereken tüm enerjiyi sağlamış olmalı. Araştırmacılar bugünkü benzer galaksilerin bu oranda ultraviyole ışık yaydığını söylüyor.

NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden ve makalenin yazarlarından Isak Wold, "Ultraviyole ışık üretme konusunda bu küçük galaksiler ağırlıklarının çok üzerinde bir performans sergiliyor" diyor.

Bilim insanları bu galaksilerin 2 bin ila 200 bin tanesinin birleşimiyle Samanyolu'ndaki yıldız kütlesine ulaşılabileceğini belirtiyor. Ancak kütlelerinin düşük olması, evrenin aydınlanmasını sağlayan süreci başlatmalarına engel değil gibi görünüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı James Rhoads, "Düşük kütleli galaksiler etraflarında daha az nötr hidrojen gazı toplar ve böylece iyonlaştırıcı ultraviyole ışığın kaçması kolaylaşır" diyerek ekliyor:

Aynı şekilde yıldız patlamaları sadece bol miktarda ultraviyole ışık üretmekle kalmaz, aynı zamanda galaksinin yıldızlararası maddesinde bu ışığın dışarı çıkmasına yardım eden kanallar açar.

Independent Türkçe, Live Science, Universe Today, NASA