Eleştirmenler rekor kıran korku filmi içine ne diyor?

Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)
Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)
TT

Eleştirmenler rekor kıran korku filmi içine ne diyor?

Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)
Danny Boyle'un uzun zamandır beklenen devam filmi 28 Yıl Sonra, iPhone 15 Pro Max'le çekildi (Sony Pictures Releasing)

Yönetmen Danny Boyle ve yazar Alex Garland, 2002 yapımı 28 Gün Sonra'nın (28 Days Later) uzun süredir beklenen devamıyla 20 yılı aşkın bir sürenin ardından geri döndü.

28 Yıl Sonra'nın (28 Years Later) dünya prömiyeri çarşamba günü Londra'da yapıldı ve eleştiriler hemen ardından gelmeye başladı. Halihazırda 90 incelemeyle eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 94'lük bir beğeni puanı yakalayan yapım, son derece güçlü bir çıkış yaptı. 28 Yıl Sonra'nın bu skoru, seri için bir rekora işaret ediyor. 28 Gün Sonra, yüzde 87'lik bir beğeni oranına sahip. 28 Hafta Sonra'nın (28 Weeks Later) skoru ise yüzde 72.

Yarın vizyona girecek filmde Alfie Williams, Jodie Comer, Aaron Taylor-Johnson ve Ralph Fiennes rol alıyor. 

"Kaosun normalleştiği bir dünya"

Hollywood Reporter'dan David Rooney, "28 Yıl Sonra'nın en büyük artılarından biri, bu dünyanın sadece ticari kaygılarla yeniden ziyaret edilmiş gibi hissettirmemesi" diyerek ekliyor: 

Günümüzün karanlık siyasi manzarasına dair alegorik bir yorum olarak daha da güncel hale gelen bir hikayeye içtenlikle dönülmüş. Devam filmlerine zemin hazırlayan anlatı taşları da öyle heyecan verici ki bir an önce izlemek istiyorsunuz.

Rolling Stone'dan David Fear, "Boyle, yalnızca ilk filme zarar vermemekle kalmamış, aynı zamanda uçurumun kenarındaki bir dünyaya dair vizyonunu daha da derinleştirmiş. Geçmişe özlem duyan milliyetçilik kaygıları ve kaosun normalleştiği bir dünyada büyüyen bir neslin psikolojisi filme güçlü şekilde yedirilmiş" yorumunda bulundu.

Entertainment Weekly'den Jordan Hoffman ise şu yorumu yaptı: 

Boyle, tarz olarak karıştırıcıya birçok şey atmış ve mucizevi şekilde hepsi işe yaramış. Filmin başlarında Britanya propaganda filmlerinden görüntüler araya serpiştirilmiş, sadece bir atmosfer yaratmak için. Enfekte olan her kişinin öldürülüşü, donan bir kareyle sona eriyor. Kurgu, zaman çizgisine pek sadık değil, daha çok bir duygu seli yaratmayı hedefliyor.

"İçten bir zarafet var"

Indiewire'dan David Ehrlich, önceleri filmle ilgili bazı tereddütleri olduğunu belirtse de sonradan Garland'ın senaryosunun kendisini etkilediğini söyledi: 

Filmin, enfekte olanları insanileştirme çabasında içten bir zarafet var. Önceleri bu yaratıkların evrimleştiği fikri bana sıkıcı ve ilk filmin ilkel tonundan uzak geldi. Ama Garland bu konsepti öyle radikal ve beklenmedik yollarla işliyor ki, kendimi filme kaptırmadan edemedim.

Associated Press'ten Jake Coyle, görsel stilin "rahatsız edici ölçüde dağınık" olduğunu söylese de son incelemesinde şöyle dedi: 

Bu kargaşanın içinde ölüm, ölümlülük ve hatalı üstünlük inancına dair yumuşak dokunuşlar var. Bu fikirlerin küçük de olsa işlenmesi bile 28 Yıl Sonra'yı, bu mevsimde vizyona giren diğer filmlerden daha düşünceli bir yapım haline getiriyor. Omuriliklerin koparıldığı sayısız sahneye rağmen bu film, tuhaf şekilde duygusal bir büyüme hikayesi.
 

