Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
TT

Gerçek olaylardan esinlenen 100 tam puanlı dizi izleyicileri hayran bıraktı

Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)
Javier Giner'in aynı adlı otobiyografik romanından esinlenen dizi; acı, iyileşme ve inişli çıkışlı kendini kabul süreci gibi temaları dokunaklı bir dille ele alıyor (Disney+)

Disney+'ta sessiz sedasız yayına giren yeni İspanyol dizisi Yo, adicto, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 100 tam puan alarak son dönemin en çarpıcı yapımlarından biri haline geldi.

İlk olarak İspanya'da izleyiciyle buluşan ve eleştirmenlerden tam not alan dizide, Javier Giner karakterine hayat veren Oriol Pla, kariyerinin en etkileyici performansına imza atıyor. 

Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele eden bir adamın iyileşme sürecini konu alan Yo, adicto, bu süreci hem duygusal hem de insani yönleriyle işliyor.

Diziyi benzerlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri, bağımlılığı basitleştirmeden ve ahlaki çerçeve sıkıştırmadan ele alması. Bir izleyici Google yorumunda şu ifadeleri kullandı:

Bağımlılar nadiren oldukları gibi gösterilir, oysa onlar da insan... İzlemesi zor ama çok güzel. Büyük bir sevgiyle anlatılmış.

Aitor Gabilondo ve Javier Giner tarafından yaratılan dizi, yalnızca madde bağımlılığına değil, onu çevreleyen duygusal karmaşaya da derinlemesine eğiliyor: Travma, suçluluk, utanç, bağışlama ve yeniden yaşamayı öğrenmenin günlük çabası...

Javier'le Nora Navas'ın canlandırdığı terapisti arasındaki ilişki, dizinin duygusal omurgasını oluşturuyor. İkili, sadece bir iyileşme sürecine değil; kimlik, aidiyet ve özsaygıyı yeniden inşa etmeye uzanan bir yolculuğa çıkıyor.

Oriol Pla'nın performansı eleştirmenler kadar izleyicilerden de övgü alıyor. Bir kişi şöyle yazmış:

Oriol Pla'nın oyunculuğu kusursuz. Başta nefret ettiğiniz bir karaktere sonrasında tamamen empatiyle yaklaşmanızı sağlıyor... Onunla gülüyor, ağlıyor, bağımlılıkların ötesindeki varlığını hissediyorsunuz... Mutlaka izlenmesi gereken bir dizi.

6 bölümden oluşan mini dizi, Javier'in dünyasını şekillendiren ailevi ve toplumsal dinamikleri de gerçekçi biçimde yansıtıyor. Bir başka izleyici ise şu yorumda bulunmuş:

Gerçekçi şekilde yorumlanmış bir sosyal tablo. Aile, sosyal çevre ve iş ortamı son derece çağdaş ve inandırıcı bir şekilde işlenmiş.

Bir diğer değerlendirme de dizinin duygusal etkisine dikkat çekiyor:

Kafamızda, kalbimizde bir şeyleri yerinden oynatıyor. Kendi yaşadığımız ya da başkalarının deneyimlediği duygularla yüzleştiriyor.

Sürükleyici anlatımı, derinlikli duygusal yapısı ve güçlü oyunculuklarıyla Yo, adicto, evrensel temalara odaklanan uluslararası diziler arasında şimdiden öne çıkan bir yapım oldu. 

Independent Türkçe, Express, Digital Spy



Arnold Schwarzenegger, en kötü Terminatör filmini açıkladı

Fotoğraf: Tri-Star Pictures
Fotoğraf: Tri-Star Pictures
TT

Arnold Schwarzenegger, en kötü Terminatör filmini açıkladı

Fotoğraf: Tri-Star Pictures
Fotoğraf: Tri-Star Pictures

Arnold Schwarzenegger en kötü Terminatör filmi olduğuna inandığı filmi seçti.

1980'lerden bu yana bilimkurgu serisinde oynayan aktör, 1984'le 2019 arasında gösterime giren 6 filmin 5'inde yer alıyor.

Filmler, Skynet diye bilinen sentetik zekayla John Connor liderliğindeki insan direnişi arasındaki savaşı anlatıyor.

Serinin ilk iki filmini James Cameron yönetmişti: Terminatör (The Terminator, 1984) ve Terminatör 2: Mahşer Günü (Terminator 2: Judgement Day). Her ikisi de eleştirmenlerce beğenilmişti.

Jonathan Mostow'un yönettiği Terminatör 3: Makinelerin Yükselişi (Terminator 3 : Rise of the Machines), 2003'te gösterime girdiğinde orta halli eleştiriler almıştı. Serinin son üç filmi Terminatör: Kurtuluş (Terminator: Salvation, 2009), Terminatör: Genisys (2015) ve Terminatör: Kara Kader (Terminator: Dark Fate, 2019), yaygın olarak serinin en zayıf halkaları kabul ediliyor.

77 yaşındaki Schwarzenegger'in Terminatör: Kurtuluş'a karşı özel bir nefreti var. Christian Bale'ın başrolünü paylaştığı filmi profesyonel olarak McG diye bilinen Joseph McGinty Nichol yönetmişti.

Bu film, seride Schwarzenegger'in rol almadığı tek film ki bu da seçiminin temelini oluşturuyor.

Watch What Happens Live'a katılan FUBAR oyuncusu şöyle konuştu:

En kötüsünün muhtemelen 4 numara olduğunu söyleyebilirim çünkü bu benim [Kaliforniya] valisi olduğum dönemde yapıldı ve ben içinde değildim.

Sunucu Andy Cohen'e şunları söyledi:

Ben Terminatör'de olmadan nasıl bir Terminatör filmi yaparsınız? Bu hiç mantıklı değil.

Schwarzenegger filmi daha önce de küçümsemişti. Aktör 2015'te Genisys'in tanıtımı sırasında Kurtuluş'ta yer almadığı için duyduğu memnuniyeti dile getirmişti.

Görsel kaldırıldı.
Christian Bale, Terminatör:Kurtuluş'ta (Columbia Pictures)

Good Morning America'ya verdiği röportajda "Berbattı" demişti.

Oyuncu favorisini seçme konusunda daha diplomatik davranarak şunları söylemişti:

Bunu gerçekten söyleyemem. Bence oynadığım üç filmin de kendi kişilikleri ve ilginç hikayeleri vardı.

Olumlu eleştirilere rağmen, ilk Terminatör filmini eleştirenlerden biri de yapımın kalitesi konusunda bazı çekinceleri olduğunu itiraf eden yönetmen ve ortak yazar Cameron.

Film, Schwarzenegger'in canlandırdığı sibernetik suikastçının, henüz doğmamış oğlu John'un insanlığı kurtarma şansı olmadan önce Sarah Connor'ı (Linda Hamilton) öldürmek için gelecekten gelmesini konu alıyor.

Cameron, bazı bölümleri neden utanç verici bulduğunu "sadece yapım kalitesi yüzünden" diyerek açıklamıştı.

"Diyalogların hiçbirinden utanmıyorum ama görünüşe göre yazdığım diyaloglar konusunda pek çok insandan daha düşük bir utanç faktörüne sahibim" demişti.

Cameron filmi The Walking Dead'in yapımcısı Gale Anne Hurd'le birlikte yazmıştı.

Independent Türkçe