Zehirli hayvan kavramı değişiyor, salyangozlar yılanlarla aynı sınıfa giriyor

Araştırmacılar, sümüklüböceklerin ve salyangozların çiftleşme amaçlı kur yapma sırasında potansiyel eşlerine zehir enjekte ettiğini saptadı (Unsplash)
Araştırmacılar, sümüklüböceklerin ve salyangozların çiftleşme amaçlı kur yapma sırasında potansiyel eşlerine zehir enjekte ettiğini saptadı (Unsplash)
TT

Zehirli hayvan kavramı değişiyor, salyangozlar yılanlarla aynı sınıfa giriyor

Araştırmacılar, sümüklüböceklerin ve salyangozların çiftleşme amaçlı kur yapma sırasında potansiyel eşlerine zehir enjekte ettiğini saptadı (Unsplash)
Araştırmacılar, sümüklüböceklerin ve salyangozların çiftleşme amaçlı kur yapma sırasında potansiyel eşlerine zehir enjekte ettiğini saptadı (Unsplash)

Bilim insanlarına göre bahçe salyangozları ve sümüklüböcekler artık zehirli kabul edilebilir.

Araştırmacılar zehir tanımını altüst eden bir çalışmada sadece yılan ve örümceklerin ısırıklarının değil, yaprak bitlerinin salyaları ve sümüklüböceklerin salgıladığı kimyasalların da zehirli sınıfına girdiğini açıkladı.

Bu tanım değişikliği, onbinlerce yeni türün zehirli olarak kabul edilebileceği anlamına geliyor.

Trends in Ecology & Evolution adlı hakemli dergide yayımlanan araştırmaya göre, salya gibi maddeler aynı evrimsel işlevi yerine getiriyor: başka bir organizmanın vücudunu onun çıkarlarına aykırı şekilde manipüle etmek.

Londra'daki Doğa Tarihi Müzesi'nin zehir uzmanı Dr. Ronald Jenner'ın liderliğini üstlendiği makale zehrin, bir organizmanın başka bir canlı organizmada fizyolojik bir değişiklik yaratmak için kullandığı, vücut içinden salgılanan herhangi bir madde olarak yeniden tanımlanması gerektiğini savunuyor.

Bu, bitkilerin özsuyunu emip zehirli salgılar enjekte ederek onların savunma mekanizmalarını devre dışı bırakan ağustosböcekleri, yaprak bitleri ve kalkan böcekleri gibi böceklerin ve toksinleri cinsel partnerlerini manipüle etmek için kullanan bahçe salyangozları ve sümüklüböceklerin, avlarına karşı zehir kullanan yılanlar ve akreplerin saflarına katılacağı anlamına geliyor.

Dr. Jenner "Bu yeniden tanımlama, zehri dar anlamıyla bir silah olarak değil, yaygın bir evrimsel strateji olarak anlamamızı sağlıyor" diyor.

Bir sivrisinek deriye girdiğinde hortumun ne yaptığını incelersek bağışıklık sistemini baskılayan toksinler enjekte ederek hayvanın, fark edilip kovalanmadan güvenli bir şekilde kan emmesini sağladığını görüyoruz. Moleküler düzeyde örneğin bir engerek yılanının tavşanı ısırmasıyla çok benzerlik taşıyor. Kavramsal olarak ikisi de tam anlamıyla aynı sistemle çalışıyor: iki organizma arasında, enjekte edilen toksinlerin aracılık ettiği bir çatışma alanı. Ve bu zehirdir.

Araştırmacılar ayrıca eşek arıları, arılar ve karıncaların yanı sıra böcekler ve yaprak bitlerindeki zehrin, başlangıçta hayvanlar yerine bitkiler üzerinde kullanıldığını da keşfetti.

Sümüklüböcekler ve salyangozlar da çiftleşme amacıyla kur yaparken potansiyel partnerlerine zehir enjekte ediyor. Örnekler, partnerlerini iradeleri dışında yönlendirmek için biyoaktif moleküllerle kaplı aşk okları atan salyangozlardan, dikenli falluslarıyla dişilerin tekrar çiftleşmesini engelleyen bir salgı enjekte eden erkek göksineklere kadar değişiyor.

Araştırmacılar bu çiftleşme salgılarının da zehir tanımına uyduğunu çünkü bu maddelerin evrimsel çıkar çatışmasında karşıdakini manipüle etmek için vücuda içeriden verildiğini savunuyor.

Yazarlar bu yeniden tanımlamanın, geleneksel olarak ayrı alanlarda çalışan bilim insanlarının güçlerini birleştirerek zehir biyolojisinin daha hızlı anlaşılmasını sağlayacağını umuyor.

