Oscarlı yönetmenden Yaratık itirafı: Doğru kişi değildim

1997 yapımı Yaratık: Diriliş'te bilim insanları, yaratığa tekrar ulaşabilmek için önceki filmde ölen Ripley'yi yeniden hayata döndürürüyor (20th Century Fox)
1997 yapımı Yaratık: Diriliş'te bilim insanları, yaratığa tekrar ulaşabilmek için önceki filmde ölen Ripley'yi yeniden hayata döndürürüyor (20th Century Fox)
TT

Oscarlı yönetmenden Yaratık itirafı: Doğru kişi değildim

1997 yapımı Yaratık: Diriliş'te bilim insanları, yaratığa tekrar ulaşabilmek için önceki filmde ölen Ripley'yi yeniden hayata döndürürüyor (20th Century Fox)
1997 yapımı Yaratık: Diriliş'te bilim insanları, yaratığa tekrar ulaşabilmek için önceki filmde ölen Ripley'yi yeniden hayata döndürürüyor (20th Century Fox)

28 Gün Sonra (28 Days Later) serisini başlatmasından yaklaşık 5 yıl önce Danny Boyle, sinema tarihinin en büyük bilimkurgu serilerinden birinde yer alma şansını geri çevirmişti.

Şu sıralar yeni filmi 28 Yıl Sonra'yı (28 Years Later) tanıtan yönetmen, Hollywood Reporter'a verdiği röportajda, 1997 yapımı Yaratık: Diriliş'in (Alien: Resurrection) yönetmenliğini CGI kullanımının fazlalığı nedeniyle reddettiğini söyledi.

Boyle, Mezarını Derin Kaz (Shallow Grave) ve Trainspotting'le yakaladığı çıkışın ardından filmin yapımcıları tarafından ilk tercih olarak belirlenmişti. Ancak filmi sonunda Fransız yönetmen Jean-Pierre Jeunet yönetti.

"Sigourney Weaver ve Winona Ryder'la tanıştım" diyen Boyle, teklifin ciddiyetini şöyle anlattı: 

Muhteşem insanlardı. Ama bu, CGI'la gelen geçiş dönemiydi. Yani sinemada dijital efektlerin ağırlık kazandığı o ilk zamanlar. Ve ben bununla baş edemedim.

Ridley Scott'ın Yaratık (Alien) evrenine büyük hayranlık duyduğunu belirten Boyle, şunları ekledi:

Yaratık'ın fikrini gerçekten çok seviyordum. Bu yüzden çok tutkuluydum. Ama sonra nadiren yaşadığım bir netlik anı geldi ve dedim ki 'Bu iş için doğru kişi sen değilsin.' Onun yerine gidip Olağanüstü Bir Hayat'ı (A Life Less Ordinary) çektim.

Boyle, ilerleyen yıllarda CGI'la daha fazla iç içe çalıştı. Özellikle 2007’deki Gün Işığı (Sunshine) ve 2010'da Oscar'dan sonraki projesi 127 Saat (127 Hours) bu anlamda öne çıkıyor. Milyoner'le (Slumdog Millionaire) En İyi Film Oscar'ını kazanmasının ardından gelen bu yapım, yönetmene göre riskli ama önemli bir işti.

"Oscar sonrası biraz kibirli oluyorsunuz" diyen Boyle, bu durumu iyiye kullandıklarını söylüyor: 

Çünkü 127 Saat gibi bir film normal şartlarda yapılmazdı. Ama senarist Simon Beaufoy'la aklımızda çok net bir fikir vardı. Dar, odaklı bir yöntem: Asla o kanyondan çıkmayacaktık. Ya da çıkarsak bile sadece halüsinasyonlarla. Ve James Franco bu filmde harikaydı.

Filmin en çok konuşulan sahnesi, Franco’nun canlandırdığı karakterin kendi kolunu kesme anıydı. Boyle bu sahne hakkında şunları söylüyor:

Teknik olarak çok iyi çekilmişti, protez kullanımı açısından mükemmeldi. Ama o an kameranın Franco'ya odaklandığı ana bakarsanız, sadece oyunculuğunu görürsünüz. Oyunculuğu çok güçlüydü. Pek çok kişinin baygınlık geçirdiği vakalar yaşandı.

Independent Türkçe, IndieWire, Hollywood Reporter



Esrar kullanımı kalp hastalığı ve felç riskini iki kat artırıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Esrar kullanımı kalp hastalığı ve felç riskini iki kat artırıyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmalar, kenevir kullanıcılarının felç, kalp krizi geçirme veya kalp hastalığından ölme olasılığının iki kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Kaliforniya Üniversitesi'nden bilim insanları, esrar kullanıcıları arasında kalp krizi gibi rahatsızlıkların görülme riskinin yüzde 29, felç riskinin yüzde 20 ve kalp hastalığından ölme riskinin iki kat daha fazla olduğunu buldu.

Heart adlı akademik dergide yayımlanan çalışmada, uyuşturucu ve hastalıklar arasındaki ilişkiyi araştırmak için 200 milyon kişiyi kapsayan 24 çalışma incelendi.

Araştırmacılar, çalışmanın "esrarın kardiyovasküler risk oluşturmadığı varsayımı hakkında ciddi sorular ortaya attığını" belirtti.

İncelenen araştırmalar 2016'yla 2023 arasında yapılmıştı ve 19 ila 59 yaşındaki kişileri kapsıyordu.

Araştırma, esrar maruziyetinin uyuşturucuyu yakarak içmekten mi yoksa başka tüketim şekillerinden mi kaynaklandığını belirtmedi.

2023'te Amerikan Kardiyoloji Koleji, esrar içen veya esrar katkılı gıdaları günlük tüketen kişilerin koroner arter hastalığına (KAH) yakalanma riskinin üçte bir oranında daha yüksek olduğunu açıklamıştı.

KAH, en yaygın kalp hastalığı türü. Kolesterol, organa kan sağlayan arterleri daraltarak göğüs ağrısı, nefes darlığı ve yorgunluğa neden oluyor.

Bu önemli bağlantı, kullanıcıların tütün içip içmediğine, alkol alıp almadığına, önemli kardiyovasküler risk faktörleri taşıyıp taşımadığına ve yaş ya da cinsiyetten bağımsız olarak geçerliydi.

Kullanıcıların esrarı yakıp içerek, yenebilir ürünler tüketerek veya başka yöntemlerle almaları da fark yaratmadı.

Amerikan Kardiyoloji Koleji araştırmacıları, kişilerin esrar kullandığını doktorlarına bildirmeleri gerektiğini, böylece klinisyenlerin kalp sağlığını izlemeye başlayabileceğini söyledi.

Stanford Üniversitesi'nde asistan hekim ve çalışmanın başyazarı Dr. Ishan Paranjpe şunları söyledi:

Esrar kullanımının KAH ile bağlantılı olduğunu bulduk. Daha sık esrar kullanımı KAH riskinin artmasıyla bağlantılı olduğundan doz-yanıt ilişkisi de gördük. Halk sağlığı açısından bakıldığında, esrar kullanımının daha önce fark edilmeyen bazı zararları olduğu ve insanların bunu dikkate alması gerektiği ortaya çıkıyor. Bilimsel açıdan bakıldığında, bu bulgular heyecan verici çünkü bu yolu kontrol altına almak için keşfedebileceğimiz yeni ilaç hedefleri ve mekanizmalar olabileceğini gösteriyor.

Independent Türkçe