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, ScreenRant, Associated Press, Indiewire, Entertainment Weekly, Rolling Stone



5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
TT

5 bin yıl önce Avrasya'da yayılan vebanın arkasından koyunlar çıktı

Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)
Avrasya bozkırında bulunan 4 bin yıllık koyun kemiklerinde veba tespit edildi (Björn Reichhardt)

Tunç Çağı'nda Avrasya'da yaşanan veba salgının yayılmasında koyunların kritik bir rol oynamış olabileceği tespit edildi. 

İnsanlara bulaşan pek çok hastalık hayvansal kökenli. Hayvanlarda bulunan patojenler bir noktada insanlara geçerek onlar arasında yayılıyor. 

Tarihteki en ölümcül zoonotik hastalıklardan biri olan veba da sıçanların üzerinde yaşayan pireler yoluyla insanlara bulaşarak milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 

Diğer yandan 14. yüzyıldaki Kara Ölüm diye bilinen salgından sorumlu patojen, yaklaşık 5 bin yıl önce yayılmaya başlayan patojenden genetik olarak farklı. İnsanlar arasında yayılan bu Yersinia pestis türünün yaklaşık 2 bin yıl önce ortadan kaybolduğu düşünülüyor.

Ancak uzmanlar bu patojenin insanlara nasıl sıçradığını bilmiyordu. Bilim insanları hayvanlardaki hastalıkların geçmişte insanlara nasıl bulaştığını öğrenerek gelecekte yaşanabilecek bu tür olaylara karşı hazırlıklı olabilir.

Aralarında Harvard Üniversitesi'nden isimlerin de yer aldığı bir araştırma ekibi, Tunç Çağı'ndaki Yersinia pestis'in kökenini saptamak için bugünkü Rusya'da bulunan Arkaim arkeolojik kazı alanındaki hayvanlarının kemiklerini ve dişlerini inceledi.

Araştırmacılar 4 bin yıllık bir koyunda, o dönemde insanlara bulaştığı bilinen Y. pestis türünü tespit etti.

Bilim insanları koyundan alınan Y. pestis genomunu diğer eski ve modern genomlarla karşılaştırdı. Koyundan alınan örnek, aynı zamanlarda yakın bir bölgede yaşayan bir insana bulaşan patojenin genomuna çok benziyordu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de dün (11 Ağustos) yayımlanan makalenin ortak yazarı Dr. Christina Warinner şöyle diyor:

Bir koyuna ait olduğunu bilmeseydik, herkes bunun başka bir insan enfeksiyonu olduğunu varsayardı; neredeyse ayırt edilemezler.

Ekip, patojenin henüz bilinmeyen bir yaban hayvanından koyunlara ve oradan da insanlara sıçradığını tahmin ediyor. Öte yandan hastalığın insanlardan koyunlara bulaşmış olması da muhtemel. 

Sözkonusu patojen, diğer veba salgınlarından farklı olarak pireler aracılığıyla bulaşmasını sağlayacak genetik materyalden yoksun. Araştırmacılar bu nedenle başka bir kaynaktan yayılmış olması gerektiğini söylüyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden makalenin bir diğer yazarı Dr. Felix Key "Elimizdeki bulgular eski koyun ve insan enfeksiyonlarının, hâlâ bilinmeyen bir kaynaktan muhtemelen münferit olaylarla yayıldığını gösteriyor" diyerek ekliyor:

Sıradaki adım, o kaynağı bulmak.

Araştırmacılar o dönemde bölgede yaşayan Sintaşta-Petrovka halkının sığır, koyun ve at yetiştiriciliğiyle ilgilendiğine de dikkat çekiyor.

Çalışmanın yazarlarından Dr. Taylor Hermes "Bu erken dönem çoban topluluklarının tahıl depoları, fareleri ve pireleri çekmezdi ve daha önce Sintaşta bireylerinde Y. pestis enfeksiyonları bulunmuştu" diyerek soruyor: 

Kayıp halka çiftlik hayvanları olabilir mi?

Bu toplulukların kullandığı hayvanların yabandaki canlılarla temasa geçmesi hastalığın yayılmasını sağlamış olabilir.

Bilim insanları bunu ve patojenin kısa sürede nasıl geniş bir alana yayıldığını anlamak için çalışmalarına devam etmeyi planlıyor.

Independent Türkçe, Popular Science, Cosmos Magazine, Cell