Independent Türkçe



Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
TT

Sonsuzluk Galaksisi, süper kütleli kara deliklerin gizemine ışık tuttu

Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)
Süper kütleli kara deliklerin daha küçük kara deliklerin birleşimiyle oluştuğu düşünülürken, bilim insanları farklı bir teori ortaya atıyor (Temsili/NASA)

Bilim insanları ilk kez doğrudan bir gaz ve toz bulutunun çökmesi sonucu oluşmuş bir süper kütleli kara delik saptamış olabilir. Sonsuzluk Galaksisi'ndeki bu keşif, evrenin ilk dönemlerine dair merak edilen bir soruya da ışık tutma potansiyeli taşıyor. 

Kara delikler yaşam döngülerinin sonuna gelen büyük kütleli yıldızların süpernova patlamasının ardından kendi üzerine çökmesi sonucu oluşuyor. Süper kütleli kara deliklerse bu daha küçük kara deliklerin zaman içinde birleşmesiyle meydana geliyor.

Öte yandan NASA öncülüğünde geliştirilen James Webb Uzay Teleskobu (JWST), Büyük Patlama'dan sonraki yaklaşık 500 milyon yıl içinde oluşmuş süper kütleli kara delikler keşfediyor. Böyle bir yapının ortaya çıkması için en az 1 milyar yıl geçmesi gerektiğini düşünen gökbilimciler, son yıllarda bu tuhaflığa bir açıklama getirmeye çalışıyor. 

Öne çıkan teorilerden birine göre bazı süper kütleli kara delikler, devasa bir gaz ve toz bulutunun herhangi bir yıldız üretmeden doğrudan kendi üstüne çökmesiyle meydana geliyor olabilir. 

Ancak bilim insanları daha önce bu senaryoyu destekleyen somut bir kanıt bulamamıştı. 

Yale Üniversitesi'nden Pieter van Dokkum liderliğindeki bir araştırma ekibi, Dünya'dan yaklaşık 8 milyar ışık yılı uzaktaki bir galakside bu kanıtı bulmuş olabilir.

cdfvgbh
James Webb Uzay Teleskobu, Sonsuzluk Galaksisi'nde toplam üç süper kütleli kara delik buldu (NASA/Yale Üniversitesi)

JWST'yi kullanarak galaksiyi gözlemleyen bilim insanları, sonsuzluk işaretine benzeyen bir görüntüyle karşılaştı. Bu nedenle Sonsuzluk Galaksisi adını alan gökadanın, iki galaksinin kafa kafaya çarpışması sonucu oluştuğu için bu şekli aldığı düşünülüyor.

Araştırmacılar şaşırtıcı bir şekilde iki galaksinin birleştiği yerdeki gaz bulutunun içinde süper kütleli bir kara delik tespit etti. Kara deliğin, halihazırda beslendiği bu gaz bulutunda oluştuğu tahmin ediliyor.

Hakemli dergi The Astrophysical Journal Letters'ta 15 Temmuz Salı günü yayımlanan makalenin başyazarı van Dokkum "Devasa bir galaksinin çekirdeği dışında bir kara delik bulmak başlı başına olağandışı bir durum ancak daha da sıradışı olan şey, oraya nasıl geldiği" diyerek ekliyor: 

Muhtemelen oraya öylece varmamış, orada oluşmuş. Ve epey yakın bir zamanda. Başka bir deyişle, bir süper kütleli kara deliğin doğuşuna tanıklık ettiğimizi düşünüyoruz, ki bu daha önce hiç görülmemiş bir şey.

Bilim insanları iki galaksinin çarpışması sırasında yoğun bir gaz düğümü oluştuğunu ve burada Güneş'in 1 milyon katı ağırlığında süper kütleli kara deliğin meydana geldiğini tahmin ediyor.

Ekip teorilerini test etmek için kara deliğin hızıyla, onu çevreleyen gaz bulutunun hızını karşılaştırdı. Bunların birbirine yakın olması, kara deliğin orada oluşma ihtimalini güçlendirdi.

Çalışma ayrıca, çarpışan iki galaksinin çekirdeklerinde de aktif süper kütleli kara delikler bulunduğunu ortaya koydu.

Bunun beklenmediğini belirten van Dokkum, çalışmanın bulgularını şöyle değerlendiriyor:

Doğrudan çökme sonucu bir kara delik bulduğumuzu kesin bir şekilde söyleyemeyiz. Ancak bu yeni verilerin, diğer açıklamalardan bazılarını elerken, yeni doğmuş bir kara delik ihtimalini güçlendirdiğini söyleyebiliriz. Verileri incelemeye ve bu olasılıkları araştırmaya devam edeceğiz.

Independent Türkçe, Space.com, IFLScience, The Astrophysical Journal Letters